Karşıda oturan Hilmi'nin yanına gitmeye kararlıydım ama ne diyecektim? Beni görmemesi işime geliyordu çünkü beynimdeki düşünceler her zamanki gibi karmaşıktı.Yarın sabah otelden ayrılıyorduk.
Hilmi Cem'i bir daha hiç görmeyecektim..
Bu cümle neden kalbimi böylesine kırıyordu ki? Neden acıtıyordu canımı?
Hiç konuşmamayı da düşünmüştüm ama ne vicdanım ne de kalbim rahat ediyordu. Açıklamam gereken şeyler vardı ona karşı.
Hilmi, Lera'yla bizi gördükten sonra geri plana ittiğim sorularla yüzleşmiştim.
Beni neden Hilmi'yle yakınlaşma düşüncesi heyecanlandırıyordu? Neden Lera'yla bir kez olsun gülümsemek içimden gelmiyorken Hilmi yanımdayken istemsizce gülümseme ihtiyacı duyuyordum?
Bunları gerçekten uzun sayılabilecek bir süre kafamda tartmıştım ve bir sonuca varmıştım. Bu sonucu Hilmi ile paylaşmaktan çekiniyordum çünkü düşüncelerini tahmin edemiyordum.
Hilmi'nin olduğu masaya doğru ilerleyip boş sandalyeye gergince oturdum.
"Hayırlı olsun kardeşim, mutlu olursun umarım." deyip gülümsediğinde anlamak istercesine kaşlarımı çattım.
Ben mutlu olmak istiyorum ama onunla değil, seninle..
"Hilmi ben mutlu değilim."
"Neden?" Endişesi gözlerine yansımıştı ve bu özelliğini seviyordum. Tüm duyguları gözlerinden okunuyordu ve fazlasıyla gerçekti.
"Yani..Lera'yla ben biz olamıyoruz.Yanında mutlu olmayı denedim ama eskiden hayatımın tümü olan kadının yanında bugün kalbim üşüyor."
"Zamanla tekrar alışırsın belki.."
"Alışırım ama sevemem ki Hilmi.
Sıkıntıyla sakalını sıvazladığında bu konulardan çok bunaldığımı farkettim.Bir günü güzel geçirmek istiyordum.Birkaç saatliğine de olsa mutlu olmak kulağa hoş geliyordu.
"Hilmi gece sana bir şey söyleyeceğim ama önce bana bir söz vermeni istiyorum."
Gözleri her duyguyu apaçık belli ediyordu.Merak ettiğini anlamam kolay olmuştu. "Ne gibi bir söz?"
"Bugün benimle geleceksin ve ne istersem yapacaksın."
"Altında kötü bir şeyler aramalı mıyım? Oğlum adam akıllı söylesene şunu." Gözlerimi devirerek karşılık verdim.
"Ya bir sorgulama be, düş önüme gidiyoruz."
Masadan kalkıp yürümeye başladık.Aklımda güzel bir plan vardı ve eğleneceğimize emindim.Biraz yürüdükten sonra gideceğimiz yere yaklaşmıştık ve Hilmi'ye sürpriz olsun diye gözlerini kapatmasını isteyecektim.
Söylediğimde "Korkmaya başladım, ne yapıyoruz? Bir depoya götürüp böbreklerimi çalmayacağına ne kadar güvenebilirim?" deyip gülmüştü.Gözlerine baktığımda kapalıydı.
"Güven bana, seni eğlendireceğim."
"İyi bakalım."
Girişte gözlerini açmasını söyleyip gerisinde durdum.Tepkisini merak ediyordum.Gözlerimi kırpıştırken aynı zamanda ağzından bir şaşkınlık nidası dökülmüştü.
"Murat..Lunaparka mı geldik?"
"Evet beğenmedin mi?" dedim.
"Erkek adama yakışır mı buralar? Delikanlı abilerle büyüdüm ben.Bize ters bu işler."
Milyonuncu kez göz devirip "Abartma sadece lunaparktayız. Seni teyzelerle altın gününe getimedim. Hem Go Kart'ı seversin diye düşünmüştüm."
"Ciddi misin, Go Kart da mı var? Hastasıyım ya. Mükemmel düşünmüşsün." dediğinde tebessüm ettim.
" Az önce öyle demiyordun ama." diye cevap verip dönme dolaba doğru ilerledim.Nereye istersem bineceğine söz vermişti. İki bilet aldığımda Hilmicem telefonuyla ilgileniyordu. İyi olmuştu çünkü görseydi binmezdi. Kolundan çekiştirmeye başladığında anlamsız bakışlarla ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.
Dönme dolaba adımımızı attığımız an çalışmıştı.Sırıtarak yüzüne baktım, rahatsız görünüyordu.Bir an içimden delikanlı abilerle büyümüş olduğunu unutsun istedim.
"Hilmi bir gün olsun aş şu sınırlarını. Lütfen başkaları ne der diye düşünerek değil de gerçekten eğlenmek için bin benim için."
Bir süre düşündükten sonra gülümsedi.Gülümseyişi kalbimi ısıtmıştı. "Tamam.Bir gün boyunca sınırlar yok."
Dönme dolaptan sonra bir çok şeye bindik.Çarpışan arabalara bindiğimizde kahkahalarımız havada uçuşuyordu.Huzurun tanımı buydu benim için.Uzun saatler lunaparkta kaldık.Korku tüneline bile binmiştik.
Hava kararmaya başladığında biz de lunaparkın çıkışına doğru yürüyorduk.Güzel her şeyin sonu vardı.
Hilmi bana dönerek "Sen ne söyleyecektin? Bak gece oldu." dedi.
Cesaretimi toplamalıyım..
Cesaretimi toplamalıyım..
Kuruyan dudaklarımı yalayıp söze başladım. "Hilmi ben birine aşığım ama hiç olmamam gereken birine."
Gözlerini büyütüp "Kime? Benden niye saklıyorsun? Anlatsaydın ya." dediğinde son bir nefes aldım.
"Seni sana anlatamazdım ki.."
Selam çok geç bir bölümle geldim. Zaten duyuruda da bahsetmiştim zamanımın olmadığından ama en sonunda oturdum başımın ağrısını umursamayıp size bölüm yazdım.Aslında aklımda farklı şeyler vardı ama olaylar çok karışmıştı ve artık mutlu olmalarını istedim.Nasıl devam edeceğime, neler yazacağıma dair hiç bir planım yok. Bu kurguda gideceğim yeri bilmeden gidiyorum ama bir yerlerde tökezleyeceğimi hissediyorum.
Neyse çok konuştum.Umarım bölümü beğenirsiniz.
İyi okumalar! Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.🙇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hata sanılan | hilmur
Fanfictionİki genç adam, daha yolun başında.Hayat konusunda tecrübesiz oluşlarından dolayı hata yapmaya yatkın bir dönemdeler.Peki ya hata sandıkları şey aslında onlar için doğruysa?