Şarkı: Lil Peep - Awful Things
[ Bölüm İki: Zirve ]
Bitmeyen bir güne hapsolmuştum. Saniyelerin geçmediği, lokmaların ağızda dönüp durduğu ancak asla yutulmadığı bir zaman dilimine. Yüzyıllık bir çam ağacının dalına takılmak gibiydi bu; tenim yırtılıyordu ağacın dikenleriyle, ayaklarım sallanıyordu boşlukta ve toprağa varamıyordu parmak uçlarım.
Yükseğe çıkabilmek değildi mesele; kaçışın olmadığı yerde ayrılmak, zirveden aşağı inerken zarar görmemekti: En baştan başlama cesaretinde bulunabilmek. Ancak bitkin durumdaydım; olmayan bir özgüvenden bahsediliyordu beynimin kalın duvarları arasında ve çığlık çığlığa kaçmak istiyordum bütün olanlardan.
Ela Göz karşımdaydı; nefes alış verişlerinden, göz kapaklarının aralanışından dahi müthiş bir sakinlik beslediği belli oluyordu. Gecenin bu vaktinde laf söz dinlemeksizin gelmişti hastaneye ve kırk beş dakikalık bir konuşmanın ardından bana anlatabildiği tek şey, Oktay'ın kesinlikle suçlu olduğuydu.
Tiyatro salonunda kullanılan patlayıcı, Oktay'ın babasının arabasında bulunmuştu ve birtakım malzemelerin üzerinde de Oktay'ın parmak izi vardı. Onun Akbulut Hastanesi'ne getirilmesinin sebebi ise nezarethaneye girmeden önce prosedür gereği uygulanan zorunlu sağlık kontrolüydü.
Ela Göz dudaklarını birbirine bastırdı ve aramızda süren iki dakikalık sessizliği bölmüş oldu. "Ecrin Hanım," dedi, oldukça canlı bir tonda. "Size söylemem gereken bir şey daha var."
Öylesine bitkindim ki onu terslemeye gücüm kalmamıştı. "Söyleyin," diye cevapladım çaresizce.
"Nizam Yalçınkaya," diye vurguladı.
Adamın ismini duymak bile kulaklarımın çınlamasına sebep olmuştu; bu gece bana gönderdiği nottu aklıma düşen ve yaptıklarımın utancıydı yanaklarıma yansıyan. Gözlerimi ovuşturarak kafamı masadan kaldırdım ve Ela Göz'e odakladım tüm dikkatimi.
"Hakkınızdaki suç duyurusunu geri çekmiş," diye belirtti polis. "Gerekçe olarak da uzlaşmaya vardığınız yazılmış. Ayrı yeten, Nizam Bey deneyimlediğiniz kaza yüzünden bütün iyi dileklerini size iletiyor."
Duyduklarımla beraber, "Ne?" diye sormam bir oldu. "Suç duyurusunu geri mi çekmiş?"
"Evet," diye onayladı Ela Göz. "Hani onun parasını çaldığınız hakkında olan..."
Adamın cümlesine devam etmesine müsaade göstermeksizin, "Anladım," dedim. Ancak herhangi bir uzlaşmaya varmadığımızı, hatta katıldığımız organizasyonda bir kez olsun onunla konuşmadığımı belirtmekten son anda vazgeçtim.
Ela Göz, bir anda sus pus kesilmeme şaşırarak, "Ecrin Hanım, iyi misiniz?" diye sordu.
"İyiyim," diye düzelttim. "Sorun yok ve evet, bir uzlaşmaya vardık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MENFUR
Mystery / ThrillerAsla sorgulanmayan, karşılıksız bir sevgiydi ona verilen. Annemin yüreğinin ortasında devasa bir yerdi kapladığı. Ezilirdim bu yüceliğin altında; düşlerimin arasında yaşamakla yetinirdim ben yalnızca. İçten içe bilirdim gerçeği çünkü. O mükemmeldi...