11

3K 151 187
                                    

(Medya: Ben. Çok bekleniyordu, buyrun.) (Pınar ile ifşalar) 1 ay önceki halim. Şimdi de aynı da.

Okula gittiğimde kantinde Jungkook yoktu. Ona dünkü ödevleri soracaktım ama bana cevap vermemişti.

Merdivenlerden yukarı çıkarken ayağım takıldı. Galiba birisi vardı, bana yardım etti.

"Teşekkür ederim."

Sonra çocuk bana gülümsedi ve gitti. Giderken arkasından bakakaldım.

Şimdi fark etmiştim, çocuğun gamzeleri vardı. Kulağında da kulaklıkları, üstünde beyaz gömlek (birkaç düğmesi açıktı) ve pahalı bir çanta vardı.

Sonra arkamdan Jungkook geldi. Ona bana yardım eden çocuğu ve olayı anlattım.

"Gamzeli ve pahalı çanta? Namjoon, değil mi o! Sakın ona yaklaşma, belalı bir tip o. Gel hadi, biz sınıfa çıkalım."

Bana yardım edeni unuttum ve Jungkook'un peşine takıldım.

Sınıfa gittiğimizde yerime oturdum. Jungkook ta yanıma geldi ve oturdu. Hemen ona Tarih soru bankasını açtım ve birkaç soru sordum.

O anlatırken onu dinliyorum. Ama arada bazen gözlerim onun ağzına, dişlek dişlerine kayıyordu. Böyle bakınca tam tavşana benziyordu.

"1. Dünya savaşında ittifak devletlerine sonradan Bulgaristan katıldı. Böylece Osmanlı ve Almanya arasında kara bağlantısı oldu. O yüzden cevap A. Lalisa?"

Allahım dalmışım!

"Ha şey evet cevap A. Teşekkür ederim. Ben biraz kötü oldum da, bir tuvalete gideyim."

"Götürmemi ister misin?"

"Yok ben şey, gideyim."

Yerinden onu kaldırdım ve koşarak tuvalete gittim. Yüzümü yıkadım. Yandan peçete alıp yüzümü silerken ağzımda bir gülümseme gördüm. Uzun zaman sonra kendimi gülerken görmek beni şaşırtmıştı.

Evet, o tavşan beni güldürmüştü.

Oradan çıktım ve yürüyerek sınıfa gitmeye başladım. Birdenbire omzumda bir el hissettim. Sola döndüğümde Jungkook bana gülerek bakıyordu.

"İyisin değil mi?"

"Evet, iyiyim. Teşekkür ederim."

Sonra beraber sınıfa girdik. Tabiki ilk ders tarihti ve ben yine ona bakıyordum.

Bana neler oluyor?

~~~~~

Tenefüste onun yanına gittim. Namjoon un. Başka kız bulamamış galiba. Sınıfına daldım.

"Sen Lisa'dan ne istiyorsun? Ondan uzak dur."

"Dur ya, sabah zevkimi bozuyorsun, az sakin. Ve ona yardım ettim. Az daha düşüp bir yerini kıracaktı."

"Ona bir daha asla dokunma! Ve sen, asla onunla konuşma! İt herif!"

Onun sınıfından sinirlice çıktım. Kapıda Lisa vardı. Her şeyi duymuş olmalıydı.

"Demir sen benim için kavga mı ettin?"

"Evet. Sen benim arkadaşımsın, seni ondan korumalıyım."

"İyi o zaman, ben kantine gidiyorum. Sen öyle çıkınca merak ettim."

"Gel beraber gidelim."

Elimi onun omzuna attım ve aşağı güle güle indik. Neye güldüğümüzü ben de anlamamıştım.

Bizimkilerin yanına gitmeden yanağıma buse kondurdu. 

"Beni düşündüğün için teşekkür ederim Jumgkook~sshi!"

Arkasına bile bakmadan koştu. Bende gülerek onu takip ettim. Ama kalbimde müthiş bir hızlanma vardı.

Ne oluyor ya!

"Gelsene Jungkook malı! 2 saattir ne orada duruyorsun? Çek o elini oradan."

Ah elim! İşte şimdi yandım.

"Tae malı! Sen sus bakayım! Jisoo o öyledir sen bakma ona."

İşte Tae ve onun harika sevgilisi Jisoo. Evet, yeni sevgilisiydi çapkın beyin.

Güldüm ve Lisa'nın yanına oturdum. Bana baktı ve gülümsedi. Bende ona gülümsedim.

"Lan Jungkook ne sırıtıp duruyorsun!"

"Jiminnie sırıtır tabi, sanane!"

Hepsi bize baktı ve gülmeye başladı.

Boku güzel yemiştim.

Sonsonsonybson. Nasıldı?  Vote yorum ❤

Only you | Liskook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin