Baş Belası~Bölüm 12

550 43 6
                                    

(Multimedia'da Anya var) :)

"Anladığınıza emin misiniz?" İkimiz de anneme bön bön bakıyorduk.Cevap verdim:

"Valla biz anladığımıza eminiz de sen bu plandan emin misin?" Kirpiklerini aşağı indirdi ve şeytanı bir gülümsemeyle cevapladı:

"Hiç bu kadar emin olmamıştım." Ayağa kalkıp yerde huzur içinde yatan sopaları da alarak mutfağa gitti.Ebrar kaşlarını çattı:

"Görseler kim çocuk anlamayacaklar."

Sırıtarak onayladım.Ebrar dizlerine vurarak ayaklandı:

"Eh madem gitmek için 3 günümüz kaldı,taziyelerimizi alalım öyle değil mi?Ara sizinkileri ben de bizimkileri ararım buluşalım."

Normalde Ebrar benimle ölse takılmazdı hele de benim arkadaşlarımla...Sadece çok mecbur kaldığında ya da annemden izni koparamadığında yapardı.Alarm kırmızı demek ki.

Ebrar' ın Görüşünden

İşe bak ya!Bundan 1 ay önce Rusya'ya seni zorla götürecekler deseler anırarak gülerdim fakat şimdi...O kadar kız,eğlence-Bir dakika,hayır.Onlar hala önemli.Piç smile yaparak odadan çıkarken ben de benim tayfayı aradım.İlk çalışta açtı işsizler:

"Hayırdır lan adam mı işletiyordunuz hergeleler?İlk çalışta açmalar falan.."

"Aynen Ebo,Musti dakika yapmış biz de değerlendirelim dedik."

"E iyi bakalım.Kim kim var orada?" Hattın diğer ucunda biraz sessizlik oldu.Kapandı mı acaba diye düşünürken Tarık'ın gergin sesi geldi:

"Sen dışında herkes burada abi." Duyduğumu sindirmeye çalışırken fısıldadım:

"Hadi ya?Kim kim saysana bir." Yutkunma sesi geldi:

"Abi işte,Selin var,Mustafa,Utku,ben...Öyle abi." Tonumu yavaşça yükselttim.Altın vuruşum için sesimi hazırlıyordum:

"Peki benim kalbimin ta sahibi Tarık'ım,adamın dibi kardeşim...Ben niye yokum o isimlerin arasında?Liderleri ne zamandan beri toplantılara çağırmıyoruz?Suikast mı planlıyorsunuz oğlum!?!"

"Yok Ebrar sandığın gibi değil cidden-"

"Ne cidden ne cidden?Sen ciddi konuşamazsın,sen zaten hiç konuşmazsın.Tarık ne oldu oğlum sana?"

Bir anda telefondan Mustafa'nın sesi duyuldu.Topu ona attılar demek.

"Ebrar?"

"Oo koçum!Topu sana mı attılar güzelim?Hep sana atarlar değil mi Mustafa?Tercihini ne güzel yapmışsın.Seni hep korumadım mı ben?"

 Telefona yapışmadan duyamayacağım kadar kısık şekilde cevap verdi:

"Korudun Ebrar,teşekkür ederim bunun için ama-" Hızlı nefesler alıyordum.Hayır,öfkeli değilim.Kesinlikle...Sadece hayal kırıklığı.

"Ama ne?"

"Ama..Ebrar benim kapatmam lazım tamam mı?Sonra görüşürüz."

Telefonun kapandığını belli eden ses gelmeden cevap verdim:

"Elbet görüşürüz Musti,sen hiç merak etme.Elbet görüşürüz."

Ve telefon kapandı.Arkamdan Yağmur'un sesi gelince ona döndüm ve ne zamandır olduğunu bilmediğim halde kapıda dikildiğini gördüm:

"Ne oldu?Bir sorun mu var?" 

Yağmur'un ağzına laf olacağıma milletin ezdiği sakız olurum daha iyi.

Görevimiz:VinogradovaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin