Yoongi, Jungkook'u odaya taşırken bir anda Jimin'in arkadan sesi duyuldu. "Bir durun amq."
Yoongi istemeyerek otel odasının bulunduğu koridorda duraksayıp arkasına döndü. "Bir seviştirmediniz amq."
Jimin Yoongi'ye yetiştiğinde Jungkook, Yoongi'nin kucağından indi. "Ne oldu Jimin-shii."
Jimin büyük bir heyecan ile söylendi. "Düğün günü kanki fotoğrafı çekmeyi unuttuk. Daha gerdeğe girmeden şu fotoğrafı çekelim hatıra kalsın."
Jungkook kankitoşkiloşkosunu üzmemek adına 'peki' dedi.
Jimin elindeki iphone Xs max'i Yoongi'ye verdi. Yoongi şaşkınca telefona baktı. "Woow zengin telefonu."
"Ne sandın yapram Tae'm bana en güzellerinden alıyor. Herneyse çek şu fotoyu amq."
Jimin hafif bir gülümseme ile Jungkook'a sokulup poz verdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Çektim."
Jimin telefonunu alıp orayı terkettiğinde Yoongi, Jungkook'un elinden tutup odalarına soktu. Sonra Jungkook'u vahşice yatağa fırlatıp üstüne çıktı. "Çok güzelsin, meleğim."
Vahşice yatağa bir teneke parçası gibi atılan Jungkook sırtının hafif acımasıyla ufakça inledi. Sinirle söyleniverdi. "Sen de çok hödüksün."
Yoongi karşısındaki güzelliği gün boyunca altına almamak için kendini zor tutmuştu. Şimdi ise kendini tutma gibi bir gereksinim göstermeden karşısındakinin pürüzsüz emmelik boynuna gömdü dudaklarını.
Kendine daha fazla yer açmak ister gibi üzerindeki elbiseyi fermuarından açıp çıkardığında iki portakal yataktan yere düşmüştü. "Bu ne lan?"
"Düğünümde ufak memişlerim büyük gözüksün istedim Yoongi."
Yoongi gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu. "Ben senin ufak memişlerini seviyorum." Deyip kafasını Jungkook'un boynuna gömdü. Kırmızı tondaki izlerini bir bir bırakırken Jungkook inlemeyi bir an olsun eksik etmiyordu. Yoongi kafasını yavaş yavaş aşağılara indirdi.
Sıra eme uçlarına gelince iki tepeciğe de öpücük kondurup sağ göğüs üçünü ağzına aldı.
Emiyor, yalıyor ve ısırıyordu..
Jungkook elini Yoongi'nin saçlarına yerleştirip çekiştirdi. Yoongi bu sefer öteki göğüs ucuna da aynı işlemi uyguladı.
"Üstünü çı-çıkAAAGHHrr!!"
Yoongi yataktan kalkıp üzerindeki takım elbiseyi çıkardı. Üzerinde kalan tek şey olan boxer'ı da üzerinden attı ve tekrardan Jungkook'un üzerine çıktı.
Jungkook'u yüz üstü yatakta döndürüp beline de birkaç iz bıraktıktan sonra Jungkook'un boxerını çıkardı.
Orta ve işaret parmağını Jungkook'un ağzına verdiğinde. Jungkook o parmakları iyice ıslattıktan sonra Yoongi parmaklarını karşısındaki bedenin ağzından çıkardı. Parmaklarını Jungkook'un deliğine hiç beklemediği bir anda sokunca acımıştı.
"A-acıyoor."
Yoongi sakinleştirmek ister gibi öptü karşısındakinin dudaklarını. "Birazdan geçecek." Sonra parmaklarını hızlandırıp içinden çıkardı. Penisini birkaç defa çektikten deliğe konumlandırdı. Jungkook'tan izin alıyormuş gibi suratına baktığında Jungkook başını salladı yavaşça. Yoongi penisini alışmasını ister gibi yavaşça soktu minik deliğe.
"A-acıyo..AHHH! Yavaşla." Jungkook'un acıdan gözünden bir damla yaş düşmüştü.
Yoongi her ne kadar yavaşlamak istese de hızlandı ve zevk noktasını aramaya koyuldu. Eğer yavaşlasaydı acı daha da fazlalaşacaktı.
Jungkook birden zevk noktasına vurulmayısla beli bükülmüştü. "Y-Yoongi."
Jungkook şimdi acıdan çok zevk-i hissediyordu. "D-dahaaaaa f..azlaAhhhh!"
Yoongi biraz daha penisini Jungkook'un zevk noktasına vurduktan sonra boşalmıştı. Jungkook'un penisine yerleştirdi kemikli parmaklarını. Çok geçmeden Jungkook'ta boşalınca, Jungkook'un içinden çıkıp kendini yatağın boş kısmına atıp yorganı ikisininkinden üzerine gelecek şekilde örttü.
Jungkook çoktan yorgunluktan uykuya dalmıştı. Yoongi, Jungkook'un yorgunluktan saç tellerinin yapıştığı anlına öpücük kondurdu. "İyi ki benimsin, küçük tavşan."
