Bölüm 6

255 16 10
                                    

Gözlerimi açık tutamayacak hale geldiğimde tekrarladım. ''Tanımadığın birine bağlanmazsin, güvenemezsin ve sen mutlu olamazsın. ''

Uyumama izin vermelerini dileyerek gözlerimi kapattım. Belki Arthur ' un ne yaptığını fark ederlerdi ve beni uyandırmazlardı. Uyanınca da yurda giderdim. Hepsi bu kadar.

 Gözlerimi yavaş yavaş açarken kulağıma dolan ses , adeta kulağımı tırmalıyordu. Sesin fazlasıyla yüksek olmasının yanı sıra kulakları hasas olan birisi olduğumdan benim için işkence gibiydi. Doğrulmaya çalıştığımda karnıma saplanan ağrıyla neler olduğunu hatırladım. Erafıma göz gezdirdiğimde hala Arthur ' un beni getirdiği odada olduğumu anladım. Harika ! Kimse beni uyandırmamıştı. İyi sayılabilecek bir uyku çekmiştim ama Sam geç kaldığımı fark ederse sonu iyi olmayacaktı ve kesinlikle çoktan fark etmişti. Gerçi uyandırılmamayı dilerek uyumuştum. Çünkü o durumda öyle düşünmem gerekiyordu.

Kendime karşı kendimi savunmayı bırakıp yavaşça doğruldum. Karın bölgem kesinlikle ağrıyordu ama kaburgalarımın kırmadığına yada çatlamadığına emindim. Sonuçta daha önce bir kaç kez kırılmış ve çatlamışlardı. Kırılan kemik daha güçlü olduğundan ve şuanda hissettiğim acı daha farklı olduğundan kaburgalarımda bir sorun olmadığını anladım. Nedense Arthur ' un çok sert vurmadığını düşündüm. Buna sevinmeli miyim yoksa üzülmeli mi emin değilim. Birde bana kendimi dövdürürsem , beni öldüresiye döveceğini söylemişti. Şuan emindim ki kesinlikle dediğini yapacaktı. Ama sorun değil.

 '' Uyandıysan Defol ! '' sesin geldiği yere bakmamla gölgelerin arasından bana bakan bir Arthur gördüm. Arthur ' u görmemle şaşkınlıktan gözlerimin yuvalarından çıkacağını sansamda çıkmamışlardı. Harika ! Gözlerim yerinde. Kısa bir süre Arthur ' la bakışıp yavaşça kapıya doğru yöneldim. Beni uyandırmamış , uyanmamı beklemişti. Nedenini bilmediğim bir sevinçle gülümsedim. Dayak bende kafa yapmıştı anlaşılan. Çoktan işten çıkmış ve yurda gitmiş olmam gerekiyordu. Simone bana onun gibi geceleri çalışmayacağım için söz vermişti ki şuanda bu söz için minnettardım. Bu odadan bile dışarda ki sesleri duyabiliyordum.

 '' Doktora git. '' sesi soğuktu. Umursamazdı ama emir verir gibi ve ben emir almazdım. '' Gerek yok.'' diyip kapıyı açtım. Açarken çok zorlansamda Arthur ' a rezil olmamak için ses çıkarmamıştım. Kapı kapandığında kapıya yaslanıp derin nefesler aldım. Karın bölgem ağrıyordu ve lanet kapı beni terletmişti. Arhur ' un kapıyı açıp çıkma olasılığına karşılık bulunduğum noktadan uzaklaşıp soyunma odasına girdim. Soyunma odasında ki kapı da ağırdı ama ' o ' odayla karşılaştırılamazdı bile. Soyunma odasına girdiğimde içerde iki erkek vardı ve öpüşüyorlardı. Bakışlarımı onlardan kaçırıp dolabıma doğru gittim. Pekala bende erkeklerden hoşlanıyordum ama hiç bir erkeği öpmemiştim. Çünkü nasıl hissettiğimi bir kaç yıl önce fark etmiştim.

 Dolapı açmak için kilidin kombinasyonunu girerken onlara bakamıyordum. Bir yandan çekiniyordum. Bir yandan da onlara bakarsam rahatsız olaraklarını düşünmüştüm. Tabi sesizce ama arzuyla inlemeleri elimi ayağıma dolamıştı. Kombinasyonu açmayı başarmış olsamda kilidi yere düşürmüştüm. Kilidi almak için eğildikten sonra kendime küfrettim. Ne zaman bir şey yapmak istesem aksi oluyordu. Ayağa kalkmamla kafamı açık olan dolabın kapağına toslamam bir olmuştu. Lanet ! Kafamı ovuşturduğum sırada arkamda ki erkeklerden '' İyi misin ? '' konulu bir soru duydum. Kafamı sallamakla yetinip üstümde ki önlüğü çıkardım ve dolaba koydum. Dolaptan lavicert beremi alıp taktığımda çıkmak için hazırdım.

 Çıkarken gözlerim öpüşmeye devam eden çifte kaydı. İkisininde tatlı yüzleri vardı , benim aksime. Yüzüm belli açılardan sert olsada ruhum tatlıydı. Yine kendi kendime haklı çıkmaya çalıştığımı fark edip gülümsedim. Kendimle ne iyi anlaşıyorum böyle (!)

Love To DeathHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin