Yalan Aşk

Bölüm 4

"Böylesine saçma bir şeyi kabul edeceğimi düşünmüyorsun değil mi ? " dedi,Ali
"Lütfen dostum en fazla 2 saat istiyorum senden"
"Hayır sen benden evde kalmış bir kız kurusuyla iki saat geçirmemi istiyorsun.Arayıp neden bugün gelemiyeceğini söylemiyorsun,Bence bunu yapmalısın."
"Hadiii ama annesine bir söz verdim.Hem o deli kadın bugün olmasa elbet bir gün görüştürmek isteyecek"
"Onu kabul etmeden önce düşünücektin"
"Seda beni vurur!!! "
"Peki gittim diyelim ismimin Bora olmadığı ya anlaşılırsa.Ya benim Bora olmadığım anlaşılırsa"
"Nasıl anlaşılsın ki ? Hem senin benim gibi kadın zaafın yok rahat bi şekilde ters davranabilirsin.Ama ben lanet olsun yapamıyorum.Gerçi kız hakkında pek olumlu yorumlar almadım ama neyse.Gidiyorsun değil mi "
"Gitmiyorum"
"Karşılığını verirsem peki"
"Ne gibi şeyler "
"Senin gibi bir adama para verilmiyeceğine göre manevi birşeyler olması gerek "
"Bir şey vermene gerek yok " dedi ve bir nefesle oturduğu ve tamamen otoritesini hissettirdiği tek kişilik koltuktan kalktı ve
" Gitmiyorsun yani ? " dedi artık ümidini keserek ,Bora.Tam kapıya yaklaşmışken arkasını dönmeden bir eli pantolonunun cebinde diğeri ise kapı kolunu kavramışken
"Saati ve mekan ismini mesaj at "

🍀🍀🍀
Şuanda burda oturmuş saçma sapan bir işin içine girmişti.Neyse ilkokul dönemlerinden beri hem yakın arkadaşı hemde aile dostuydu Bora.Oyuzden sadece iş gibi düşünüp 2 saatini geçirmeye bakıcaktı.Birden omzunda bir el hissetti o anda.Arkasını döndüğünde hafif çekik elâ gözlü,beyaz tenli ve kahverengi orta uzunlukta saçları olan boyuda muhtemelen en fazla 1.65 olan bir kızdı.Aslında arkadaşı kızın güzel olmadığını hatta çirkin bile olduğunu söylemişti üstü kapalı bir şekilde.İsmi çok güzel değilmiydi sıcacık ediyordu ısıtıyordu bütün içini.Ama bu kız hem çok şık hemde nasıl desem neysee.Sonuç olarak kendi kalemi asla değildi.Nezaketen kalkıp kızın sandalyesini çekerek kıza ilk ve son jestimi yapmalıyım demişti.Ama bu salak kız sanırım daha önce hiç bir erkekle randevusu olmamıştı.Neyseee diyerek tekrar içinden kendine kızmayı bırakıp odaklanmaya çalıştı.Kız saçma sapan bişeylerden bahsediyordu.Daha önce karşılaşmışlarmıydı sahiden.? İsmimide biliyor olmasın bu dedi aniden içinden.Kız neyseki uzatmamıştı yemek faslına artık geçebilirlerdi.
Yemekler gelmiş ve Güneş'in makarnayı yiyişini izlerken kendisine engel olmakta güçlük çekiyordu.İşkence çekiyordu Ali.Çünkü kız bu lanet olası kız hem ağzına koca kocaa lokmalar alıyordu hemde bir yandan kendisine bitmeden sonu gelmeden sorular yönlendiriyordu.
"Ben neyin içine düştüm Allah'ım" dedi kendisine
"Efendim ? Bir şeymi dedin" diyerek sorusunu yöneltti Güneş
"Yoo devam et"dedi Ali.Şuan için Bora tabi.
Tam 1 saat boyunca önce yemek sonrasında tatlısını yemişti ama içindeki enerji bitmeden konuşuyor konuşuyordu Güneş.Zaten hep çok konuşurdu.Ama şimdi tam bir şapşal aşık gibi durmadan okul hayatını ailesini hangi yemeği sevdiğinden hangi müzikleri dinlediğine kadar herşeyi ama herşeyii anlatıyordu.Ali biryerden sonra dinlemeyi bırakıp yüzüne bakarken içinden yarınki programını yapmış ve Borayada bu akşam için ağır bir bedel ödetmenin peşine düşmüştü.Çünkü bu kız gerçekten tam bir tammm bir baş belasıydı.

Ancak Güneş bir taraftan ağzı çalışsada aynı zamanda laflarının o kısacık aralarında hayallere dalmıştı.İkisini sahil kenarında yürürken yürüyen taş'ının ona sarıldığını ve elini sımsıkı tutarak beraber yürüdüklerini düşünüyordu.Bora ona sonrasında sarılacak öyleki Güneş bütün vücudundaki kemiklerinin kırıldığını hissedecekti sanki.Sonra durup Bora bir adım öne geçerek Güneş'in gözlerine bakacak kız utançla gözlerini yere dikecek ancak adam bir eliyle elini tutmaya devam ederken diğer eliyle çenesinden tutarak kafasını yukarı kaldırarak gözlerinin içine bakacaktı.Ayaklarını hafif yukarı kaldırarak yeşil gözlerinin sadece kendisine ait olduğunu hissederek bakmaya devam edicek ve akşam güneşinin batışıyla beraber o büyük aşk alevlenicek dudaklar birbirini bulacaktı...