3.7 / Kına

2.2K 100 65
                                    

Jimin, Luhan ve Jungkook kına alışverişine çıkmıştı. Jungkook kendine mumlara bakarken Jimin'de ona yardım ediyordu. Luhan ise 3.5 saattir alışverişi gezdiklerinden dolayı dizlerinde derman kalmamış ve kendini şuan 38. Mağazanın bekleme koltuklarına kendini atmıştı.

"Bak şu da çok şıkmış yaa~"

Luhan bayık gözlerini Jungkook'a çevirmişti. Artık dayanamıyordu daha fazla burada kalmaya. "Yeter amk! 4 saat sonra kınan var. Sikik gibi ordan oraya koşuşturuyoruz."

Jungkook bir an duyduklarıyla kafasını ağır çekimde pörtlettiği gözleriyle Luhan'a çevirdi. "NAPAYIM YA. SİKİK SEHUN MUM YERİNE EL FENERİ ALMIŞSA BENİM NE SUÇUM VAR! ASLINDA SUÇ BENDE, BEN NE DİYE ONU KINA ALIŞVERİŞİNE GÖNDERİYORSAM.!"

Luhan oturduğu yerden hışımla kalkıp koca karılar gibi ellerini belinde sabitlemişti. "Aq sabahtan beri mum arayaşındasınız. Sanki o fener almasaydı da siz güzel bir mum bulabilecektiniz, tövbe tövbe.."

Jungkook sinirlerine hakim olmaya çalışıp önündeki 15 çeşit mumun arasından moru işaret etti dükkan sahibine "Bu olsun, lütfen."

...

"Nasıl olmuşum!" Jungkook kendi etrafında bir tur dönüp konuşmuştu.

Jimin elini ağzı ile kapatıp hayranlıkla bakan gözlerini bir saniye bile Jungkook'tan ayırmıyordu. "Çok güzel olmuşsun."

Luhan ile Jungkook'un üzerindeki sabah ki sinir gitmiş ve yerini sevimli bir telaş almıştı. Luhan, Jungkook'un elini tutup bir tur döndürdü. "Çok güzelsin."

Jungkook geç kalmamak adına kapıya doğru yöneldi. Kapıda sayısını bilmediği birçok yetişkin-çocuk bekliyordu. Jimin koşup onların hepsine birer tane mum dağıtıp ufak taçlar hediye etti.

O kalabalığın içinden Yoongi geldiğinde Jungkook bindallısının eteğinden tutarken diğer yandan da diğer eliyle Yoongi'nin koluna girdi. Birden kına salonunda ışıklar söndüğünde büyük bir alkış tufanıyla karşılanmışlardı.

Kına salonunun ortasındaki iki sandalyeye oturduğunda peşlerinden gelen mumları tutanlar onların etrafında dönmeye başlayıp Jungkook'un ağlaması için şarkı söylüyorlardı.

Ama Jungkook bunları siklemiyordu. Tam tersine eğleniyordu.

"Ağlasana amın feryadı." Jimin konuştuğunda "En mutlu günümde niye ağlayayım amq." Diye cevap vermişti.

"Ağlamadığın sürece etrafında döneceğiz ve sen kınasız bir gelin olarak gideceksin." Luhan tehditkarca söylediğinde Jungkook korkmuş ve ağlamaya başlamıştı.

Birden şarkı durmuş ve Jungkook'un suratını kapatan bezi bir yaşlı amca kaldırmıştı. Kına tepsisini elinde tutan Jimin'in elindeki tepsiden eline bir miktar kına alıp Jungkook'a seslendi. "Aç elini."

Jungkook elini açmadı. Kınada ele altın bırakmak adettendi.

Birden adam tam altını cebinden çıkardığında Jungkook hemen elini açmıştı. Buğulu gözlerinden dolayı karşındaki adamı kestiremeyen Jungkook'un gözleri netleştiğinde şaşırdı. "Baba! Kınayı bana sen mi süreceksin!"

Koskoca Bang pd kına sürüyordu! İnanılır gibi değildi.

Bang pd cevap verdi. "Ne sandın yapram."

Bang pd işine geri döndüğünde altını koyup kınayı sürmüş üzerini de bez parçasıyla örtmüştü.

Kına sefası bitmiş, kuruyemiş dağıtılmış, göbek atılmış ve herkes evine gitmişti.

Gün çok yorucu geçtiği için Jungkook kendini sandalyelerden birine attı.
"Çok yorgunum."

Yoongi sinsi bir şekilde Jungkook'un yanına varıp eliyle sikini okşamaya başladı. "Sikişek mi?"

Jungkook'un söylediği iki kelimr herşeyi açıklamaya yetmişti. "Siktir git."


•••


Bu kitabı bir an önce bitirip Yen'i başladığım kurgulara yer vermeyi düşünüyorum.

Şuan taslaklarda;

Ship'i yoonkook olan: Aşık bir Jungkook'un, Yoongi'ye karşı beslediği imkansız aşk hikayesi

Ve

Ship'i vmin olan: içine kapanık bir Jimin ve küçükken suç işlemiş Taehyung aşkını içeriyor..

Sizce bu kitap bitince hangisini yayımlamaya başlayayım?

Bᴀʙʏ ʙᴏʏ ﹣ ʏᴏᴏɴᴋᴏᴏᴋ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin