"Eleanora Whitley. Whitley ailesinin en küçük kızı."
Eleanora şimdi kazandığı zaferden adı kadar emindi. Lordun boş bakışları şaşkınlığını ele veriyordu. Lord aslında şaşkın değildi. Sadece nasıl bir belaya bulaştığının farkına varmıştı.
Lord mırıldandı. "Bela Kardeşler."
Eleanora gülümsemesini eksik etmeyerek "Şimdi ne yapacaksın?" dedi.
"Leydi Margaret'a ne yaptıysam onu. "
Eleanora bu cevabı hiç beklemiyordu. Ablasına ne yaptığı düşüncesi ile donakaldı. Lordun ise ifadesi sertti.
"Şimdi sadece beni bekleyin Leydim." Lord Eleanoranın cevap vermesini beklemeden odadan dışarı çıktı.
"Margaret..." dedi tırnaklarını avuç içine bastırırken. "Ne yaptın sen...?"
Beş dakika geçmeden Lord elinde beyazlı kırmızılı bir kadın kıyafetiyle geldi. Eleanora onun bıraktığı yerden bir gram ile gitmemişti. Lord elbiseyi yatağa fırlatıp çemkirdi. "Böyle durmayın."
Eleanora da aslında geceliğiyke bir erkeğin karşısında durmaması gerektiğinin farkındaydı. Ama şartlar onu bu hale sokmuştu.
"Benim dediklerimi yapacaksınız." Eleanora uysal bir kedi gibi başıyla lordu onayladı. Artık karşı koymuyordu. Ne kadar karşı koymak istese de Lordun ablasıyla ilgili sözü içini kemiriyordu. Yanıt alamayacağını bilse de bağırıp çağırıp sorabilirdi. Sonrasında ise Lordun ismini Rose olarak söylediği kadından yardım isteyebilirdi. Ama daha bir kelime etmediği kadına nasıl güvenirdi.
Lord Eleanoranın tepkisine güvenmeye korkar gibi yavaş adımlarla yaklaştı. "Eğer dediklerimi yaparsanız, sizi istediğiniz yere bizzat ben götüreceğim Leydim."
"Gerçekten mi?" Leydi lorda şüpheli bakışlarla bakıyordu.
Lord muzip bir sırıtışla yanıtladı. "Whitley ailesinin kızlarına bulaşmamam gerektiğini çok önceden acı bir biçimde tecrübe ettim." Eleanoranın ablasından bahsettiği belliydi. "Hem de çok acı bir biçimde..." diye de ekledi.
Darian'ın tatlı yüzü Eleanoranın yüzünde tekrar belirince Eleanora sevinçle Lordun elini tuttu. "Size borcumu mutlaka ödeyeceğim Lordum."
Lord keskin bir nefes aldıktan sonra Eleanoranın elini itti. "Sizden sadece kurtulmak istiyorum leydim."
Sakin ol... Sakin ol...
Eleanora içinden sürekli iki kelimeyi tekrarlayıp duruyordu. Ama bakışlarıyla da öfkesini belli etmeyi ihmal etmiyordu. Lord bakışlarını Eleanora dan çekince sözüne başladı.
"Bu evden çıkıncaya kadar karımsınız. Bu yüzden asi bakışlarınızı bir süreliğine saklayın."
"Üzgünüm ama sizin gibi bencil, pislik birine sevgiyle bakmamı beklemiyorsunuz herhalde?!" Lord sakinleştiğini düşündüğü kızdan bu yanıtı beklemiyordu.
"O zaman York'a gitmek için kendinize başka birini bulun."
Eleanora derinden nefes aldı. Eleanoranın sessizliği lorda itiraz etmeyeceğinin göstergesiydi. Lord öfkeden alev alev yanan bu kızla daha fazla uğraşmaması gerektiğinin farkındaydı.
"Bana ayak uydurun." Kapıya yaklaşırken "Şimdi dinlenin." dedi.
"Mutlaka borcumu ödeyeceğim lordum." Lordun arkasından titrek bir o kadar da öfkeli bir ses geliyordu. "Ve bunun yaşayacağınız şeylerin en acısı olacağından emin olacağım." Lord başını döndürüp Eleanora'yı süzdü. Lordun bu durumdan eğlendiği aşikardı.
"Pisliğin en önde gidenisiniz. Eminim şu hiç öğrenemediğim adınız da pisliğe benzer bir şeydir."
Lord hiç konuşmadan muzip sırıtışını tekrar yaptı. "Adım Arel."
"Pislik Arel olmasın?" Lord bu duruma bayağı güldü. Lord fısıldayarak konuştu. "Aslında siz Kralın soytarısı olmalıymışsınız. Çok komiksiniz."
Elaeanora lordu sinir etmek isterken sinir olmuş bir de soytarıya benzetilmişti. Lord bu durumu fırsat bilerek iyi geceler dileyip kaçtı. Eleanora ise Lordun getirdiği kıyafeti kapıya fırlatarak tüm öfkesiyle bağırdı.
"Pislik Arel!"
Görsel: Eleanora'nın öfkeyle fırlattığı kıyafet
Lütfen oylamayı ve yorum yazmayı unutmayın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELALI LEYDİ Eleanora #Wattys2019
Teen FictionHiç tanımadığı adamla evlendirilmek istenen bir Leydi... Ailesi için bile olsa kendi yolundan gitmeyi tercih etmez miydi? Leydi Eleanora da öyle yaptı. Sevdiği adama ulaşmak uğruna her şeyi göze aldı. Ama fark etmediği bir şey vardı. Sevdiği adam b...