Mardin Gelini

5. Bölüm

3 gün sadece 3 gün vardı hayatının kararmasına artık piroğlu olacaktı Alina istemediği sevmediği bir adamın yatağına girecek kocam diyecekti.

Ertesi gün Emine hanım ve kızı Rojin hazerlerin konağına geldi Alina'yı alıp düğün alışverişine çıkacaklardı. Bu akşam kına yarın ise düğün vardı piroğulları mutluydu, heyecanlıydı aynı durum hazerler için öyle değildi Fatma hanımın bir yanı buruktu kızı gözünün nuru gidecekti artık az kalmıştı.

Alina odasında hazırlanıyordu. Siyah boydan bir elbise ayağına da babetlerini giydi makyaj yapmadı birde süslenecekmiyim diye geçirdi içinden annesinin sesini işitti çabuk olmasını aşağıda beklediklerini söyledi. Alina çantasını da alıp çıktı odasından, Emine hanım sıkıca sarıldı gelinine sevmişti Alina'yı her ne kadar istemiyor olsa da o kızı yerine koymaya razıydı. "Hoşgeldiniz" dedi Alina Emine hanımın elini öperken Emine hanım "hoşbuşduk kızım nasılsın" diye sordu. Alina sahte bir tebessümle "iyiyim sağolun" dedi Emine hanım gelininin uzak durmasına bozulsa da belli etmedi zamanla alışır diye geçirdi içinden.

Alışverişe başlamışlardı. Rojin heyecanla bakınırken etrafa Alina hiç bir tepki vermiyordu üzgündü, mutsuzdu ama en çokta kırgındı..

Neredeyse herşeyi almışlardı sıra gelinlik ve bindallı almak kalmıştı bir mağazaya girdiler Rojin heyecanla gelinliklere bakarken Alina kenarda duruyordu "sen seçmeyecek misin?" Diye bir ses işitti irkildi bir an da arkasını döndüğün de Ömer ağayı gördü şaşırdı beklemiyordu. Ömer ağa hafif bir tebessüm etti "ne o dilini mi yuttun niye sesin çıkmıyor" diye çıkıştı. Alina kendini toparlayıp "istemediğim bir evlilik için bir de gelinlikmi seçeceğim" dedi Ömer ağa bir an bozulsa da belli etmedi yanından geçerek gözüne kestirdiği gelinliği Alina'ya göstererek "bence bu sana çok yakışır" dedi Alina tam ağzını açıp bir şey söyleceği sırada annesi "hadi kızım denesene" dedi. Alina hışımla Ömer ağanın elinde ki gelinliği alıp kabine girdi. Rojin çoktan gelinliğini ve bindallısını seçmişti bile. Ömer ağa ben napıyorum istemediğim bacım için kendimi feda ettiğim bir evlilik için burda durmuş gelinlik seçiyorum diye içinden geçirip kendine kızıyordu o sıra da Alina çıktı kalbinden Ömer ağa donmuş bir şekilde Alina'ya bakıyordu çok yakışmış dedi içinden sonra da gözlerini başka yöne çevirip ilgilenmiyormuş gibi yapmaya başladı. Alina da birden heyecanlandı acaba beğenecek mi diye bi an geçirdi içinden sonra kendini toparlayıp ne saçmalıyorum diye kızdı kendine Emine hanım gelinine bakıp "çok güzel oldun kızım çok yakışmış" dedi Fatma hanım da onayladı.

Alışveriş bitmişti akşam ki kına için hazar konağına geçtiler kına orada yapılacaktı. Alina ve rojin bindallarını giydiler kuaförde gelmiş hazırlıklara başlamışlardı.

Alina dağınık bir topuz ve hafif bir makyajla tamamlamıştı kıyafeni Rojin ise sıkı bir topuz ağır bir göz makyajıyla gözlerini ortaya çıkarmıştı. Rojin "Çok güzel oldun Alina" diye söylendi. Alina da hafif bir tebessümle "sen de öyle" dedi.

Herkes yavaş yavaş toplanmış kına başlamıştı. Alina ve Rojin oda da bekliyorlardı çıkmak için. Bir süre sonra Emine ve Fatma hanım geldi "haydi kızlar çıkın artık" diye uyardılar kızları. Merdivenlerden yavaş yavaş inen Alina genç kızların ilgi odağı oldu kime imrenek bakıyordu, kimi kıskanarak.

Oyun havaları oynanmıştı kına yakma zamanı geldi avlunun ortasına iki sandalye konuldu Alina ve Rojin için ve kına müziği çalmaya başladı..
Alina çoktan ağlamaya başlamıştı kınalar yakıldı iki gelinin avucunada altın konulup kınalandılar.

Yavaş yavaş millet dağılmaya başladı kına bitmişti Alina çok oynanamamasına rağmen çok yorulmuştu. Rojin hiç durmadan oynamış etrafa gülücükler saçmıştı bu duruma Alina bozulsa da belli etmemeye çalıştı. O mutsuzken Rojin'in bu kadar mutlu olması ister istemez sinir ediyordu.
Herkes dağılmıştı Alina odasına attı kendini üstünü çıkarıp duşa girdi ve direk yatağına attı kendini bu gece sondu artık gidiyordu evim yuvam dediği yerden.

Sabah olmuştu Fatma hanım Alina'nın odasına girip "haydi kızım kalk iki lokma bir şeyler ye birazdan kuaför gelir" dedi Alina her ne kadar uyanmak istemese de mecburen kalktı önce güzel bir duş aldı sonra kahvaltısınu edip odasıan çıktı kuaför gelmişti. Gelinliğini giydi önce belli etmese de Alina'da çok beğenmişti gelinliği çok kabarık değildi tam istediği gibi kolları güpür fransız dantelinden işlemeli çok güzel bir gelinlikti.

Artık hazırdı Alina çok güzel olmuştu aynada yansımasına baktı beğenmişti kendini bir an heyecan sardı içini biraz da korku ne yapacaktı nasıl sevmediği adama evet diyecekti bir damla gözyaşı süzüldü yanağından ama hemen toparladı kendini. Davul zurna sesini duyunca anladı geldiklerini babası ve ağabeyi girdi odaya babasının elinde kırmızı kuşak vardı artık dönüşü yoktu gidiyordu uçuyordu yuvadan. Hasan ağa kızına yaklaştı "affet kızım koruyamadım seni inşallah çok mutlu olursun" dedi ve kuşağı bağladı anlından öpüp dışarı çıktı hemen kalsaydı dayanamaz ağlardı. Sonra ağabeyi yaklaştı Alina'nın yanına "affet beni güzelim sana bunu yaşatmak istemezdim ama sevdim işte" dedi ve boynunu eğdi Alina ağaneyine sarılıp "sen affedilecek bir şey yapmadın çok mutlu ol ol ki bende değmiş diyeyim senin mutluluğunla mutlu olayım ağabey" dedi. Ömer ağa tüm heybetiyle girdi konaktan içeri gelinini almaya gelmişti içinde garip bir duygu vardı çözemediği sonra güzeller güzeli Alina merdivenlerden kuğu gibi inmeye başladı Ömer ağa alamdı gözlerini Alina'dan yanına gelince kolunu uzattı "çok güzel olmuşsun" dedi kendine engel olamayarak. Alina yine heyecanlandı utanıp başını eğdi düğünün yapılacağı mekana geldiler. Bir ada da Alina ve Ömer ağa diğer oda da Murat ve Rojin bekliyordu.

Artık çıkma zamanı geldi önde Alina ve Ömer ağa arkasında Rojin ve murat geliyordu. Nikah masasına oturdular önce ağabeyinin nikahı kıyıldı mutlulukla evet dediler sıra Alina ve Ömer ağaya geldi. Ömer ağa direk evet dedi memur soruyu Alina' ya sordu biraz bekledi ve evet dedi. Bitmişti artık hayallerini, umutlarını arkasında bırakıp yeni bir yola adım atmıştı Alina..