"Aman Tanrım, sizi tanıştırırken çıkmanızı falan bekliyorduk. Evlenmenizi deği-" Michael'ın sesi Claire'in ona dirsek atmasıyla kesilirken "Ne dedin Mike?" dedi Calum kaşını kaldırırken. Claire üstünü temizlerken bana ve Calum'a baktı. "Boş boş konuşuyor işte. Değil mi Mike?" dedi uyarıcı sesiyle.
Ashton doğal bir şekilde bize döndü. "Evlilik falan derken?" dediğinde Calum, "Adam bekara ev satman diyince yalan söyledim işte," dedi. Masadaki herkes yüzünü buruşturdu. "Bana öyle bakmayın. Panikledim, dedi sitem edercesine.
Madison sırıtarak arkasına yaslandı. "Ee çocuk ne zaman?" Madison'a pis pis baktım. Alttan ayağımı Madison'a geçirdiğimde Ashton inledi.
"Ayağına sahip ol kadın!""Sevgiline söyle sinirimi bozmasın," dedim garson önümüze bira bıraktığında. Hızlıca bir yudum aldım. Kızardığıma emindim. Luke önce bana sonra başını eğmiş olan Calum'a baktı. "Mads haklı. Ev aldınız, evlendiniz, en sona çocuk kaldı. "
Luke ve Madison beşlik çakarken gözlerimi kıstım.
"Düğününü boka çevireceğim Lucas.""Elinden geleni ardına koyma tırtıl."
Michael gülerek Luke'a baktı. "Tırtıl kelebek olmuş yuvadan uçuyor Hemmings." Herkes gülerken biramı alıp arkama yaslandım.
"Hepinizden nefret ediyorum."
"Aman Tanrım Alexa!" Üniversiten arkadaşım olan Marco'nun sesini duyduğumda arkama döndüğümde onu ve kucağında esmer bir bebek tutan Jenny'i gördüm. Gülümseyerek ayağa kalktım ve ikisine sarıldım.
Ayak üstü bir sohbetin ardından Jenny, "Hayatım, fotoğraf çekimine çağırıyorlar, " dedi. Marco bana baktı."Alexa senden bir şey isteyebilir miyim? Birkaç dakikalığına Betty'i tutabilir misin? Kameraları pek sevmiyor da," dediğinde gülümsedim. "Tabi," dediğimde Marco bebeği bana verdi.
Betty'nin sırtını pışpışladım. "Bebek niye Calum'a benziyor?" Claire'in sesi ile masadakilere döndüğümde Calum dahil hepsinin gülmemek için zor durduğunu fark ettim. "Sizden gerçekten nefret ediyorum sür-" Kucağımda bebek olduğunu hatırladım ve Betty'nin kulağını kapattım. "Sürtükler."Elimi bebeğin kulağından çektiğimde Betty başını omzuma koydu ve yavaş yavaş uyku moduna girdi. Madison gülmemek için dudağını dişliyordu. Claire ve Luke aynı anda bana döndü. "Annelik de yakıştı." Aynı anda söyledikleri cümle için beşlik çaktıklarında göz devirip bana doğru gelen Marco'ya baktım.
"Teşekkür ederi- Ah Tanrım, uyumuş. Normalde Jenny'den başka kimsede uyumaz ama seni sevmiş Alexa,"dedi bebeği alırken. Gülümsedim. "Görüşmek üzere Marco."
"Arayı soğutmayalım Alexa," dedi ve arkadaşlarının yanına döndü. Eski yerime geri otururken Michael ve Madison kahkaha atmaya başladılar. İyice yerime gömüldüm. Madison kahkahasını kesti.
"Keşke 1 milyon dolar falan isteseydim."
**
Eve girdiğimizde Madison çantasını bıraktı ve zıplayarak dans etmeye başladı. "Düşüyorsun bebeğim."
"Birazdan ağzına sıçarsam o zaman görürsün kim düşüyormuş, kim düşmüyormuş. Düştüğüm falan yok!" Kolyemi sökercesine çıkardım. Mads koltuğa oturdu, "Bence o da sana düşüyor," dediğinde bir anda durdum. "Ne?"
"Calum'ın sana karşı bakışlarını görseydin bir- AMAN TANRIM SIRITIYORSUN!"
Sikeyim.
Madison kahkaha atmaya başladığında gömleğimin düğmelerini açıp odama girdim. Işığı açıp gömleği ve eteğimi çıkarttım. O sırada boy aynamda kendimle göz göze geldim.
