Sabah kalkmış mükemmel bir kahvaltı sonrası anne ve babamı onlara güzel bir gün için tatil'e evden postalamıştım. Duş alıp, güzel kokular sıkmış ve diz kapağımın üzerinde, bol ve köprücük kemiklerimi belli edecek beyaz bir tshirt giymiştim. Aynanın karşısına geçip siyah rengine boyattığım duştan dolayı ıslak olan saçlarımı kurutup şekil verdim.
Salona geçip daha önceden parti için gelmiş olduğu ev adresime Yoongi'nin gelmesini bekleyecektim. Hayatım boyunca ders çalışan tek eğlenceli aktivitesi resim çizmek olan ben aşık olmuştum. Bir çok insan benim eğlenceli ruhuma, gülüşüme aşık olsa da ben aşkı da acıyı da şehveti de Yoongi'de çekmiştim.
Ben Yoongi'yi Hüseyin abinin marketinde aşık olmuştum. Eliyle utançla ped kutusunu tutuşu, kasadan geçirirken biri gördü mü diye etrafı gözetlemesi bana o anki tavrı çok masum gelmişti. (Aq bu komik bir kitap - texting baştan ciddiyetle okuyup bu satırda travma geçirenlere acil şifalar diliyorum kkk.)
Onu okul çıkışı gözetliyor, gerektiğinde gireceği tuvaletleri önceden tespit edip telefon numaramı yazıyordum. Kantinciye önceden para verip Yoongi'ye beleş tost vermesini istiyordum. Garibim de kantinci bile beni tanıyor havalarına girip arkadaşlarına kendini övüyordu. Ama şimdi böyle numaralara gerek kalmadı. Bir şekilde bu yavru ceylanı kafesimin içine alıp dışarda ki yavşak kurtlara yem etmemiştim.
Zil'in çalmasıyla üzerimde bulunan tek giysi olan tshirt'ü düzeltip televizyondan Yoongi için İsmail YK'dan özel olarak çıkartmasını istediğim - para rüşveti ile - şarkıyı son ses açıp kapıya doğru yüksek sesle şarkıyı söylerken ilerledim.
*Medya'yı açın tırrekler.*
"80,80,160 ALLAH YOONGİ'Yİ ÇOK GÜZEL YARATMIŞ.."
Kapıyı açtığım da bana şaşkın gözlerle bakan tırreği evime buyur edip kapıyı kapattım ve kapıya sırtımı yasladım.
"Hoş geldin yiğidim."
Gözlerini baştan aşağı üzerimde gezdirip "Hoşbuldum güzelim." deyip tek kolunu karın boşluğuma koyup diğer kolunu ise belime sabitleyip boynumu kokladı. "Çok güzel kokuyorsun bebeğim gel yatağa geçelim."
Elini diz kapak altıma yerleştirip diğer eliyle belimden destek alıp odaya çıkarırken bir yandan da televizyondan gelen favori şarkımı söylüyordum.
Yatağa ulaştığımızda sırtımı yatakla buluşturup iki elimi başımın üzerinde sabitleyip boynumu emmeye ve ısırıklar atmaya başladı. Elimi kemerine atıp kemerini çıkardıktan sonra onu üzerimden atıp "Kendini bana bırak götümün swagı." Deyip yatak başlığına Yoongi'nin ellerini kemer yardımı ile bağladım.
Üzerine çıkıp gömleğini ve pantolonunu çıkarıp boxer ile kalmasını sağladım. Boxer üzerinden penisini avuçlayıp "Aq bu çok küçük. Şen büyüyünçe çük mü olçan sen." Diye sevimli hareketlerle penisini sıkıp kahkaha attığımda tipini siktiğimin yarı erekte siki ile havlamaya başladı.
"Seni sikeceğim! Acıyor!"
Masumca suratıma bilinmez bir ifade ekleyip yavaşça çepeçevre elimle sardığım penisi sıkmaya başladım. "Neresi acıyor? Burası mı, yoksa orası mı?"
Şaha kalkmış sikini rahat bıraktığımda Yoongi sanki kurtulabilirmişcesine ellerini hareket ettiriyordu. Gözleri zevkten koyulaşmış alnına dökülen siyah tutamları terden anlına yapışmıştı.
Üzerimdeki tshirt'ten kurtulup, Yoongi'nin boxer'ını da çıkardıktan sonra çıplak bedenimi Yoongi'nin kucağına bırakıp elimle omuzlarına tutundum. Bir elime Yoongi'nin penisini alıp diğer elime tükürüp penisini sıvazladım.
Hâlâ acı içinde bir balina misali çırpınırken elimle penisini yavaşça deliğime götürdüm. Yavaş yavaş penisi içime alırken bir yandan inliyor, bir yandan zevkten daha fazlasını istiyor ve yavaş yavaş bir az daha sokuyordum içime. Kucağında zıplarken öyle çok karşımda ki mükemmelliğe hipnotize olmuştum ki bir an İsmail YK'nın aşağıdan yankılanan müzik sesini kulaklarım duymaz hale gelmişti.
Sertleşmekten morarma evresine geçecek olan penisimi elime alıp çekmeye başladım. Zaman sonra ilk boşalan ben olduğumda bir kaç vuruştan sonra Yoongi'de içime boşalmıştı. El bileklerinde çırpınmalarından dolayı kızarmış bileğindeki kemeri çözüp onu yorganın içine koydum. Uykulu gözleri ile bana bakarken bende yanına uzanmış ve ona sarılmıştım. Sevdiğim adamın kollarında huzuru barındıran o mükemmel duyguyu tadacaktım ki tâ ki kalın ses kulaklarımıza ulaşıp bizi şoka uğratana kadar.
