( @jbstchvf gönderine yorum yaptı: "Risotto yapayım derken lapa bir pilav yapmış gibisin, sertifikanı nasıl aldın anlamadım" )
Telefonun ekranında beliren mesajla kaşlarımı çattım, benim işimi bana mı öğretiyordu bu herif? Sakince bildirime tıklayıp parmaklarımı klavyenin üzerinde gezdirdim.
"@jbstchvf görsel açıdan ikisinin ayrımını dâhi yapamayan birine hiçbir açıklama yapmayacağım."
Gönder tuşuna basacakken derin bir nefes bırakıp baş parmağımı sil tuşuna basılı tuttum. Aptal herifin tekiyle uğraşmayacaktım, insanların gözünde kaba biri olmaya hiç gerek yoktu. Yorumunu silip telefonu cebime sıkıştırdım ve mutfağa adımladım.
Yaklaşık 3 senedir sektördeydim, yıllarını mutfaklarda sürünerek harcamış birçok kişiden daha yüksek bir mertebede sayılırdım. Bulunduğum şehirdeki en bilinen fine-dining restoranların birinde 10 aydır sıcak şefiydim. Önüme hiçbir şey altın tepsiyle sunulmamıştı ama şimdi emeklerimin karşılığını misliyle alıyordum ve kimsenin modumu düşürmesine fırsat vermiyordum. Hiçbir zaman da vermeyecektim.
Düşüncelerimden sıyrılıp sıcak bölümümdeki diğer arkadaşlara bağırdım, "Hadi, hadi, hadi! Enerjik bir başlangıç yapalım, günümüz uzun."
Ellerimi yıkayıp kağıt havluyla kuruladıktan sonra eldivenimi giydim ve yemekler için hazırlığa başladım. Bugün her zamankinden daha keyifliydim, her şey kusursuz ilerleyecekti.
...
Beef Wellington'ın üzerine sosunu döktüm ve bez yardımıyla tabağın kenarını silip teslim alınan yere bıraktım. Ekrandan siparişin hazır olduğunu işaretledim, günün son tabağı da bu şekilde elden çıkmıştı. İnanılmaz derece yorucu bir gün olmasına rağmen eğlenmiştim. Mutfağı seviyordum.
Çok geçmeden hızlıca etrafı toparlayıp yarına kolaylık olması açısından hazırlıklara biraz başlamıştık ekipçe. Saat 3'e yaklaşırken kendimi soyunma odasına atmış ve üzerimi değiştirip seri adımlarla çıkmıştım bile. Telefonuma bugün hiç bakamadığım aklıma gelmişti, motora binmeden önce kısaca göz atmak için cebimden çıkarttım. Yine bir sürü bildirim yığılmıştı. Gülümseyerek parmak izimi okuttum ve Instagram'a girdim. Kısaca göz atıp yorumları beğendikten sonra mesaj isteklerinin bulunduğu kısımda gezindim, güzel ve destekleyici çok mesaj vardı.
Tam uygulamadan çıkacağım sırada sabah mesaj atan bir kullanıcı dikkatimi çekti. Eğer yanlış hatırlamıyorsam sabah yorumunu sildiğim herif olmalıydı. gözlerimi devirmeden edememiştim. İstemeyerek de olsa sohbete tıkladım, düşündüğümden daha fazlaydı yazdıkları.
jbstchvf: Kötü yorumlara katlanamayacaksan
influencerlık yapmayacaksın
jbstchvf: Haklı olduğumu, yaptığının risotto
olmadığını çok iyi biliyorsun
jbstchvf: Parayı basıp özel bir üniversite
okuduğunda harika bir aşçı olmuyorsun
jbstchvf: Egosu şişirilmiş veledin tekisin
jbstchvf: Adam gibi icra etmeyeceksen
bırak mesleğiYazdıkları yüzümü buruşturmuştu. Hiçbir halt bilmeden eleştirip bir de üstüne artistlik yapmak ne kadar kolaydı öyle. Öfkeyle hesabına girdim.
0 gönderi, 2 takipçi, 133 takip edilen.Hesabı kişisel hesap bile sayılmazdı, anonim takılıp insanlara sallamak için açılan bir hesap olduğu çok açıktı. Öfkeme yenilip yeniden sohbete döndüm ve mesaj isteğini kabul ettim.
ty.ish: madem artistlik yapıyorsun, en azından
kim olduğunu ifşa edecek cesaretin olsun.
ty.ish: seni bu hesabınla kâle almam.
ty.ish: ayrıca, mesleğimi gayet iyi icra
etmesem ve alanımın iyisi olmasam
felicità'da çalışıyor olmazdım.
ty.ish: kıskançlığından ötürü sinirini
anlıyorum, papatya çayı öneririm. :)Telefonu yeniden cebime atıp motoru çalıştırdım ve hızlıca eve sürdüm. Günümü aptal bir adamın kendisi kadar aptal mesajlarıyla berbat bir şekilde kapatmak zorunda kalmıştım. 10 dakika içinde evin önüne gelmiştim. Kumandayla açtığım garaja motoru park edip hızlı adımlarla eve ilerledim. Şifreyi tuşlayıp içeri geçtim ve ayakkabılarımı kenarda çıkarıp banyoya doğru devam ettim.
Kıyafetlerimden kurtulup sıcak suyun altına girdiğimde az da olsa kaslarım rahatlamıştı. Ne ara bu kadar kasmıştım kendimi böyle? Günümü gözden geçirirken hızlı bir duş aldım. Adamın mesajları kafamda dönüp duruyordu, sinir bozucu olmaya başlamıştı. Belime bir havlu sarıp çıkmıştım. her ne kadar üşensem de hasta olmamak adına elimdeki diğer havlu ile saçlarımı kurulayarak yatak odama ilerledim. Üzerime elime ne geçtiyse geçirip kendimi yatağa bıraktım.
İki yeni mesaj gelmişti.
Daha fazla gecemi bozmasına izin vermeyi düşünmüyordum. Telefonu şarja taktıktan sonra kısa sürede uyumayı umarak yüzüstü bir şekilde yattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
elegant ;; jaeyong
Fanfictionmutfak alanındaki yeteneğiyle kısa sürede sosyal medyada ses getiren lee taeyong, üç michelin yıldızına sahip idolü jung jaehyun ile tanışır. half text lee taeyong + jung jaehyun © psychelure, 2024. #8 nct