ÇAĞRI AŞIK OLDU

69 22 9
                                    

Merhabaaa! Bir hafta geç geldi bölüm Cankuşlar kusura bakmayın. Bazı sebeplerden dolayı yazamadım. Yazmayı çok istedim ama olmadı. Bugün iki bölüm atacaktım ama ona da vaktim olmadı derslerden. Özür dilerim sizlerden. Hem dersler hem kitap zor oluyor. Arada aksaklıklar olabilir kusuruma bakmayın. Çok uzatmayayım. Bölüme geçin siz.

Kendimi çökmüş yatağıma bıraktım. Tabi benim atlamamla tamamen yere çöktü. Bizimkiler daha yeni gitmişti. Yatağı kırdıktan sonra hep birlikte Çağrı ve Mete'nin üstüne atlamıştık annemde sesimize gelmişti. Daha sonra yatağın halini ve bizim halimiz görünce 'siz adam olmazsınız' konulu konuşmasını yapmış odadan çıkmıştı. Arkasından börek kokusunu alınca da biz çıkmıştık. İki tepsi böreği silip süpürmüştük en çok çağrı yemişti hatta bir tepsinin yarısını o yemişti. Börek bitince de bana hiç yedirmediniz diye söylenmeye başlamıştı. Annem de kıyamayıp ona dolapta hazır bekleyen böreklerden tekrar pişirdi. Sonra beraber biraz televizyon izledik. Leyla'nın annesi arayınca hep birlikte gittiler. Tabi bende kendimi hemen odama attım. Hiç bir şey yapmama rağmen kendimi çok yorgun hissediyordum. Bu yüzden gözlerim kapanıyordu. Bende ayağımın altındaki yorganımı alıp yorgan dürümü yaptım ve kendimi uykuya bıraktım.
***

"Afraa! Kızım ya o yorganı bırakırsın ya da ben senin o kollarını bedeninden ayırırım!"
"Anasın sen ana! Ne bu tehditler! Kendine gel!" Popomda hissettiğim acıyla kafamı gömdüğüm yastıktan kaldırdım. Bir anneme bir de elindeki terliğe baktım.
" Sen benim kıymetlime nasıl kıyarsın vicdansız kadın!" Diye söylenerek yataktan kalktım. Kıyafetlerimi alıp banyoya geçtim.

Evet doğru bildiniz bugün okula gönderiliyorum. Bakın gidiyorum değil gönderiliyorum. O lanet yere kim gitmek ister ki. Ellerimi açıp
"Allah'ım benim suçum neydi ki bana öğrencilik gibi bir cezayı reva gördün" diyerek bağırdım. Tabi annemin bağırması beni susturdu. Odadan çıkınca elime yaptığı sandviçi tutuşturup arabaya babamın yanına gönderdi. Arabaya binince hareket etmeye başladık. Babama dönüp
"Baba" dedim.
" Efendim kızım"
"Hadi söyle ben hazırım" dedim. Kaşlarını çatıp bana döndü sonra tekrar yola baktı.
"Neyi söyleyeyim kızım?"
"Evlatlık olduğumu. Hangi anne baba evladına bu işkenceyi yapar. Söyle hangi caminin önünden aldınız beni?"
"Afra saçmalama kızım. Ayrıca her anne baba çocuklarını okula gönderiyor. Hadi in geç kalma dersine." Dedi. Niye bu kadar çabuk geldik ya!
"Tamam"diyerek triple arkamı döndüm. Babam kolumdan tutup geri çekti. Ve beni kalesine aldı. Başımdan öpüp
"Sen hiçbir masal da prensesin kralı öpmeden okula gittiğini gördün mü?" Dedi. Kafamı kaldırıp
"Prensesler okula gitmezler çünkü onların babası kral. Benimde babam kral ama kötü kalpli kral" dedim. Gülerek saçlarımı karıştırdı. Bende gülmeye başladım. Babam
"Hadi geç kalma"deyince onu öpüp okula girdim. Ayaklarım geri geri gitse de sınıfa girdim.  Bir tek Çağrı gelmişti o da uyuyordu. Yanına gidip çantamı sıraya attım. Kafasını kaldırıp küfredecekken elimle ağzını kapattım
" Yut o söyleyeceklerini" dedim. Yutkununca elimi çektim.

"Hayırdır devrem sen niye geldin?"dedi. Kafasını duvara yaslarken.
" Her şey bir alarmla başladı. sonra..."
"Tamam tamam sus. Anladım ben" dedi.
"Kantine gidiyorum geliyor musun?"
"Yok devrem sen git." Dedi. Kantine inip bir kahve aldım ve bahçeye çıktım. Boş bulduğum bir banka oturup kahvemi içmeye başladım. Yanıma birinin oturup

"Merhabaaa!"diye bağırmasıyla kaşlarımı çatarak kim olduğuna baktım. Tüm dişleriyle sırıtan bir kız. Bir dakika ya o gamze mi?! Kıskandım şu an.
"Merhaba"dedim soğuk bir sesle. Elini uzatınca şaşkınca eline baktım.
"Ben Anka." Deyip yine gülümsedi. Ben elimi uzatmadan başka bir el tuttu kızın elini. İkimizde aynı anda eline baktık daha sonra da sahibine. Çağrı!

"Sen kimsin be!"dedi gamzeli kız.
"Çağrıı" deyip pişkin pişkin güldü benim canım kankam. Kız elini çekmeye çalışınca kızın elini bırakmadı üstelik yere çöküp elini öptü. Bense şaşkınca olanlara bakıyordum. Kız elini hızlıca çekip koluma yapıştı.

"Kim bu okulun sapığı falan mı?" Gülüp Çağrı'ya döndüm. Ben cevap vermeden o cevap verdi.

"Ayıp oluyor ama prenses. İnsan hiç prensine sapık der mi?" Gülmemek için dudağımı ısırdım. Kız koluma daha da sıkı sarılıp

"Ya ben korktum bu çocuktan. Belalı falan mı bu? Prens falan diyor deli de olabilir. Sen tanıyor musun?" Kıza cevap vermeden Çağrı'ya döndüm

"Oğlum korkutmasana kızı!" Dedim. Ellerini havaya kaldırıp

"Ben bir şey yapmadım ki kanka. Sadece içimden gelenleri söyledim."

Kız ayağa kalkıp bana baktı.
"İsmin?"dedi.
"Afra"dedim.
"Tamam Afra. Görüşürüz."deyip koşarak okula girdi. Onun kalktığı yere Çağrı oturdu ve koluma sarılıp başını omzuna koydu.

"Oha lan! Aşık oldum galiba." Sadece güldüm haline
" Gamzene göm beni de orada yaşayayım!"diye bağırdı. Bahçedekiler bize döndü. Sonra tekrar önlerine döndüler. Onlarda alıştılar artık. Çağrı birden kalktı omzundan

"Afra!"dedi.
"Kanka!"dedim.
"Az önce olanlardan kimseye bahsetmiyorsun özellikle de Mete'ye. Tamam mı?"dedi.

"Neyden bana bahsetmeyecekmiş?"diye gelen Mete'yle Çağrı'nın kaşı gözü ayrı oynamaya başladı.  Mete de yanıma oturunca ona döndüm.

"Hiç ya Çağrı bir kıza aşık oldu da sakın Mete'ye anlatma diyordu onu konuşuyorduk."dememle kolumdan bir acı hissettim. Pislik kolumu ısırıyordu. Bağırıp saçlarını çekiştirdim. Dayanamayıp bıraktı kolumu.

Mete'ye dönüp anlatmaya başladım bende.
***
"İşte kız bundan korkup kaçtı arkasına bakmadan." Hep birlikte gülmeye başladık tekrar. Ben Mete'ye anlatacakken diğerleride gelmişti ve ben hepsine anlatmıştım. Ne! Kankamı gıcık etmeyeceksem kimi gıcık edeyim!?

Zilin çalmasıyla söylenerek sınıfa çıktık. Ders fizikdi. Lanetli ders!!
Sınıfa girip sıralarımıza geçtik. Yaşlı fizikçimiz de arkamızdan geldi.
"Oturun çocuklar"deyip dersi anlatmaya başladı. Adam elinden gelse öğretmenler odasından başlayacak anlatmaya.

Gözlerimi zorla açık tutarken hocanın
"Afra!"diye bağırmasıyla ayağa kalktım aniden.
"Hocam vallaha dün sular kesilmişti evde ben de çalışamadım. Yoksa biliyorsunuz beni. Bu sefer Çağrı kalksın tahtaya"deyip Çağrı'yı iteledim sıradan. Hoca burnundaki gözlüğünü yukarı ittirip

"Sakin ol yavrum yoklama alıyorum. Tahtaya çıkarmama var daha" deyince
"Ha! Tamam o zaman"deyip geri oturdum yerime. Çağrı'nın koluna vurup
"Söylesene oğlum yoklama aldığını"dedim.
"Kanka iki dakikada yazdın oynadın ben napayım?" Dedi. Arkadan Alp

"Her şey tamam da sular kesildi de çalışamadım nasıl bir bahane Afra?"

"Ne bileyim lan? Aklıma ilk o geldi."
Zilin çalmasıyla ellerimi açıp
"Şükürler olsun Allah'ım bana bu teneffüs zilini de gösterdin ya. Korkuyorum vallaha canımı fizik dersinde alacaksın diye."

Çağrı kafama vurup
"Sakat gibi davranmayı bırak da kalk!"dedi.
Bende ayağa kalkıp sıraya çıktım ve onun kafasına vurdum. Ne! Çocuğun boyu uzun. Öbür türlü kaçıyor.

"Sen cehennem de yanarken de görecem ben sakatlığı. Bir dua ettirmiyorsun ya!"  Kolumdan tutup sıradan indirdi ve sürüklemeye başladı.

Bahçeye çıkıp her zamanki yerimize gittik ama orada ilk defa bizden başkası vardı. Sırıtık ve ekibi. 
Yine aynı sahneyi yaşıyorduk. Biz sinirle onlara bakarken onlarda karşımızda aynı şekil bize bakıyorlardı.

"Uğraştırmadan gidin!" Dedi Alp.

"Uğraşsana biraz"dedi. Sırıtık alayla

"Bak uzun kaşınıyorsun" dedi Mete dişlerini sıkarak

"Öyle mi  ihanetçi çocuk?" Ne ihaneti be!?

"Sus lan!" Dedi Çağrı.

"Neden susayım? Onun size ihanet ettiğini, yalan söylediğini, şu sarı kızla sevgili olduğunu buradaki herkes biliyor!"

"Ne!" Ne demek herkes biliyor!!?

Oylamayı ve yorumu unutmazsınız değil mi Cankuşlar?😘😘😘

SAÇMALIK(düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin