-1 Hafta Sonra-
-Jimin-İnsanlar kaça ayrılır?
Din, dil, ırka göre ayrılmazsa neye göre ayrılır? Kötü ve iyi diye mi? Peki kimin iyi kimin kötü olduğuna kim karar verip bir kefeye koyuyor? Kim insanları ayırma gücüne sahip? Bir insan biri için iyiyse diğeri için kötü olabilir. Peki o zaman, o kişi hangisi olur? İyi midir kötü mü?
Peki ya içi iyi dışı kötü olan veya tam tersi insanları ne yapmalıyız? Çevresindeki insanlar yüzünden göründüğü gibi olamayan insanları ne yapacağız? Kim tutacak onların ellerinden? Kim doğru yola sokacak?
Kim, bunun doğru olmadığını, göründüğü gibi olmamanın kötü bir şey olduğunu nazikçe söyleyebilecek o insana? Peki o kişi, kendi kendine anlayabilir mi? Olabilir mi?
Ben de göründüğüm gibi değildim bence. İnsanların içinde sevecen, güleç yüzlü, nazik ve yardımsever biriydim. Ama kendi dünyamda, bir sürü sorunla başa çıkmaya çalışan, ağlayan ve o yüzünü kimseye göstermeyen, çoğunlukla asık suratlı agresif bir çocuk gibi olabiliyordum.
Yoongi ise tam tersimdi. Onun dışı, agresif ve asık suratlıydı. İçi ise, yumuşacık pamuk gibi. Hatta ben hastaneye kaldırıldığımda, bütün içini dışarıya döküp, ağlayan biriydi benim gözümde. Peki bir insan hangimiz gibi olmalıydı? Benim gibi mi? Yoongi gibi mi? Ya da ortaya karışık falan?
Neden içimdeki bütün dertleri dökemiyordum mesela masaya? Neden saklama ihtiyacı duyuyordum arkadaşlarımdan? Neden bu kadar çok soru vardı ve sürekli bunları düşünüp duruyordum?
Bilmiyorum. Hepsinin cevabı kocaman bir BİLMİYORUM.
Ve bu beni deli ediyordu. Aynı şu anda olduğu gibi.
"Jimin! JİMİN! JİMİN!"
Yerimde zıpladım. "EFENDİM?!" diye bağırmamla bütün kantin yankılandı. Şaşkınca gezdirdim gözlerimi hepsinin yüzünde.
"Bir sorun mu var?" diyerek bana doğru yaklaştı Jungkook. Endişeli bakışlarını yüzümde gezdirdi.
"Hayır yok." diyerek kucağımda duran ve sıkmaktan bembeyaz olmuş ellerime baktım. Ellerimle oynamaya başladığımda Tae'nin sesini duymamla ona döndüm.
"Jimin bize anlatmadığın bir şey mi var?"
Gözlerine baktım bir süre öylece. Daha fazla dayanamayarak gözlerimi kaçırdım. Zaten hep pot kırdığım yer bu hareket oluyordu.
"Jimin, kira ile ilgili falan mı yine?" dedi Namjoon. Gözleri masada bir noktaya odaklanmıştı.
Yoongi ile yeni ev tutmuştuk ve ilk, bir iki gün sorun çıkarmıştı ev sahibi.
"Hayır ya." dedim gülümsemeye çalışarak. "Yok bir şeyim."
Gözlerimi hepsinde gezdirdim. Hoseok hariç diğerleri bana bakıyordu pürdikkat. Tekrar çevirdim ellerime. Kimse inanmışa benzemiyordu.
"Ben biliyorum."
Hoseok'un sesiyle hızla ona döndüm. Gözlerini kısmış bana bakıyordu şüpheyle. "Yoongi anlattı."
Kalbimin en ücra köşesinde bir şeyin kırıldığını hissettim. Yoongi anlattı da ne demek? Yapmazdı. Ben ona özelimi açmış, en hassas noktam olduğunu göstermiştim. Anlatmış olamazdı.
"N-Neymiş?" dedim sesimin titremesine engel olamayarak. Eğer derse, annen diye, kalkıp giderdim. Hem bu konu hakkında konuşmak istemediğimden, hem de Yoongi ile konuşmak istediğimden.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAL ♡yoonmin
Fanfiction"Dilek fenerimizdeki dileğin, gerçek olması dileğiyle." 04.09.18~ ~18.11.18 ~03.04.20 (düzenlenme) BxB