3

4.3K 392 631
                                    

"Birkaç ilaç verdim. Onları saati saatine içerseniz bir şeyiniz kalmaz." dedi Louis.

Çok uykusu vardı ve uyumak istiyordu. Gözleri kendiliğinden kapanıyordu.

Niall güçsüz kalmıştı ve yürürken Harry'ye tutunuyordu. "Gece boyunca seni de beklettim, dostum." dedi mahçup bir şekilde.

Harry dostça gülümsedi. "Sorun yok, Niall."

Jesy gülümseyerek ikisine baktı. "Tekrar geçmiş olsun."

Harry ve Niall revirden çıktılar. Jesy hemen Louis'ye döndü. "Sana bugün izin veriyorum. Gece boyunca uyumamışsın."

"Jesy. Sorun değil. İşime devam edebilirim."

"Louis." dedi bastırarak.

Louis hemen eşyalarını topladı. "Tamam ya. Neden o sesi kullanıyorsun?"

Jesy sandalyesine oturdu. "Mecbur bırakıyorsun."

Louis gitmeden önce dil çıkardı ve revirden çıktı. Kendi evine yürümeye başladı.

Gören herkes Louis'ye selam veriyordu. Mark'ın oğluydu ve şehirli bir kurttu.

Louis'nin annesi Johannah bir insandı. Mark ile üniversitede tanışmışlardı. Kısa sürede birbirlerini sevmişlerdi ve evlenmişlerdi.

Johannah evlemeden önce Mark'ın yarı kurt-yarı insan olduğunu biliyordu. Dert etmemişti.

Bu evlilikten 3 tane çocukları oldu. İlk Louis doğdu. Sonra Felicite, en son da Lottie.

Bu 3 çocuk okul zamanı şehirdelerdi. Yazın okul kapandığı zaman da sürüye geliyorlardı. Zaten Mark da iki hafta da bir şehre iniyordu.

Louis 25 yaşındaydı ve Omegaydı. Felicite 24 yaşındaydı ve Alfaydı. Lottie ise 23 yaşındaydı ve Betaydı.

Louis annesinin ve babasının mesleğinden -yani doktorluktan- devam etmişti. Felicite Alfa olduğu için asker olmuştu. Lottie ise moda-tasarım okuyordu.

Louis, kardeşlerini pek fazla görmezdi. Hepsinin farklı hayatları vardı.

Zaten umursamıyordu.

Şimdi ise sürüdeki evlerinde sadece kendisi vardı. Annesi ve babası şehirdelerdi. Louis sürüde kalmayı tercih etmişti.

Hem avlanmayı da seviyordu.

Eve girdiği zaman kendine önceden hazırladığı yemeği ısıttı. Yedikten sonra bulaşığı yıkayıp yerine koydu.

Kolundaki saate baktı. 10.45'di.

Esneyerek odasına gitti. Pijamalarını giydi ve kendini yatağına bıraktı.

Horlayarak yattı.

-

Altın rengi gözleri parlıyordu. Koyu kahverengi kürkü ağaçların arasından giren güneş ışınları sayesinde açık bir tona bürünmüştü.

Korkutucu gözüküyordu.

Burnunu havaya kaldırdı ve 300 metre ilerden bir tavşanın kokusunu aldı.

Koşarak tavşanı yakalamaya başladı. Tavşan yerinden sıçrayıp kaçmaya başladı ama kurt daha hızlı olduğu için tavşan yem olmuştu.

Kurt keyifle hırladı ve tavşanı ağzına alıp yürümeye başladı.

Uzaktan bir ses geliyordu. Kokusundan anladığı kadarıyla bir Omegaydı ve ıslık çalıyordu.

Omegaya doğru ilerlemeye başladı.

One And Only // Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin