şarkıyı, başına • bıraktığım kısımda açıp öyle okumaya devam etmenizi öneririm.
--
Gergin bir şekilde telefonu yanıma bıraktım ve dizlerimi kendime çektim. Keşke tam şu an yer yarılsaydı da içine düşseydim. Gitmem gerekiyordu ama gidemezdim, daha da batıramazdım. Bira şişesini kafama dikip bir diğerini açtım. Ya kendime güvenip bu durumu toparlamaya çalışacaktım ya da ciddi anlamda kafayı bulacaktım ki en azından ilerleyen zamanlarda dönüp baktığımda farkına varmayayım. İkinci yol çok daha uygun gelmişti, pek bir alkol direncim yoktu zaten.
Yaklaşık 10 dakika olmuştu ve ben her geçen saniye daha da geriliyordum. Telefonumdan müzik açmaya karar verdim. Bir nebze de olsa rahatlatabilirdi. Sesi az bir şey açıp kolumu arkama destek yaptım ve ağırlığımı koluma verdim. Ortalık fazla sessizdi bu gece, hafta içlerini seviyordum. Dalga sesi ve müzikten başka ses yoktu.
"Seni bu kadar hızlı bulacağımı sanmamıştım." Jaehyun'un sesiyle şaşkınca kafamı kaldırdım, bu kadar hızlı gelmesini beklemiyordum. Elimdeki şişeyi yanıma bırakıp aniden ayağa kalktım ve elimi uzattım. Gülerek elimi sıktı. "Bu resmiyet de ne böyle?"
"Alışkanlık. Hoş geldin."
"Hoş buldum Taeyong." Elindeki poşeti kumsala bırakıp oturmak için sağ tarafıma yöneldi. "Biraz bira ve atıştırmalık getirdim ben de. Gece uzun."
Gece uzun.. Gerçekten de öyle olacak gibiydi. Umarım bir şeyleri mahvetmezdim. Müziği kapatıp yönümü biraz Jaehyun'a döndürdüm.
"Üzgünüm."
"Ne için?"
"Patavatsız patavatsız konuşuyorum bazen." Kalan biralardan birini çakmak yardımıyla açıp ona uzattım. "Ayarsızım bu konularda."
"Dert değil. Kafanda çok büyütüyorsun." Birayı alıp gülümsedi ve şişeyi bana uzattı. "Yeni işine."
Farkında olmadan dudaklarımı dişledim, kararsız sayılırdım hâlâ. Yine de kendi şişemi onunkiyle tokuşturdum. "Yeni işime."
"Seni acele ettiriyormuşum gibi hissediyorum, o yüzden şunu açıklayayım. Hemen yarın başlamak zorunda değilsin Taeyong. Ne zaman kendini hazır hissedersen o zaman gel ve başla. Benim için zamanı değil, seninle çalışabilmek önemli. Artık senin gibi başarılı ve yaratıcı şefler kolay kolay bulunmuyor. Dilersen reçetelerde değişiklik dahi yapabiliriz ilerleyen süreçte. Yeter ki gel benimle çalış."
Belli belirsiz bir tebessüm yerleşti dudaklarıma. Hangimiz hangimizin hayranıydı belli değildi. Dediklerini bir noktadan sonra kelime kelime algılayamamıştım, kopmuştum. Çok kısa bir süre sessizlik oldu. Cümleler birbirine giriyordu kafamda.
"Ben.. Ben ne diyeceğimi bilmiyorum Jaehyun. Yıllardır hayranın olan biriyim, kendime örnek aldım hep. Şimdi sen çıkmış senin reçetelerinde değişiklik bile yapabileceğimi söylüyorsun. O kadar gururluyum ki anlatamam. Seni yüzüstü bırakmayacağıma emin olabilirsin. Kısa bir sürede çıkışımı isterim, sana da öncesinde durumu haber veririm. Gerçekten çok teşekkürler." Fazla duygulanmıştım ve bu sonlara doğru sesimin titremesine neden olmuştu. Utancımdan birayı kafama diktim. Artık şu stresi atmam gerekliydi.
"Teşekküre gerek yok. Bu başarıya ulaşmanda paydamın olması çok mutlu etti beni." Poşetten hazır ramen paketlerinden birini çıkarttı ve içindekileri kırıp paketi açtı, baharat karışımını döküp çakılların üstüne bıraktı. "Hadi konu değiştirelim, hep iş konuşacak değiliz ya. Üniversite yıllarımdan beri böyle yemiyorum rameni. Zamanında her günüm böyle geçerdi. Yaşlandık galiba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
elegant ;; jaeyong
Fanfictionmutfak alanındaki yeteneğiyle kısa sürede sosyal medyada ses getiren lee taeyong, üç michelin yıldızına sahip idolü jung jaehyun ile tanışır. half text lee taeyong + jung jaehyun © psychelure, 2024. #8 nct
