20
"Bu tabanca, o günlerde babalara, oyuncaklara inandığım günlerden kalma, o adamın hediyesi...şu iyilik meleğinden..."
Tabancayı elime aldım hemen...oyuncaktı...
"Tabanca oyuncakmış! Ateş etmeyin!" diye bağırdım.
"Ölüyorum" dedi, "ölüyorum, ölüyorum, o tabancayı almadan önce ve sonrasında ömrümce ezberleyebildiğim cümleler tek bunlardı: Ben iyi bir insanım. Bana birileri ne yaparsa yapsın, iyi insan olarak kalacağım. Çünkü iyilik insanın kurtuluşudur.
Bana ne yaparlarsa yapsınlar, dürüst kalacağım. Çünkü dürüstlük insanın kurtuluşudur."
"Ambulans!" diye bağırdım.
Tahsin'in gözleri kapanmıştı.
"Canım kardeşim diren, sakın ölme... bir sürü param var, senin de hayatın kurtulacak, sokaklar olmayacak artık...bitti..
Tahsin'in gözlerinden bir çift göz yaşı düştü, elimi sıktı.
"Hoşça kal dostum, keşke seninle hep dost olabilseydik. Elif'e iyi bak."diyebildi.
Onun aşkı benim aşkım olmuştu ama şimdi onun acısı, aşkı da benim acım... aşkım olmuştu.
Bir insan acı duyabiliyorsa bir canlıdır, bir insan başka bir insanın acısını duyabiliyorsa insandır.
İnsanı kendi üzüntüsü, aşkı kadar yenilgiye uğratan bir başka şey yoktu. Ama esas zaferler de bunda, acıda saklıydı. Acıyla olandı.
İsa Kantarcı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAKLARIN RUHU
Paranormalaç kaldığında onunla ekmeğini paylaşabilecek harbi dostları, yüzü güldü mü gerçekten gülen dostları vardı. Bu sokaklarda tek düze değildi hiçbir şey. Her an her şey olabilirdi. Artık televizyonu ışığı kapa diyen biri yoktu. Sabahın köründe işe kalk...