"Aptallaşma, sadece biraz etkilenmişsindir," diye fısıldadım yansımama karşı. Eski sevgilimi gördüğümde bile yolumu değiştirecek bir haldeyken, başka birisine tutulmak... Hazır değildim. Güvenemezdim.İç çamaşırlarımla odamdan çıkıp mutfağa ilerledim. Madison kafasındaki sütyenle bana baktı. Buzdolabını açarken aklıma gelen soruyla ona döndüm."Mads, sen neden Ashton'ı affettin?"
Bardağa su doldururken Madison'ın resmen morardığını gördüm."Yok artık!" diye bağırdım ve yanına oturdum. Yastığı suratına bastırdı. "Adama karşı koyamıyorum. İki üç hareketine don indirdim resmen!" Kahkaha attım. Yastığı suratından çekti ve gülmeye başladı.
Yerimden kalkıp banyoya ilerledim. "Duş alacağım, işemeye gelirsen sessiz ol!""Seni çıplak görmektense altıma işemeyi tercih ederim," dediğinde zaten yarı çıplak olduğumu fark etti. Suratını buruşturduğunda gülüp banyoya girdim. İç çamaşırlarımdan kurtulup kendimi duşakabine attım. Her bir hücrem yorgunlukla sızlıyordu.
Yanlışlıkla sıcak suyu açtığımda çığlık attım. Hızla suyu ılık ayara çevirirken haşlanan vücudum sızlamaya başladı. Mads kapıyı açtı. "Ay sonunda öldün mü?"
"Haşlandım."
"Daha çocuk yapmadınız, haşlanamazsın," dediğinde duşakabinin kapısını biraz aralayıp beyaz sabunu kafasına fırlattım. 12'den vurmuş olacağım ki inledi ve bana küfretti. Güldüm ve saçlarımı şampuanladım. "Gördüğüm en büyük sürtüksün," diye bağırdı. Yeniden güldüğümde tekrar konuştu.
"Ama bu seninle Calum'ın arasını yapmama engel değil.""Madison! Kadere engel olma!"
Saçımı duruladım."Kadere engel olmuyorum, sadece işlemi hızlandırıyorum," dediğinde gözlerim kapalı olmasına rağmen göz devirdim.
"Peki ya çocuk benden hoşlanmazsa? Ya da ben ondan hoşlanmazsam? Daha onu tanımıyorum bile."
Dilini şaklattığını duyduğumda avucuma saç kremi sıktım. "Calum'ın seninle tanıştığında sana nasıl baktığını hiç fark etmedin mi?"
Kremi saç uçlarıma sürerken,"Size baktığı gibi bakıyordu," dedim ve Madison kıkırdadı. "Hayır Alex, yokluğunda Calum'ı daha iyi tanıma fırsatım oldu ve emin ol ki hiç kimseye öyle baktığını görmedim."Peelingimi suratıma sürerken yutkundum. Ben gerçekten hazır değildim. Uzun zamandır yoktum ve döndüğüm gibi yeni bir ilişkiye girmek... Bilmiyordum. Her ne kadar onu tanımasam da korkuyordum. Bu açıktı.
"Biliyorum korkuyorsun minnoşum," dediğinde gülümsedim. Cevap vermedim ve yüzünü temizledim. "Ama Will ve Calum'ın alakaları yok. Onu tanıdığım bu süreç boyunca Calum'ın insanlara karşı nasıl bir tavrı olduğunu gördüm. Will gibi her önüne gelene bok atmıyordu."
Adını duyduğumda yutkundum. O sikikten nefret ediyordum.
Saçlarımdaki kremi durularken,"Şu tanıştığımız sayılı günler içinde en iyi anladığım şey o piçle uzaktan yakından alakası olmadığı," dedim. Madison ofladı. "O zaman?"
"Bana biraz zaman ver. Onu tanımaya çalışayım. Eğer anlaşırsak su yolunu bulur zaten."
G E Ç İ Ş B Ö L Ü M L E N D İ N
ŞİMDİ OKUDUĞUN
genesis | hood
Fanfiction"Ama küçük bir sorunumuz var," dediğinde kaşlarımı çattım. "Adam bekara ev vermem dedi." Ensesini kaşıdı. Ben bu hareketi biliyordum. "Ne bok yedin Calum?" dedim normal sesimle. "Evli olduğumuzu söylemiş olabilirim."