Aksanlı Türkçe~Bölüm 4

1K 101 11
                                    

  *BÖLÜM ARASI DEDİKODU:*Bartu Yağmur'un 9.sınıftan beri sevdiği platoniği.

*Dipnotçuk şeysi:Yağmur 11.sınıf & Ebrar 12.sınıf."

“Selam.” Hemen yanaklarım kızarmaya başlamıştı.Bartu’nun mavi gözleri yeni yüzlere sabitlendi:

“Bunlar kim?”

Dudak büzdüm:

“Önemi olmayan kişiler.Aslında bakarsan ben orada kimseyi görmü-“

“Ben Anya.”

Lan???!Bu kız Türkçe mi biliyor amk?Öyle bir bakmışım ki kız tekrardan sustu.Ebrar da kendini tutamadı:

“Ulan madem Türkçe biliyordunuz Allah’ın kokomoçileri ne diye yarım saattir bizi uğraştırdınız ha?!Söylesene Ruski?”

Ruski derken direk Konstantine bakıyordu.Konstantin omuz silkti.

“Senin bize karışmaya hak yok.” Anya’ya baktım.Aksanı hemen sesine yansıyordu fakat yavaş yavaş etkisi kaybolmaya başlamıştı.Türkçeyi aslında baya bayaa  bildiğini anladım.Sürtük!

Bağırmamak için yutkundum.Hayır.Burada bağırma.Olmaz Yağmur.Tut kendini kızım.Derin bir nefes aldım:

“Duydugun gibi bu Anya.Diğeri de Konsti.Ama ikisini ortak bir adla çağırabilirsin ‘mutant geçirmiş çakma barbieler’ ne güzel değil mi?”

Sinirli olduğumdan saçmalamaya başlamıştım,harika!Hele şu çocuk bir gitsin bak ben seni napıyorum…

Bartu güldü.Oy gülüşünü yediğim.Bu çok ergence oldu.Neyse..

“Rus mu arkadaşlarınız?”

“Onlar bizim arkadaşımız değil.”

“O zaman…?”

Üvey kardeş adayının adayı. -_- Asla gerçekleşmeyecek bir masal onlar.

“Misafir onlar.Kısa süre sonra Rusya’ya tıpış tıpı-yani gidecekler.”

“Anladım.Üzüldüm…Tanışabilmeyi isterdim.”

Bunun için mi üzüldün Bartu?Bu mudur sevdiğim?Akşam eve gelme Bartu…Koltukta yatacaksın Bartu.Sus konuşma Bartu.

Anya çantasından bir kalem alarak hemen ayağa kalktı ve ona doğru ilerledi.Noluyor lan orada?Anaa benimki elden gidiyor?!!

Ben de ayağa kalktım ve o,kalemi tam değdirmişken ucundan tutup Bartu’nun kolunu boylu boyuna çizip kalemi yere attım.Daha sonra elimi Bartu’nun kolunda hafifçe sürttüm ve :

“Aaa görüyor musun?Bu kalem çıkmayan kalemlerden…Bir şey yazsaydı şimdi o çıkmazdı.Sonra annen görürdü.Bu ne Bartu? Derdi.Sen zor durumda kalırdın…Neyse,önemli değil.”

Yerime zafer edasıyla oturdum ve masum kedi bakışlarımla kirpiklerimi kırpıştırarak Bartu’ya baktım.Bartu yapmacık bir şekilde gülümsedi:

“Neyse önemli değil.Belki bir daha karşılaşırız.”

Elveda da deseydin?Öpseydin?Yeseydin kızı?Aşkımız bu kadar mıydı Bartu?Değmesin ellerimiz Bartu.

Kapım açıldı ve Ebrar içeri zıplayarak girip kendini yatağımın üstüne gülle gibi attı:

“Höh!!Biliyorum Ebrar bu senin için çok zor fakat 2 dakika insan rolü yap,lütfen ya.”

“Abi diceksin bana,abi.”

Gözlerimi devirdim ve ‘hayırdır bayram değil seyran değil?’ bakışlarımla baktım.

“Öhhö öhhö..Yağmurcum birtanecik kardeşim,abisinin gülüsüü-“

“Ne istiyorsun?”

“Bana para versene.”

“Yuh!Haftalık alıyoruz zaten 50 lira,neyine yetmiyor pikaçu?”

“Ama sen-işaret parmağıyla beni gösterdi- o parayı biriktiriyorsun sevgili can ciğer kuzu sarmam.Ben…ps oynuyorum.Hadi bebeğim.”

“Senden nefret ediyorum.”

“Teveccünüz efendim teveccünüz.”

Domuzcuk kumbarama gittim-Şaka lan şaka ne domuzcugu allasen domuzcuk mu kaldı?Odamın kapısına doğru giderken tek kaşımı kaldırdım:

“Dön arkanı.”

“Niye?”

“Sen bilirsin neden olduğunu dön arkanı.”

“Aman bee,iyi.”

Kapıyı hafifçe kapatıp dışarı çıktım ve hemen odamın önündeki kırık fayansı kaldırdım.Elimi içeri uzatıp yokladım ki-Lan??Gözlerimi kapatıp birkaç saniye bekledim ve sonra hışımla odaya girdim:

“Ebrar!!!Döl israfı fiçiko?!!Param nerde benim??”

“Hangi paran?Ne biliyim ben senin paranı be?”

Onu yataktan sürükleyip açtığım kırık fayansı gösterdim:

“Ahanda bu param.Nerede benim milyoncuklarım?”

“Haa onlar senin miydi?Ya ben bir hafta önce yürürken ayağıma bir şey takıldı.Baktım fayans hafif kaymış.Azıcık da elleyince fayansın açık olduğunu anladım ve kaldırdım.Anam,ne göreyim?!Para!Ben de Allah’ın gönderdiği elinin tersiyle itilmez diye aldım.”

“Yuh hayvan!200 lira vardı be orada!!”

“Yok be daha fazla-yani daha azdı.”

“Ebrar.Beni.Sinir.Etme.Ver.Paramı.”

Gözlerini kapadı ve hüzünlenmiş gibi artık boş olan zemine birkaç saniye baktı…Daha sonra yutkundu ve konuşmaya başladı:

 “Çok üzgünüm Yağmur.Paranı iki gün önce yedim!Nihahaha!!” Diye odasına koşup kapıyı kilitleyince iç geçirdim.Allah’ım beni neyle sınıyorsun??

----Multimedia'da Bartu var---- Allaseniz okuyor musunuz bir belirti gösterin ya :(

Görevimiz:VinogradovaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin