27. Bölüm

30.5K 957 35
                                    

Merhabalar ben geldiim uzuun aradan sonra 🙈 netim yoktu o yüzden hikayemi yayımlayamadım kussura bakmayın lafı uzatamadan sizi bölümle başbaşa bırakıyorum ✌️🌸

Ömer ağa nefes almadan ağacın dibin de yatan karısına bakıyordu kitlenmiş gibi yerinden kıbırdayamıyordu bakıyordu sadece karısı bir kez daha inledi kendine gelip hemen karısının yanına koştu başını dizlerine koyup " Alina'm güzelim duyuyormusun beni, bana bak kurban olduğum" dedi ağlamaklı sesiyle Alina hafif araladı gözlerini belli belirsiz tebessüm edip "Ömer" dedi sessizce Ömer ağa "burdayım güzelim seni hemen hastaneye götürücem iyi olacaksın korkma" dedi Alina elini yavaşça kaldırıp karnına üzerine koydu "o artık yok" dedi gözünden akan bir damla yaşla Ömer ağa başını sağa sola sallayıp "hayır hayır oğlumuz bizi bırakmaz" dedi inanamayarak Alina tekrar araladı gözlerini "zorla aldılar oğlumuzu benden direndim onu korumaya çalıştım ama başaramadım özür dilerim" dedi zor çıkan sesiyle Ömer ağa  duyduklarıyla neye uğradığını şaşırdı ne yapmışlardı kıyamadığı karısına bir şey demeden karısını kucaklayıp arabaya doğru yürüdü yavaşça arka koltuğa oturdu adamına seslenip "çabuk en yakın hastaneye sür" dedi başını karısına çevirip baktı gözleri kapalı bölük börçük nefes almaya çalışıyordu gözlerini kapatıp dua etti Rabbine ne olur dedi ne olur oğlumuzu bizden alma onu sağlıkla kucağımıza alamak nasip olsun. Gözlerini açtığında hastaneye gelmişlerdi hızlıca arabadan inip hastaneye girdi "çabuk sedye getirin doktor nerde?" Bağırıp duruyordu. Hemşireler koşarak sedye getirdi karısını dikkatlice sedyeye yatırdı hemşirelerden biri "neyi var eşiniz?" Dedi Ömer ağa ellerinde ki kana bakıp "hamile, oğlum" diye bildi sadece hemşireler aceleyle müşade odasına aldılar Alina'yı.

Haberi alan aileler soluğu hastanede aldılar koşarak hastaneye giren Fatma ve Emine hanım bir ağızdan "kızım nerede?" Deyip duruyorlardı biraz ileride Ömer ağayı gören Azad "Ağabey" deyip yanına koştu ailelerde koşmaya başladı sesi duyan Ömer ağa kafasını kaldırıp Fatma hanımla göz göze geldi başını eğdi hemen ne derdi nasıl derdi kızını koruyamadım diye Fatma hanım hızlıca damadının yanına geldi "niye başını eğersin oğul yoksa kızıma gül goncama bir şey mi olmuştur?" Dedi ağlayarak Ömer ağa yavaşça doğruldu oturduğu yerden başını sağa sola salladı "henüz bir haber yok kimse çıkmadı içerden bir şey demediler" dedi sessice Fatma hanım elini kaldırıp damadının çenesine koydu hafif baskı uygulayarak kaldırdı başını ve gözlerine baktı "o zaman başını ne demeye eğersin" dedi Ömer ağa gözlerini çekti hemen "yüzüm yoktur ana yüzümr bakmaya" dedi Fatma hanım kaşlarını çatıp "o nasıl laftır öyle sen niye bakmayacakmıssın yüzüme" dedi Ömer ağa biraz daha eğdi kafasını "kızını koruyamadım ana sahip çıkamadım ona ve oğlumuza" dedi gözünden bir damla yaş aktı Fatma hanım tekrar elini kaldırıp damadının çenesine koydu yüzüne bakmasını sağladı baş parmağıyla sildi gözyaşını "senin kabahatin nedir oğul diyesin hele bana ben bilirim ki sen kızımı sevip sayarsın sakın bir daha ağzından duymayayım bir daha" dedi o sırada odanın kapısı açıldı doktor çıktı içeriden Ömer ağa hemen öne atılıp "karım nasıl doktor" dedi endişeyle çok korkuyordu karısına oğluna birşey olacak diye doktor derin bir nefes alıp konuşmaya başladı "öncelikle sakin olun hastamız şuan stabil durum da bebeğin de kalp atışlarını alıyoruz ama çok düşük bebeği kaybedebiliriz şuan gözlem altında geçmiş olsun" dedi ve yürümeye başladı Ömer ağa tekrar seslendi doktora "görebilir miyim karımı" dedi doktor dönüp "tabi göre bilirsiniz ama tek tek girin hastayı yormadan ve fazla yanın da kalmadan" dedi ve ilerlemeye devam etti. Fatma hanım damadına bakıp "önce sen gir kızımın sana daha çok ihtiyacı var" dedi dolu gözlerle baktı baktı Ömer ağa Fatma hanıma başını sallayıp odaya girdi yatakta yatan karısına baktı perişan haldeydi yavaşça yanına yaklaşıp elini tuttu "Alina'm" dedi sessizce ve eğilip alnını öptü karısının Alina aşinası olduğu sesi duyunca araladı gözlerini belli belirsiz tebessüm edip "Ömer'im oğlum" dedi sessizce Ömer ağa hafifçe tebessüm edip "oğlumuz iyi sıkıca annesine tutunmuş babasının aslanı bırakmamış bizi" dedi gözünden akan bir damla yaşla Alina kocasına baktı onunda gözlerinden birer birer akmaya başladı yaşlar "gerçekten mi ? Doğru söylüyorsun dimi bana üzülmeyeyim diye saklamıyorsun diğil benden ?" Ömer ağa başını sağa sola salladı "bunun yalanı mı olur güzelim" dedi tebessümle karısının elini tutup karnına koydu "bak oğlumuz burada" dedi. Alina gözlerini kapatıp tebessüm etti "çok şükür Allah'ım" dedi rahatlamış sesiyle. Hemşire yanlarına yaklaşıp "artık çıkmalısınız hastamız dinlenmeli" dedi Ömer ağa kafasını aşağı yukarı sallayıp karısına döndü "ben dışarıdayım birazdan annen gelecek yanına herkes burada senin iyi olman için dua ediyorlar" dedi hafif tebessümle eğilip anlınını öptü karısının ve odadan çıktı.

Mardin GeliniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin