6•geçmiş geçmemiş..

939 39 86
                                    

Açılmamak için direnen göz kapaklarımı yavaşça araladım.Aklıma gelen anla birlikte derin bir nefes verdim dışarı.

Dün yaşanan her şey gerçekti.

Yanımda uyuyan Hilmi'ye çevirdim başımı.Tatilin sonlarına yaklaşmıştık.Birbirimizin hayatından çıkmamıza çok az bir süre kalmıştı.Ayrıca dün gece yaşananlar kafamı karıştırmıştı ve o büyük ihtimalle hiçbir şey hatırlamayacaktı.Bana yol gösterecek biri yoktu.Mükemmel..

"Başımda yüzlerce insan zeybek oynamış gibi." deyip oflayarak yastığın altına kafasını sokan Hilmi beni düşüncelerin arasından kurtarmıştı.

"E kim dedi sana iç diye?! Ne bok vardı da içtin?" Sinirle söylendiğimde kafasını yukarı çıkarıp "Ben senin aksine dostluğa aşktan daha çok önem veriyorum." diye karşılık verdi.

Bana kalırsa bunu söyleyen insanlar daha önce hiç aşık olmamış insanlardı.Kendisi için doğru kişiyi bulamayan her insan belki de her zaman yanında olan dostunu seçerdi.Gerçek aşkı yaşamamış biri olarak ben de tabiki dostluğu tercih ederdim.Lera'yı seviyordum ama aşk derecesinde değildi bu hoşlantı.

Arkadaşlar arasında olan sevgi daha masumdu.Bir çocuğun sevme biçimi arkadaşlar arasında olandı.

Ama aşk, bambaşkaydı.Bazen bir çocuğun sevgisi kadar masum, bazen bir insanın arzuları kadar tehlikeli, bazen bir fırtına gibi zorlayıcı, bazen ise bir hapishane gibi tutsak ediciydi.

"Ha bu arada gece çok saçmaladım mı oğlum?" Sesini duyduğumda yere odakladım bakışlarımı.

Sen değil, kalplerimiz saçmaladı.

"Hatırlamıyor musun bir şey?"

Hilmi'nin "Hayır, ne hatırlamam gerekiyor ki?" diyen sesini duyduğuma sahte bir gülümseme yerleştirdim yüzüme.

"Zaten bir şey olmadı.Seni bulduğumda içmiştin ve odaya getirdim.Sonra şu kavga mevzusunu konuştuk, çözdük ve uyudun."

Biz öpüştük Hilmi..

"Çözdüysek sorun yok." deyip gülümsedi.Tamam, tartışıyor olabilirdik ama birazcık değişiklikten zarar gelmezdi.

"Ben duş alayım sonra ineriz kahvaltıya." Banyoya doğru yol aldığımda Hilmi onaylayan mırıltılar çıkarmıştı.

Banyo bir şeyler düşünmek için en güzel yerdi.

Hilmi'nin gözlerinin içine bile bakamamıştım.Sanki ona baktığım anda olanları bilecekmiş gibi gekiyordu.Hem de kalbimin üstüne birisi baskı yapıyormuş gibi hissediyordum.Bu sır benim taşıyamayacağım kadar ağırdı.

Bu anları aklımdan çıkarıp kalbimdeki baskıyı azaltmanın tek bir yolu olmalıydı.

Başka biri.

Lera beni seviyorken ona bir şans verecektim.Bu şans ona da bana da yarayacaktı.Kadınların duygularıyla oynamaktan nefret ediyordum ama bu gerekliydi.

Banyodan çıktığımda Hilmi balkonda oturmuş, telefonuyla ilgileniyordu.Kıyafetlerimi alıp banyoya tekrar girdim ve giyindim.Kapıyı açtığımda odadan çıkmak üzeri olan Hilmi'yle karşılaşmıştım.

Sessizce aşağı indiğimizde yutkundum ve söze başladım."Hilmi benim işim var.Sonra gelirim yanına."

Hilmicem sorgulayan bakışlarla "Hayırdır kardeşim? Bir sorun mı var?" dedi.Bunu ona açıklayamazdım.

Çekinerek "Biraz özel.Hadi kaçtım ben." deyip hızlı adımlarla yanından uzaklaştım.Otelden çıkıp sahile yakın olan kafeye gittim

Telefonumu çıkarttığımda sıkıntıyla iç çektim.Zor olacaktı.Numarayı tuşlayıp telefonu kulağıma dayadım.

"Alo? Murat gerçekten sen misin?" Tanıdık sesi daha da gerginleşmeme neden olurken dudağımı dişledim.

"Şey Lera 5 dakika içinde sahilin önündeki kafede olabilir misin? Konuşacağımız konu önemli."

"Tamam bebeğim hemen geliyor ben."

Gözlerimi devirerek beklemeye başladım.Daha 3 dakika olmamışken karşıdan gelen Lera'yı görmemle içimdeki sinir bozucu hissi bastırmayı denedim.

"My love? What is the problem?" Duyguları en üst düzeydeyken Türkçe konuşamıyordu.

"Sana bir şans daha vereceğim."

"What? Really?" demesine karşılık sadece kafamla onayladım."Oh, I'm very happy now." Arkamdan gelip sıkıca sarıldığında sadece ona bakmakla yetinmiştim.

"Hilmi'nin yanına döneceğim.Sonra seni ararım." deyip oturduğum sandalyeden kalktığında yüzünün düştüğünü görmüştüm.Ama bu kararın üstüne keyfimizi kaçırmamak için susmayı tercih etmişti.

Onu da mutlu etmek adına "Gel otele kadar yürüyelim."dedim.

Sohbet ederek otele vardığımızda eskisi kadar Lera'ya gülmediğimi hatta gülümsemediğimi farkettim.

"Görüşürüz Lera." dediğimde beklemeden dudaklarıma bir öpücük kondurmuştu.

"Veda öpücüğü..Eskisi gibi."

Her şey normaldi..

Ta ki Lera'nın arkasına baktığımda giden Hilmicem'i görene dek.

Selam selam selam! Biliyorum size çok geç bir yeni bölüm getirdim hem de bölüme mutsuz şeyler hakimdi.Üzgünüm ama bekleyin.Güzel şeyler en umutsuz anlarda gelir.Tıpkı HilMur+Dam buluşması gibi.Hâla etkisinden çıkabilmiş değilim.O kadar güzeller ki.Hele Damla'nın paylaştığı..Hilmicem İntepe Beyciğim o ne güzel bakmak? Normalde kayadan sert adam Murat'ına bakınca kedi gibi oluyor.Şey, sanırım ben izninizle tekrar fotoğraflar bakıp ağlamaya gidiyorum wjxnjz size iyi okumalar.Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum :')

Umarım bölümü beğenirsiniz.

hata sanılan | hilmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin