2.Bölüm

411 28 10
                                    

...

Kütüphanedeydi...

Bu mekana bayılıyordu.Gönüllü olarak bile çalışabilirdi.Etrafı binlerce kitaplarla doluydu.Kitap kokusunu içine çekerek devam etti.İade bölümündeki kitapları yerlerine yerleştirmekle işe koyuldu.Kütüphanede 1 buçuk saat çalışıyordu.Çünkü vardiya sistemi vardı.12 ile 1:30 onun çalışma saatiydi onunla birlikte Yasmin adında bir kız daha çalışıyordu.Kitap yerleştirme işi bittikten sonra depoya gidip kalmayan kitap listesine göre kitap almaya başladı.Küçük tekerlekli bir sepetleri vardı.Bütün listeyi bitirip depodan çıktı.Şimdi sıra tekrardan kitap yerleştirmekteydi.Teker teker yerleştirmeye başladı.Bir kitabı yerleştirirken ismi ilgisini çekti.Kapakta -'Şekiller-Semboller ve Anlamları'- yazıyordu.Aklına birşey gelmişti.Acaba bu Andrew'in verdiği broşun anlamı neydi.Güneş gibi birşeydi ama bir anlamı olmalıydı.Kitabın kapağını açıp içindekiler bölümünü açıp alfabetik sırayla 'G' harfini bulmaya çalıştı.Sesli sesli aramaya koyuldu.

-Eeeee...Fffffff.G.Sonunda.Bakalım kaçıncı sayfaymış.Immm.256. sayfaymış.Tamam,bakalım neymiş bunun anlamı.Ne çok 'G' harfiyle ilgili şeyler varmış öyle ya.Gaz lambası,gemi,gitar,gözlük.......Ama nerde bu.Evet burdasın Güneş..Bakalım neymiş.-En yüce kozmik güç; her şeyi gören ilahilik ve onun gücü;Tanrı’nın fizik ortamda tecellisi, kozmosun kalbi; varlığın ve sezgisel bilginin merkezi; dünyanın zekası; aydınlanma; dünyanın, gündüzün ve adaletin gözü; fethedilmemiş olan; ışık; parlaklık; adalet, asalet güneşle ilişkilendirilen kavramlardandır.Bir çok şekli vardır ve farklı anlamlara gelir.-Nasıl yani..Dur bakılım bizimki nasıl birşeymiş.Nereye koydum onu ben.Aaa tamam  kot çeketimin cebine koymuştum.

Her iki cebinide kontrol etti.Ama yoktu.Belki çantasındadır diye orayada baktı ama yoktu.

-Olamaz,düşürmüşüm.Tabi öyle koşarsam düşer.Belki masada bırakmışımdır.Dur bir Tinayı arayayım.

Tam arayacakken Yasmin seslendi,

-Emily senin ilgilendiğin bölümden bir kitap isteniyor.

Emi telefonu hemen cebine atıp.Yasmin'e cevap verdi;

-Tamam söyle ne isteniyor.

Yasmin;

-Toprak yapısı ile ilgili jeoloji kitabı 3 farklı kaynak olacakmış ama yazar farketmez.Benim elimdeki kitapları onarıma götürmem gerek.Sen kasaya bırakabilir misin?

Emi;

-Sen işine bak ben hallederim.Bu bölümede bir haftadır girmemiştim.Bakalım neredeymiş bu jeoloji kitapları....Tamam buldum sizi.Bir şunu alalım.Aa bak bu yeni basımmış şemalı güzel bunu alayım.Birde anlatım ağırlıklı..3 tane oldunuz tamamdır.Şimdi kasaya.

Kasaya doğru ilerledi.Kasaya geldiğinde kimse yoktu.Kasada görevli olan 65 yaşındaki Sara'nın arkası dönüktü.Emi omzuna dokunarak geldiğini haber verdi.

Emi;

-Sara bunları biri istemiş ama gördüğümü göre kimse yok.Yoksa sen mi istedin.Bahçe işine mi başladın. :)))

Sara;

-Nerden çıkardın kız.Kitaplardan mı öğreneceğim otu,çiçeği.Benim bilgim yeter.Bu kitaplar bana danışsın. :) Kitapları isteyen geliyor işte.

Emi arkasına döndüğünde gelenin hiç de yabancı olmadığını farketti.Gelen James'di.Emi kitapları James'edoğru uzattı.

Emi;

-Buyrun kitaplarınız.Kaynak belirtmediğiniz için bende kafama göre seçimler yaptım.Biri yeni bas....

Daha cümlesini bitirmeden James kitapları Emi'den çekip aldı.Tekrar baktığı kitaplara geri döndü.Emi biraz şaşırmıştı.Aynen Tina'nın söylediği gibiydi soğuk ve sessiz.İnsan bir teşekkür eder diye düşündü.Ama sonra unuttu.Aklına tekrar broş geldi.Acaba buradamı düşürmüştü.Tekrar Sara'ya dönüp.

-Sara bugün hiç buralarda güneş şeklinde bir broş gördün mü?Düşürmüşüm ama nerede.Daha bugün verdi oysaki Andrew.

Sara;

-Hayır,tatlım.Ama bulursam sana haber veririm.

Emi;

-Sağol.Ben şu kitapları yerleştireyim saatte 1:15 olmuş.Yerleştirdikten sonra çıkarım.Kitaplar beni bekler..

Sara sivri gözlüklerini indirip Emi'nin arkasından bakıp tebessüm etti.Emi'nin üç beş felan kitabı kalmıştı ki arkasında bir nefes bir gölge hissetti.Döndüğünde James'i gördü.Bir an korktu.

Emi;

-Beni biraz korkuttun.Kitap mı arıyorsun.İstersen yardımcı olabilirim,istersen yani....

James;

-Teşekkürler...Yani,getirdiğin kitaplar için.Korkuttuğum içinde kusura bakma adını bilmediğim için seslenemedim.Bu arada benim adım James.Senin ki de galiba Emily. 

Emi James'in adını bilmesine şaştı.Adını nereden biliyordu acaba.Dayanamadı sordu.

Emi;

-Adımı nereden biliyorsun?:)

James;

-Ben bir medyumum.

Emi;

-Gerçekten mi?

James;

-Tabi ki de hayır.Kimlik kartında yazıyor. :)Bu arada broş ile ilgili konuşmanızı duydum.(Cebinden broşu çıkarıp)Aradığın broş bu muydu?Çarpınca düşürmüşsün.

Emi biraz şaşalayıp sonra birden heyecanla James'in boynuna sarıldı.James ne olduğunu anlayamayıp öylece kala kaldı.Emi'de yaptığının farkına varıp hemen geri çekildi.Birazda kızardı.

Emi;

-Şey...Özür dilerim..Onu arıyordum da..Birden sen çıka...Aaa bir dakika çarptığım sen miydin?Onun içinde özür dilerim.Çok sağol,çok teşekkür ederim.

James;

-Tamam bu kadar teşekkür etme.Utanıyorum.

İkiside uzun bir sessizlikle ve tebessümle birbirlerinin gözlerinin içine bakıp kaldılar.Bu sessizliği bozan Emi'nin çalan telefonu oldu.Birden ikiside afalladı.James ben gidiyorum gibi ellerini sallamaya başladı.Emi  kafasıyla onaylayıp onun arkasından bakarken telefona cevap verdi.

Telefon;

-Emi ben Alex.Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama baban ağır yaralandı.Hemen buraya gelmen gerek.Merkez Hastanesindeyiz.B..ii..r..az h.ııı.z...

Emi daha ne olduğunu anlamadan telefon kapandı.Kafası elleri tüm vücudu uyuşmuş gibiydi.Ne yapacağını şaşırdı.Koşarak kütüphaneden çıktı.Ağlamaktan önünü göremiyordu.Caddeye doğru koşarken korna sesi onu kendine getirdi.Karşıdan bir araç üstüne doğru geliyordu.Ne yapacağını şaşardı.Arabanın karşısında kalakalmıştı.O sırada kolundan biri onun kaldırıma doğru çekip aldı.Gözlerini kaldırdığında James'ın kollarındaydı.

DEVAM EDECEK.

KeşfetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin