elegant ;; jaeyong

03 ; croquembouche

Elimde dairesel hareketlerle salladığım kadehi masaya bırakıp arkama yaslandım, saçma bir şekilde gerginliğim yok olmuştu. Paketten çıkardığım dalı dudaklarımın arasına alıp tutuşturduktan sonra derin bir nefes çekip bakışlarımı yüzünde gezdirdim.

"Eh, anlat bakalım Taeyong. Nasıl geldin buralara?" Jaehyun, gülümseyip boşalan kadehini yeniden doldurmuştu.

"Küçüklüğümden bir ilgim vardı aslında fakat ailem arka çıkmadı bana. İstemediğim hâlde başka bir bölüm tercih etmek durumunda kaldım," Gülümseyerek kendimi işaret ettim. "Gördüğünüz üzere pek de boyun eğmiş sayılmam. İlk sene dondurdum ve çok afedersiniz it gibi çalıştım, zaten belli birikmiş param da vardı. İstediğim özel üniversiteyi yüzde 80 burslu şekilde kazandım. Sosyal medya üzerinden birtakım paylaşımlar ve karizmatik bir yüz ile buralara geldim Bay Jeong."

"Jaehyun demen yeterli. Benden çok daha zor koşullarda bir yerlere varabilmişsin, takdir ettim. Şu anki yerini hak ediyor gibisin." Söyleyeceği bir şeyler daha varmış gibi dudaklarını dişleyip sıkıntılı bir nefes verdi. "Lafı çok dolandırmayacağım Taeyong. Sosyal medyada işbirliği yapmak ve benimle çalışmak ister misin?"

Kadehi yeniden alıp dudaklarıma götürmüştüm ki duyduklarımla sertçe yutkundum. Ya kafam iyiydi, ki bu imkansızdı, ya da fazla yorgundum ve kafamda kurmuştum.

"Anlamadım?"

"Instagram'da tarif videosu paylaşmak istiyorum, iki tarafın kitlesinin de gelişmesini sağlar diye düşünüyorum. Mâlum senin kadar aktif kullanamıyorum sosyal medya hesaplarımı. Çalışma konusunda gelecek olursak da," Saçlarını karıştırdı ve birkaç saniye duraksadı. "Benim restoranımda, Elegant'ta, Executive Chef olmanı istiyorum. Reçetelerimi neredeyse benim kadar kusursuz yapabilecek birine ihtiyacım var."

Şaşkınlığım yüzümden okunuyordu. Kadehteki beyaz şarabı bitirip ardından yeniden doldurdum, bu şaşkınlığı atlatamayacak gibiydim bir süre. Olanlara hiçbir şekilde anlam veremiyordum.

"Ama Bay Jeong-"

"Jaehyun konusunda anlaştık sanmıştım."

"Ama Jaehyun, bunu nasıl kabul ederim? Çalıştığım yerden çok memnunum ve onlar da benden memnunlar, bırakmak istemezler. İstifamı versem bile kabul etmezler. Hem öyle pat diye kabul edemem ki bunu." İzmariti küllüğe bastım ve stresten salladığım bacağımı fark edip durdurdum.

"Hemen kabul etmek zorunda değilsin Taeyong, düşün bir süre. Ayrıca patronun benim dediğimi iki etmez, merak etme sen onu. Video hakkında ne düşünürsün peki?"

"Video konusu olabilir. Yarın izin günüm, eğer size de uyuyorsa yemeğe karar verip yarın çekimini yapabiliriz. Yetişirse akşama, yetişmezse de ertesi güne editlerim paylaşırız. Olur mu?"

"Olur tabii de, senin bu saygılı konuşmalarını ne yapacağız? Rahat ol be oğlum."

"Denerim Jaehyun." Telefonumun ekranına tıklayıp saate baktım, oldukça geçti. "Ben artık gitsem iyi olur gibi. Siz istediğiniz tarifleri Instagram'dan benimle paylaşın, ben hepsine uyarım. Seçeriz aralarından. Henüz uyumam zaten. Güzel geceler."

"Pekâlâ, güzel geceler dilerim Taeyong." Başıyla onayladığında ayağa kalktık ve elini sıkıp oradan ayrıldım. Fazla garip ama bir o kadar da güzel bir gündü. Tüm bunları sindirmem biraz zaman alacaktı.