7

63 32 7
                                    

Gözüme bir türlü uyku girmiyor içimde tuhaf bir his var korkuyorum ama nedenini bilmiyorum.Annecim babacım size o kadar çok ihtiyacım var ki...
Küçükken gök gürlediğinde ben yatağın altına saklanırken annemin tatlı sesiyle beni çekişini özledim. Babacım saatini kırdığımda çok üzüldüğünü bildiğim halde bunu bana hiç önemi yokmuş gibi anlatıp sarılışını özledim. Allahım şuan ne haldeler acaba. Keşke görebilsem bir kerecik seslerini duyabilsem. Umarım iyisinizdir...

-Em.Em... Hadi kalk!
-Tamam babacım iki dakikaya hazırım bu sefer okula geç kalmıycaz söz veriyorum. Sen git ben geliyorum.
-Em! Sevgilim.
Duyduğum sesin Job'a ait oldugunu anlayınca uykum kaçmıştı. İstifimi hiç bozmadan
-Günaydın sevgilim.
-İyi misin sen ?
- Sen varsın yanımda neden iyi olmayayım ki.
Alnıma bir öpücük kondurdu elimden tutup denize doğru gittik. Onunla yüzmeyi seviyorum türlü muziplikler yaparak bana şuan yaşadığımız korkunç hayatı unutturuyordu.Onu seviyordum...
-Dün gece Chris'in kulağına ne fısıldadığını hala söylemedin.
-Em dünü unutalım olur mu? Çünkü ben unutmak istiyorum.
Haklıydı. Bişey söylemeye hakkım yoktu ama çok merak ediyordum ne söylediğini. Chris'in aptal ifadesine bakılırsa benim mutlu olacağım bişeydi ama ne.
-Hadi bakalım bu sefer balıkları sen yakalayacaksın.
-Yapamam biliyorsun,öldüremem.
-Yerken vicdanın sızlamıyorda öldürürken mi sızlıyor sevgilim.
-Aynı şey değil ki Job.
-Ne biliyor musun sen sadece... Neyse ben giderim.
- Söyle sen sadece ne?
- Em yok bişey uzatmayalım.
-Söyle söyle neymiş içindeki karın ağrın bilmek istiyorum.
-Sen sadece bencilsin. Onları öldürüyorum çünkü proteine ihtiyacımız var ama bu öldürmelerim sana vahşice geliyor. Sen onları yerken vahşice değilde ben onları öldürürken sana vahşice geliyor. Sen sadece senin için bişeyler yapılsın istiyorsun.
Duyduklarıma inanamıyordum inanmak istemiyordum. Nasıl böyle düşünebilir. Ben sadece korkuyorum. Bu onun anlattığı gibi bişey değildi. Kendimi çok kötü hissediyordum sanki bedenim beni terk ediyordu. Job'ın gözlerindeki öfke beni korkutuyordu.Çok çok tuhaftı.
-Job neler söylüyorsun. Ben sadece korkuyorum. Bu bencillik değil. Vahşice olduğunu da söylemedim.
-Em yeter uzaklaş benden.
-Job sevgilim iyi değilsin.
Ellerini tutmaya çalıştım ama dokunma dercesine baktı.
-Bir sorun mu var Emily?
Hıh bir sen eksiktin. Job daha çok öfkelenerek
-Bizim aramızda olan bişey seni ilgilendirmez git burdan!
-Ona zarar vermene asla müsade etmem.
- Cesi lütfen gider misin sorun yok lütfen.
-Hayır Emily bu caniyle seni yalnız bırakmam.
Hayır hayır onu söylememeliydin... Job ani bir hızla bir Cesinin karnına bir tekme atarak onu itti. Cesi afallayarak birkaç adım geriye giderek yere yığıldı. Job üzerine doğru yürürken onu durdurmaya çalışıyordum ama o kadar güçlüydü ki tanrım asla baş edemezdik. Cesi'nin yüzüne yumruklarını yığdırıyordu ben ve Chris Joba engel olmaya çalışıyorduk.
-Em öldürecek çocuğu bişeyler yap.
-Job nolursun dur öldüreceksin onu.
Job çok korkunçtu. Tanrım o yaratıklar gibiydi adeta. Çok korkuyordum. Cesi'nin boynuna doğru hırlamaya başladı. Allahım onu ısırıp dönüştürecek ya da yiyecekti...
-Yeter bu kadar Job!Yeteeeeerr!
Bulduğum bir taşla kafasına defalarca vurdum. Beni eliyle öyle bir itti ki ağaca çarpıp yere düştüm. Job kıpkırmızı gözleriyle kanlar içindeki başıyla benim üzerimdeydi.
-Bu sen değilsin Job. Bu sen değilsin sevgilim.
Job beni duymuyordu o artık Job değildi eminim onu kaybetmiştim. Onu kaybettim. Artık bende ölmek istiyorum. Gözyaşlarımı tutamayarak;
-Seni çok seviyorum. Hadi yap ne yapacaksan. Sana geliyorum sevgilim. Yine ilk karşılaştığımız gibi beni kurtacaksın...

Uyandığımda Chris başımda bekliyordu. Önce hiçbir şey anlamayarak etrafa bakındım. Cesi ağaçların orada birşeyler yapmakla meşguldü. Job. Job burada değildi. Ahh tanrım belim nasıl ağrıyor.
-Chris neden başımda duruyorsun Job nerede?
-Sen olanları hatırlıyorsun dimi?
-Ne? Ne oldu? Job...
Eveett... Şimdi her şey gözümün önünde film şeridi gibi geçiyordu.Job'a olanlar.Cesi'ye,bana...
-Chris o, o nerde bişey mi oldu ona? Nerede o?
-Dur sakin ol. Sen kendinden geçiyordun bir şeyler saçmalamaya başlamıştın. Sonra aniden durdu seni bırakıp kaçıp gitti uzun zamandır da yok umarım bir daha gelmez hepimizi öldürecekti manyak. Sen daha iyi misin? Çok kötü yaraladı seni.
Chrisin bana bu iyimser yaklaşımı ne kadar tuhaf gelsede Jobhakkında böyle konuşmasına izin veremezdim.O hala benim sevdiğim Job. Yapmamış ışte yine yenilmedi.Onu bulmam lazımdı. Kalkmaya çalışıyordum ama tanrım evde olsam kesin bir aylık dinlenme raporum olurdu.
-Aptal mısın kızım sen bu halde nereye gideceksin iki adım attıktan sonra bahse varım yere düşeceksin.
-Kes sesini onu bulmam lazım.
Gerçekten de söylediği gibi yere düşüyordum bu halde onu nasıl arayacaktım tek başıma bunu yapamazdım. Gözlerim doluyordu. Kalbimde o kadar ince bir sızı vardı ki  bütün bedenimde acısını oluk oluk hissettiren ince bir sızı. Dayanamıyordum artık gözyaşlarımı durduramazdım artık...

Omzumda sıcak naif bir el hissettim bu Job olamazdı.Chris gözyaşlarımı siliyordu. Evet şaka gibi geliyordur muhtemelen ama gerçekten yapıyor.
-Sen kendinde misin Chris? Job sanada mı zarar verdi?
-Bırak dalga geçmeyi bak ne güzel söylüyorsun o bize zarar verdi. Onun için ağlama o artık bizden değil. Çocukluktan farkı yok bunun ateşle oynuyosun Em.
-Sen aşkın,sevginin ve umudun gerçekten ne olduğunu bilseydin şuan karşımda böyle konuşamazdın.Teselli etmen bittiyse artık Job'i bulmam lazım müsaade eder misin?
-Aptal kız.Ne halin varsa gör.
Anne baba nolur beni dualarınızla koruyun. Onu bulmam lazım.Ben nereye bakıcam şimdi nasıl bulucam onu. Hem çok korkuyorum hem de çok yorgunum ya düşer bir yerde kalırsam ya ben yine o ısırılmış  insanlardan biriyle karşılaşırsam. Sevgilim sana ihtiyacım var ama bu sefer ben seni kurtarıcam bu sefer ben seni sarıp sarmalayacağım.
-Hey kendi kendine söz vermen bittiyse önce şunu al.
-Senin ne işin var burada Chris? O Job'ın bıçağı sende ne işi var.
-Yere düşürmüş. Olurda karşına birşey çıkarsa elinde bir silahın olsun.
-Teşekkür ederim gerçekten teşekkür ederim.
- Veeee sana kötü bir haberim var.Bende geliyorum seninle.
-Sen ciddi misin ?
-Evet baştan söyliyim başıma bir şey geleceğini hissettiğim an seni yem olarak kullanıp kaçar giderim.
O kadar şaşkın ve mutluydum ki istemsizce sarıldım ona ve belki yine inanmayacaksınız ama öpüyordum onu.
-Chris çok çok teşekkür ederim.
-Beni bir daha öpersen kararımdan vazgecerim yemin ederim.
-Tamam tamam bak uzaklaştım.
İkimizde gülüyorduk içten samimi bir şekilde.  Onunla ilk defa böyleydik. Başka bir amacı var mıydı bilmiyorum ama bence bu aramızdaki buzları eritmiş hatta bizi baya yakınlaştıracaktı.

Yürümeye devam ediyorduk. İçim içimi yiyordu sormam lazımdı.
-Chris sana bişey sormak istiyorum.
-Ben ne soracağını biliyorum.
-Neymiş?
-Job kulağına ne fısıldadı diyeceksin dimi?
-Evet. Ben gece yaptığım şey için gerçekten pişmanım.
-Biliyorum sen salaksın çok safsın.
-Sağol ya göm göm devam et.
-Hahaha ne demek güzelim her zaman. Merakına gelicek olursak ımmm şey ımmmm....
-E başlıycam şimdi ımmmına hadi.
-Ben onunla evlenicem dedi.
Dizlerimin bağının çözüldüğüne yemin edebilirim.
-Nnne ne ddeddin sen
-Hahahahah kendine gel Em kekeliyorsun.
-Chris onu çok seviy
-Hışşt sus sesi duydun mu?
-Ben bişey duymadım.
-Sessiz ol! Şu taraftan geldi ses.Ver şu bıçağı bana. Tanrım bu deliliği yaptığıma inanamıyorum.
Chris bıçağı eline alıp beni arkasına yavaşça itti. Beni koruyordu ciddi ciddi. Chrisin işaret ettiği çalılıkların arasından gerçekten hışırtılar geliyordu.
-Hey herneysen çık ortaya.
-Hışırtılar artıyor Chris gidelim hemen.
-Sakin ol ben bakıcam.
-Saçmalama gidemezsin hadi gidelim.
Chris sus işareti yaparak seslerin olduğu yöne doğru gidiyordu. Bu kızın bu kadar cesur olduğunu asla tahmin edemezdim.
Çalılığın yanına gittiğinde sinirlenmişti.
-Aptal şey ödümüzü kopardın. Gel bişey  yok Em.
Allahım inanmıyorum bu bir kuş boynunu ısırmış bişey. Can çekişiyordu.Kim nasıl yapabildi bu caniliği.
Chris elindeki bıçakla kuşa doğru yöneldi ani bir hareketle
-Delirdin mi sen onu öldürecek misin?
-Em. Sen aptal mısın acısına son vericem böyle olması daha kötü.
Doğru söylüyordu. Aklıma Job'ın balıklar için bugün bana söylediği şeyler gelmişti...
-Bıçağı verir misin bunu ben yapmak istiyorum.
-Emin misin ben yaparım.
-Ver.
Elime bıçağı aldığımda titriyordum nasıl yapacaktım. Evet Chris doğru söylüyor ama hala yaşıyor.Yapamayacağımı anladığımda bıçağı Chrise verip uzaklaştım.O bir çırpıda halletmişti.

-Em karanlık basmaya başlayacak gitmeliyiz.
-Gidemem sen git ben onu aramaya devam edicem.
-Sana söz veriyorum yarın yine arıycaz ama şimdi dönmeliyiz.
Başımı onaylarcasına sallayıp onun koluna girerek geri dönüyordum...

Tanrım inanamıyorum bu kız yine bana kötü davranmaya başladı.Tam da her şey düzelmişken nasıl bu kadar sürtük olmayı başarıyor.Cesi'ye bak sen hiçbir şey olmamış gibi nasıl gülüyor sanki bugün dayak yiyen babamdı. Allahım ben bu sevişme seslerini duymak zorunda mıyım ya...
Job sevgilim sensiz nasıl geciricem bu geceyi. İyi misin en azından onu bilsem.Seni bulucam sevgilim...

GECE VE KADIN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin