KARAKOL

80 30 30
                                    

" Memur amcaağğ!! Bir ayran çek de içimiz açılsın be!" Mete Çağrı'nın kafasına vurup geri çekti.
" Oğlum adamlar zaten sana gıcık. Daha da üstlerine gitme!" Çağrı bilmiş tavırlarla Mete'ye baktı.
" Sen bilmezsin kardeş buraları. Burda ağlamayana yemek yok. Sesin çıkacak ki karnın doysun!" Leyla yapmacıktan gülüp
" Sanki ömrün burda geçmiş gibi konuşmuyor musun Çağrı? İşte bu beni bitiriyor!" Ben atladım bu sefer
"Oğlum senin sülalen mi rahat diyeceğim ama ebene kadar biliyoruz hepsi de evhamlı insanlar. Sen niye böyle oldun ki?"biraz düşünüp bana döndü.
" Bilmiyorum ki! Üvey miyim yoksa? Lan hatırlıyonuz mu bizim komşu Melahat teyze vardı bunun kızı bana hep annen seni çöpten almış diyordu. Bir şeyler mi biliyordu yoksa? Ben o kızı bir bulayım?"
Oflayıp ayağa kalktım. Bir hapse düşmediğimiz kalmıştı o da oldu. Bizi dinlemeden buraya tıkmışlardı. Yan tarafta Alp, selim, Mete, Çağrı vardı. Onların yanında da ben ve Leyla. Başıma giren ağrıyla gözlerimi kapatıp nefes almaya çalıştım. Aslında hastaneden çıkmamam gerektiğini söylemişlerdi memurlara ama ben onları yalnız bırakmak istemediğim için iyiyim demiştim. Selim'in sesiyle gözlerimi açtım.
" Afra noldu? İyi misin?" Telaşla hepsi demir parmaklıkların bizim olduğumuz tarafına geldi. Leyla da yanıma gelip kolumu tuttu.
" İyiyim. Bir şeyim yok."dedim. Alp sinirle
" B*k bir şeyin yok. Şu haline bak. Düştün düşeceksin. Oturtsana Leyla." Dedi. Ben şaşkınca ona bakıyordum. O benim ve Leyla'nın yanında kötü laf kullanmazken çok kötü bir şey olmasa da az önce kötü söz kullandı. Bir şey söylemeden geçip oturdum.
" Sen ne diye tutturdun ki ben iyiyim diye. Gelmemen gerekiyordu. Daha iyileşmedin. Şu yüzüne bak bembeyaz." Diyen Mete'ydi. Gözlerimi sıkı sıkı kapatmış ağrının geçmesini bekliyordum. Farklı bir sesle gözlerimi açtım ama hala çok ağrıyordu.
" Hadi gençler çıkıyorsunuz" diyen polis memuruyla hepimiz ayaklandık. Bizi komiserin odasına götürdüler. Biz tüm herkesi beklerken karşımızda sadece Ayla teyze ve Ali amcayı görünce şaşırdık. Bir kaç kağıt imzaladıktan sonra gönderdiler. Bizimkiler hala alttan alttan bana söyleniyorlardı. Ayla teyze ve Ali amcanın bizden uzak olduklarını görünce hızla arkamı döndüm.
" Ya yeter. Gelmek istedim geldim ağrıyı çeken benim acıyı yaşayan benim. Size noluyo? Yalnız bırakamazdım sizi ve geldim." Diyerek arkamı döndüm ve hızlıca yürümeye başladım. Her adımda başım biraz daha ağrıyordu ama yavaşlamadım. Kolumdan çekilmemle bana sarılan beş kişi hissettim. Başaramasam da hepsine birden sarılmaya çalıştım. Ayrılınca
" Özür dileriz kaptan! Bizi de anla çok korktuk sana bir şey olacak diye." Gülümsedim sadece. Birbirimize sarılarak arabaya kadar gittik. Ali amcanın işe gitmesi gerektiği için biz hep birlikte Ayla teyzenin arabasına bindik. Ben ve Leyla öne oturduk. İkimiz de zayıf olduğumuz için kolay sığdık ama arkadakiler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Çok zor sığmışlardı. Çağrı söylenmeye başladı.
" Acaba neden ben aradayım. Ayrıca neden Mete'nin yanına koydunuz beni. Ben bu heriften korkuyorum hastanede yaptıklarından sonra. Niyet..." Hepimiz birden öksürük krizine girdik. Ayla teyze şüpheyle bize bakıp
" Ne yaptınız hastanede başka. Ayrıca kadın kılığına girip milletin evliliğini bozmak nedir? Siz akıllanmaz mısınız? Annelerinize haber verdirmedim ama bir yaramazlık daha yapın sizi bu sefer ben bile kurtaramam." Çağrı kendini zar zor öne çekip
" Kraliçemizsin Ayla'cım. Keşke çok önceden doğsaydım seninle evlenirdim. Bu devirde senin gibisini bulmak çok zor." Alp'in kafasına vurmasıyla öne doğru geldi ve geri gitti kafası.
" Lan sen benim annemle nasıl konuşuyorsun? Babam var lan benim!" Çağrı pişkin pişkin gülüp
" Ben de onu diyorum Alp'cim önceden doğmuş olsaydım baban ben olacaktım ama şansını kaybettin neyse Ali amca da iyi Allah'tan"  Alp sabır çekip
"anne hadi şunu bırakalım eve yoksa ben bunu döverim"
***
Odanın kapısı açılınca arkamı döndüm. Annem gelmişti. Yanıma gelip saçlarımı okşadı.
" Arkadaşın geldi kuzum. Buraya çağırayım mi salona mı geleceksin." Dedi.
"Kim?" Dedim bizimkiler olsa direkt odaya dalarlardı.
" Bilmem daha önce görmedim." Dedi.
" Daha önce görmediysen niye eve alıyorsun ki anne. Afra'nın arkadaşıyım diyen herkes girebiliyor mu buraya?"
"Afra!" Annemin uyaran sesiyle sustum.
" Tamam ben salona gelirim" Diyerek annemi gönderdim. Kimdi ki bu arkadaş. Yavaşça kalkıp aşağı indim. Salona girecekken gelen sesin tanıdıklığıyla durdum. Sırıtığın sesini mi duyuyorum ben? Salona göz ucuyla baktım. Vallaha da sırıtık. Çaktırmadan yukarı çıkmalıyım. Şu an hiç sırıtık havamda değilim. Parmak uçlarımda tekrar odama giderken annemin sesiyle durdum.
" Kızım gelsene arkadaşının yanına. Seni merak etmiş buralara gelmiş. Sen çocuğu bekletiyorsun."
" Gelmeseymiş. Ben mi dedim ona gel diye!" Duymalarını istediğim için bilerek sesli söyledim.
Annem ters ters bakıp sırıtığa döndü.
" Kafası gidip geliyor bu aralar sen kusuruna bakma"
" Bak canım sen kusura bak! Sen benim evimi nerden buldun ya? Hadi sen buldun anne sen niye eve alıyon? Benim bizimkilerden başka arkadaşım mı var!?"
"Afra!" Dedi annem ters ters bakarak
" Çocuk senin hayatını kurtarmış senin ona dediklerine bak!"
" Eyvallah hayatımı kurtardı. Ama hayatımı kurtardı diye onu hayatıma alacak değilim." Sırıtık boğazını temizleyince ona döndük ikimizde
"Ben kalkayım en iyisi" dedi.
" Bence de kalk sen en iyisi" dedim. Annem sinirli sinirli baksa da umursamadım ne işi vardı burada? Evden çıkınca kapıyı yüzüne kapatıp hızlıca odama gittim. Kapıyı kilitleyip kulaklığımı taktım. Müziği son ses açıp yatağa girdim.
***
Başucumda konuşulanları duyuyordum ama bedenim uyanmak istemediği için gözlerimi açamıyordum. Ve şu an konuşan salaklar benim arkadaşlarımdan başkası olamaz.
" Nefes alıyor mu lan?" Mete'ydi bu. Çağrı cevap verdi.
"Bilmiyorum ki."
" Bir baksana sen yakınındasın." Selim söylüyordu bunu
"Yoook! Ben bakmam. Geçen bir kere uyandırayım dedim Meryem sultanın merdanesinden zor kaçtım. Sorsan hamur ne bilmez evin gizli köşesine saklanmış büyük merdaneyi hemen buldu. Korkuyorum ben Mete baksın"  hiç de bile Çağrı hamur ne gayet de biliyorum.
" Banane oğlum ben şamar oğlanı mıyım? Selim baksın"
" Niye ben bakıyorum Leyla baksın"
" Olmaz ya saçımı başımı yolar Afra. Ben bu saçı bu şekle sokmak için ne kadar uğraşıyorum haberin var mı!?"
" Tamam ben bakarım" bunu söyleyen Alp'ti. Yüzüme yaklaştığını hissedince
" Eee bir uyutmadınız ya!" Diye bağırdım. Kulağını tutarak geri kaçtı.
" Kızım madem uyanıksın ne diye söylemiyorsun. Sağ kulağımı kullanamayacağım artık." Gülerek yatak da doğruldum.
" Siz de vazgeçin artık ben uyurken gelip tepemde konuşmaktan." Bir şey söylemeyip  beşi de yatağa oturmaya çalıştılar. Tabi benim tek kişilik yatağıma altı kişi sığamadık.
Nasıl oldu anlamadan kendimi koltuk da onları da yatağımda buldum.
" Lan hasta olan benim ben. Orda benim olmam gerekiyor."
Çağrı yatağıma yayıldığı yetmezmiş gibi bir de gevşek gevşek konuşmaya başladı.
" Yok lan sen iyileşmişsin. Biraz kalk gez hava al diye biz şey yaptık."
" Şey yapmayın siz kanka."Mete Çağrı'ya dönerek
"Tafralığı tuttu yine"
" Ya hadi sizi anladım süslü sen düşünseydin bari beni."
Ellerini iki yana açıp bana baktı.
" Anladım ben sizi. Annemlere söyleyeyim de benim yatağı büyütelim." Çağrı ciddi yüz ifadesiyle
"Süt içir kanka çabuk büyür" dedi. Yüzümü buruşturarak ona bakarken Mete
"Sebze de yedir sağlıklı olsun" dedi ona da yüzümü buruşturdum. Alp ağzını açmıştı ki
" Yok bu sefer yapmayacağım. Ben bile iğrendim." Dedi. Çağrı ayağa kalkıp
" Benim karnım acıktı. Meryem sultandan bir şeyler aşırıp geliyorum" dedi. Mete de ayağa kalkıp
" Ben de geliyom" dedi. Onlar gidince ben de yatağa geçip yayıldım. Onlar gelene kadar hastane de dans ettikleri videoyu açtık. Onların hallerine gülerken kapı gürültüye açıldı.
İkisi de ağızları tıka basa dolu bir şekilde içeri girdiler. Bizim güldüğümüzü görünce çağrı konuşmaya çalıştı. Ama sadece çalıştı. Ağzındakileri etrafa saçmaktan başka bir şey yapmadı.
" Noyo goloyonoz lon soz(neye gülüyonuz lan siz?)"
"Sizee" deyip sırıtarak telefonu onlara çevirdim. İkisi de aynı anda gözlerini kocaman açtılar. Sonra birbirlerine döndüler daha sonra da hızla üstümüze atladılar.
Peki ya sonuç noldu? Benim küçük minnoş yatağım çöktü. Ben şok olmuş şekilde yatağa bakarken çağrı sırıtarak
" Değiştireceğini söylememiş mıydın zaten kanka?" Dedi. Mete de onu destekledi.
" Aynen kanka biz daha erkene almış olduk. Artık rahat rahat yayılabiliriz."dedi. Sinsice sırıtıp Alp ve Selim'e baktım. Ne yapacağımı anlayınca kafalarını salladılar. Ben de Mete ve Çağrı'ya karşı başlatacağımız savaşı duyurdum.
" Altta kalanın canı çıksıın!"

Oy ve yorumu unutmazsınız değil mi Cankuşlar?😘😘

SAÇMALIK(düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin