09 ; galantine

116 16 36
                                    

Gözlerimi aralayıp birkaç saniye kadar etrafa bakındıktan sonra usulca Jaehyun'un yanından kalktım. Tüm gece asla uyku tutmamıştı, tavanı izleyip durmuştum. Uyurken yüzünde oluşan masum ifadeye karşılık silikçe gülümsedim ve sessizce odasından çıktım. Saat 8'e geliyordu, muhtemelen birazdan uyanırdı. Ufak bir kıyak geçmek adına mutfağa ilerledim. Güzel bir kahvaltı fena olmazdı sonuçta.

Çok geçmeden her şey istediğim gibi olmuştu bile. İçerideki masalardan birini güzelce donattıktan sonra yeniden mutfağa döndüm ve kahveyi demlemeye bıraktım. Demlenmesini beklerken aklıma telefonu kontrol etmek geldi. Tezgâhın birinde bıraktığım telefonu aldım ve direkt sosyal medya hesaplarımda gezmeye başladım. Gelen kutusunu kontrol ettiğimde aklıma o anonim adam gelmişti, sohbete tıkladığımda Instagram Kullanıcısı yazısını görmemle dumura uğramıştım. Neyin nesiydi bu? Anlam vermeye çalışarak telefonla bakışırken Jaehyun dibimde bitmişti bile. Telefonun ekranını kapatıp cebime sıkıştırdım.

"Günaydın, ne saklıyoruz?"

Sıkıntılı bir nefes verip omuz silktim. "Sakladığım bir şey yok. Bana yazan anonim bir hesap vardı, sanırsam hesabını silmiş. Ona bakıyordum."

"Neredeyse fenomen hâline gelmiş bir adam ona gelen isimsiz mesajları mı yanıtlıyor yani?" Gülerek kahve makinesini kapattı ve kollarını birleştirip tezgâha yaslandı.

"Yok ya, fazlaca eleştirmişti beni. Rahatsız olup yanıt vermeye karar vermiştim ben de," Makineden demliği alıp başımla içeriyi işaret ettim. "Neyse, gel kahvaltı yapalım."

İçeri geçtiğimizde sandalyeme yerleşmeden önce fincanlarımıza kahveyi doldurduktan sonra demliği kenara bıraktım. Sandalyeme kurulup bacak bacak üstüne attım. Güzel bir masaydı.

"Ellerine sağlık, her şey çok güzel görünüyor."

"Ne demek, afiyet olsun. Umarım beğenirsin." Ağzıma attığım zeytinle susup arkama yaslandım.

"Ne demek 'umarım beğenirsin'? Daha tatlarına bakmadan bayıldım, düşünmüş olman bile yeterli," İki saniyelik duraksamasının ardından devam etti panikle. "Tüm gece buradaydın, hâlâ buradasın ve bir nevi çalışıyorsun, birkaç saat sonra da geleceksin daha çok yorulacaksın. Bence bugün gelme, git dinlen."

"Normalde asla kabul etmezdim ama biraz ihtiyacım var gibi. Sırtımda inanılmaz bir ağrı var."

"Hazır evde dinleneceksin, menümüzde ufak değişiklikler yapar mısın? Tadım menüsü değişmeli özellikle. İlkbaharınki hazır olsun, geldiğinde dener bakarız mutfakta."

Başımla onayladım ve iştahsızca çatalım ile tabağımdakileri kurcalamaya başladım. Tarifini yapamadığım bir duygu kaplamıştı içimi, asla hoşnut değildim bundan.

"Taeyong.. Her şeyi mahvetmek istemiyorum ama daha fazla bu konu uzarsa benim için dert olacak. Kızsan, gitsen hakkındır. Tek isteğim sadece lafımı bölmeden beni dinle. Sonra istediğini yapabilirsin."

Arkama yaslanıp kollarımı göğsümde kavuşturdum, tutup da çocuğum var demeyecekti herhalde? Nefesimi verip dinlediğimi belirtmek için başımı olumlu yönde salladım. Gelsin bakalım, her ne gelecekse.

"Sabahki bahsettiğin o anonim hesap," Duraksayıp tepkimi ölçtüğünde başımı olumlu yönde salladım tekrar, bahsetmişimdir mutlaka diye düşünüyordum. "O hesap benimdi."

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken sağ kaşım otomatik bir şekilde havalandı, ne zırvalıyordu? Tam lafını kesmeye hazırlanırken araladığım ağzımı kapatıp sinirli bir şekilde devam etmesini bekledim.

"Bunun ne gibi bir açıklaması olur bilmiyorum. Başlarda bir nevi düşman gibi görüyordum ama bir haftanın ardından bu düşünceyi bıraktım, bana olan saygın ve bağlılığın beni heyecanlandırmıştı. Bu anonim meselesini sonlandırmak istesem de çok geçti ama devam ettiremezdim de. Çok saçma bir temelimiz olacaktı. Asla doğru zamanı bulamadım, cesaretimi de toplayamadım zaten. Artık biliyorsun.. Ne desen haklısın." Başını eğip elini, masanın üzerine yerleştirdiğim elimin üzerine koydu.

elegant ;; jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin