3.bölüm

388 29 8
                                    

Arkadaşlar öncelikle okuduğunuz için çok teşekkür ederim.Yeni bölümü yazdım ama okuma sayısı ve vote az.Yükselince hemen yayınlayacağım.Tavsiyeler dikkate alınır.Esen kalın. :)

... Gözlerini kaldırdığında James'in kollarındaydı.Şuur kaybı gibi birşey yaşadı.Suyun içerisindeymiş gibi duyuyordu etrafındaki sesleri.Algılamaya çalışıyordu ama odaklanamıyordu.Başı hafiften dönüyordu.James'e doğru baktı onu görüyordu ama tam net değildi.Kendisine birşeyler anlatıyordu ama o sadece dudak hareketlerini görüyordu.Durmadan birşeyler söylüyordu ama o duymuyordu.Yavaş yavaş kendine gelmeye başladı.Kulakları sesleri ayırt edip algılıyordu sonunda.İlk duyduğu ses James'in sesi oldu.

James;

-....uyor musun?Emily beni duyuyor musun?Hey!!!Emily!!!İyi misin?

Her şeyi yenilen algılamaya başlayınca iyiyim tarzı kafasını salladı.

Emi;

-Benim gitmem gerek...Babamm....babam...Hastan...

Ağlamaya başladı.Ne yapacağına karar veremedi.Karşıdan gelen taksiyi çevirip bindi.O sırada diğer kapıda açılıp James'da bindi.

James;

-Bu halde tek başına gitmeye izin veremezdim.Yani ben rahat edemezdim.Hangi hastaneye gidiyoruz?

Emi;

-Merkez....

Emi camdan şehre anlamsız anlamsız bakıyordu.Bir sürü senaryo geliyordu aklına ve hepsi kötü bitiyordu.Aklına her kötü son geldiğinde gözlerini sıkıca kapatıp yok etmeye çalışıyordu.Durmadan derin derin nefesler alıyordu.Ellerini kenetlemiş baş parmakları ile dairler çiziyordu.Küçüklükten kalma bir totem psikolojisiydi.Camdan bakarken kısık bir sesle kendi kendine konuşuyordu.

-Hayır,birini daha kaybedemem.Olmaaz bu sefer olmaz.Olmamalı...

James bir şeyler söylediğini duyuyordu ama ne dediğini anlamıyordu.Emi'nin yüzü cama doğru dönüktü.James onun her hareketini itinayla izliyordu.Kirpiklerinden dökülen her yaşı,nefes alıp verişini,elleriyle oynayışını..Anne ve babasını kaybettiğinde henüz idrak edemeyecek yaşta olmasına karşı şimdi onların boşluklarını o günkü açıyla yaşıyordu.İçindeki boşluğun korkusuyla Emi'yi daha iyi anlıyordu.

Gelmişlerdi.Emi parayı vermesiyle kapıyı açıp çıkması bir oldu.James de onun arkasından...Hastanenin kapısında Alex duruyordu.Alex Lara'nın babasıydı.Bir amca kadarda yakındı.Alex Emi'yi görünce kendini toparlamaya çalıştı.Kendini kızın karşısında güçlü tutmak istiyordu onu üzmemek için.Dişlerini var gücünle sıktı.

Emi;

-Alex,babam nerde,ne oldu?Ne oldu?İyi mi?Babam iyi mi?

Alex;

-Sakın ol.Durumu hakkında birşey söylemiyorlar bize de.Gel benle.Yoğun bakımda şuan..

Emi,James ve Alex yoğun bakım katına çıktılar.Alex kafasıyla işaret edip bulunduğu odayı gösterdi.İçeri girmek yasaktı sadece camdan bakabilirlerdi.Emi ve James cama doğru ilerlediler.Emi babasını öyle görünce James'in elini tutup,sıktı.Diğer elini cama yaslayıp öylece kaldı.James ne yapacağını bilemedi.Kendine bile itiraf edemese bile Emi'yi gördüğünden beri onu kendisine çeken birşey vardı.Ama bazı engeller vardı.İnsanoğluna güvenemezdi.Kendini koruması gerekirdi.Hiçte kolay olacak gibi değildi.O bunları düşünürken Emi'nin kendisine bakıp tebessüm ettiğini fark etti.O da aynı tebessümle karşılık verdi...

                                                *               *               *

Hastane kalabalıklaşmaya başladı.Mesaisi olmayan tüm iş arkadaşları oradaydı.Lara babasından haber alıp gelmişti.Tina'da Laradan öğrenmişti.Tina ile birlikte Andrewde oradaydı.Tina  James'e 'Ne alaka' gibilerinden baktı.Ortam kalabalıklaşmaya başlamıştı.James huzursuz olmaya başlamıştı.Artık kalabalığa dayanamayacaktı.Emi'ye doğru eğilerek 

-Benim gitmem gerek,yeteri kadar insan var zaten.Geçmiş olsun.

Emi daha birşey demeden hızlıca uzaklaşmıştı.Doktor pek de iyi olmayan haberlerle geliyordu.Genel olarak durumu açıkladı.Tüm organların hasar gördüğünü ve bazı mermilerin çıkarılmasının tehlikeli olduğundan bahsetti. Üzgün olduğunu beklemekten başka ellerinden birşey gelemeyeceğini söyle.Emi'ye her şey rüyaymış gibi geliyorudu.Birazdan uyanıp her şeyin gerçek olmadığını anlayıp rahatlayacaktı.Ama öyle işlemiyordu kanun.Her şey gerçekti ve babasını her an kaybedebilirdi.Babasını artık normal odaya almışlardı ve doktor teker teker girmelerine izin verdi.Emi hazırlanıp babasının yanına gitti.Güçlü olmalıydı onu üzmemeliydi..Babası uyanmıştı.Kızına doğru bakıyordu.

Peter;

-Benim bal rengi gözlü tatlı kızımm.Emily'immm.Beni böyle görmeni istemezdim.

Emi;

-Öyle deme,lütfen..Sen iyileşeceksin.Ben senin kadar güçlü bir adam tanımadım.Bunun üstesinden de gelirsin.

Peter;

-Emily'im... Tabi ki gelirii..m üstesinden.(Acı bir gülümsemeyle).Sana söylemem gereken birşey var.

Emi;

- Hayır baba,evde konuşalım,Sen yorma kendini,Dinlen evde konuşuruz.(O sırada eğilip elinden öptü)

Peter;

-Benim güçlü kızım.Bunu burada söylemeliyim çünkü biliyorum ki burası son.Böyle diyerek seni üzmek istemezdim ama beni dinlemelisin.Fazla zaman kalmadı beni buldular.Artık zamanı geldi.Herşeyi daha önceden anlatmalıydım ama seni korumam gerekiyordu.Üü..zzzgünüm Emiil..

EK BİR BÖLÜM EKLENDİ OKUYUCUNUN VE BENİM İSTEĞİMLE DİĞER BÖLÜMLER EMİ TARAFINDAN ANLATILACAKTIR.YORUMLARINIZ BEKLENİR İYİ OKUMALAR. :)

KeşfetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin