Saat gece yarısına yaklaşırken Eleanora artık Londra'dan çok uzaktaydı. Yol boyunca hep Darian'ın hayalini kurarak bu berbat durumu unutmayı başarmıştı. Darian'ın zümrütten daha yeşil gözleri, kömürden daha kara saçları, yüzündeki sert bir o kadar nazik bakışı Eleanora'yı masum duygularıyla kendinden geçirirken, Margaret'in Darian'la evlenme düşüncesi deli ediyordu. Eğer Darian gerçekten Margaret'i sevseydi Eleanora da aşkını kalbine gömüp kaderine razı olabilirdi. Ama ortada büyük bir yanlışlık vardı ve Eleanora onu ortaya çıkaracaktı. Şimdi sadece doğru zamanı beklemeliydi.
Sürücü arabayı durdurduğunda Eleanora yavaşça camındaki tül perdeyi araladı. Durdukları yer aydınlatmalarla çevrili ahşap, büyük bir yapıydı. Burasının konaklayacakları yer olduğunu anlamıştı. Sanki çökecekmiş gibi duran tahta kapının az ilerisinde birkaç tane adam birbirleriyle hararetli bir şekilde tartışıyor, onları da kapının kenarında sessizce biri izliyordu. İzleyen kişi siyahlar içinde asil duruşu olan bir erkekti. Kumral saçlarının hafif kıvırcık olması Eleanora'nın dikkatini çekmiş ve bir anlık da olsa onları göz göze getirmişti. Birkaç saniye süren bu bakışmayı uşak bozdu.
"Leydim, bu gece burada konaklayacağız. Lütfen arabadan inin."
Leydi Eleanora üstündeki ağır, beyaz pelerinini düzeltip kapıyı araladı. Arabadan inmesi için uşağı ona yardım ederken bir çift gözün de onu izlediğinin farkındaydı. Gecenin soğukluğuyla ürperen Eleanora minik gece lambalarıyla aydınlatılmış kapının yanına yaklaştı.
"Lütfen Leydim beni takip edin."
Uşak hızlı adımlarla hanın içine girdi. Leydi Eleanora az önce göz göze geldiği yabancıyı yakından görme fırsatı yakalamıştı. Çamurlu siyah çizmelerinden üstündeki kalın kabana kadar dikkatlice süzdü. Yabancı ona doğru gelen, kıyafetinden uşak olduğu belli olan cılız adama seslendi.
"York'a gidecek araba buldun mu?"
Leydi Eleanora "York" kelimesini duyduğu an duraksadı.
Uşak başını sallayarak onayladı. "Evet, Lordum."
Leydi Eleanora da onlara kulak misafiri olmuştu. İçinden "York mu?" dedi. Darian Francis York markisiydi. Gitmesi gereken yer York'tan başka bir yer değildi. Birkaç adım uzakta duran bu yabancı adamdan onu York'a götürmesini rica edebilir miydi?
Lord omuz silkti. "Ne zaman gideriz?" Uşak ahırı gösterdi. "Sürücü hazır olduktan hemen sonra."
Lord bundan memnuniyetsiz olsa da başıyla ahırı işaret etti. "Acele etsin."
"Emredersiniz Lordum."
Uşak hızla ahırın yolunu tutarken Eleanora'nın bakışları hala York'a hemen şimdi gidecek olan yabancıdaydı.
"Daha fazla bana bakmaya devam edersiniz bana tutulduğunuzu düşünmeye başlayacağım Leydim."
Yabancı gözlerini kısarak leydi Eleanora baktı. Eleanora'nın düşünceli gözleri bir anda ona imalı bakan koyu mavi gözlerle birleşti. "Size bakmıyordum."
Yabancı kısacık süren bir gülüş attı. "Bakıyordunuz Leydim."
Doğruydu. Leydi Eleanora onu baştan aşağı incelemişti. İncelerken karşısındaki yabancının asil duruşunun fark edilmemesinin imkansız olduğunu biliyordu. Durumu açıklamalı mıydı? "Ben-"
Yabancı, hızlı bir şekilde Eleanora'ya yaklaşınca Eleanora sözünü tamamlayamadı. "Uşağınızı takip etmenizi öneririm leydim. Geceleri buralar özellikle bir leydi için çok tehlikeli yerlerdir."
Leydi Eleanora neye uğradığını şaşırmıştı. Şaşkınlığını hemen atlatıp sinsi bir gülüş atıp hanın içine girmeye yeltenen yabancının kolunu bir anda tuttu."Beni York'a götürün."
Yabancı ani bir refleksle leydinin tuttuğu kolu bıraktırdı. Sorgulayıcı bir ifade takınıp "Ne için Leydim?" dedi.
"Aşk için." Leydi Eleanora bu cevabı hiç düşünmeden vermişti. "Sevdiğinden ayrı kalmış birine ufacık bir yardım edeceksiniz Lordum."
Yabancının şaşkın yüzü Eleanora'nın sözleriyle yumuşadı. Yabancı gülümserken Eleanora bu işin tamam olduğunu düşünmüş içine bir mutluluk yayılmıştı. O da karşılık olarak hafifçe gülümsedi.
"Hayır Leydim." Yabancının gülümsemesi söylediği sözle durdu. Leydi Eleanor'un da gülen yüzü bu duruşu takip etti.
"Neden ama?" Eleanora yabancıya yalvaran gözlerle bakıyordu. "Sorun para mı?" Elbisesinin fırfırlarının altından bir kese çıkardı. "Eğer paraysa sorun değil."
"Tanımadığım birini arabama almayacağım Leydim." Başıyla da bu sorunun cevabının olumsuz olduğunu onaylıyor gibiydi. "Eğer bir belalınız varsa namlunun ucundaki ben olmak istemem."
"Yemin ederim ki Lordum sadece sevdiğim adam için York'a gitmek istiyorum." Eleanora söylemekte kararsız kalsa da bir anda söyledi. "Yoksa tanımadığım bir adamla evlendirileceğim."
"Bu sorun size ait, bana değil Leydim." Leydi Eleanora yabancının soğuk bakışlarına rağmen ısrar etmeye devam etti. "En azından kutsal aşk adına beni oraya götüremez misiniz?"
Yabancının suratındaki soğuk bakış değişti, dalgınlaştı. "Aşk benim kutsalım değil."
Leydi Eleanora tekrar konuşmaya yeltendiğinde ise yabancı yanından rüzgar gibi geçip hanın içine girdi.
"İyi geceler leydim... "
Görsel: Darian Francis
Arkadaşlar beğendiyseniz yorum atmayı ve oylamayı unutmayın. Kitabın devamı açısından çok önemli. Kendimi geliştirmem için fikirlerinizi bekliyorum =)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELALI LEYDİ Eleanora #Wattys2019
Teen FictionHiç tanımadığı adamla evlendirilmek istenen bir Leydi... Ailesi için bile olsa kendi yolundan gitmeyi tercih etmez miydi? Leydi Eleanora da öyle yaptı. Sevdiği adama ulaşmak uğruna her şeyi göze aldı. Ama fark etmediği bir şey vardı. Sevdiği adam b...