2| beni çözemezsin

5.1K 443 75
                                    

Grace-You Don't Own Me

"Erken geldiğine inanamıyorum."

Jimin, her zamanki gibiydi.

Salonda ders çalışıyordu, telefonunun kilidi açıktı ve hemen önündeydi. Ders çalışmaktan çok, mesajlaştığına emindim. Genelde öyle yapardı, bitmek tükenmek bilmeyen konuşmalara dalmadığında yani. Bir şey demedim, montumu ve atkımı vestiyere asıp salonu geçtim. Sıcak bir çay içmek istemiştim sadece.

"Görmezden geliniyorum? Harika." Salondan seslendiğini duydum.

"Her zamanki gibi." Kendi kendime mırıldandım ama bunu onun duymayacağına emin olduktan sonra. Sessiz kaldı bir süre ve bu, beni bir miktar pişman etti. Her ne kadar sinirlerimi bozsa da kalbinde iyi niyetli olduğunu biliyordum. Beni severdi.

Çayımı mutfakta içmek yerine salona geçtim, bunu genelde yapmazdım işte. O benim yanıma gelirdi, bir şeyler anlatırdı ve kafa sallardım. Genelde. Bilmiyorum, ona üzüldüm biraz. Ben çabalamak istedim.

"Dün gece hangi arkadaşında kaldın?"

Benim oraya gitmiş olduğum gerçeğini sindirdikten sonra -ki sindirmesi üç saniye falan sürmüştü- direkt sordu. Kolunu sandalyenin sırt kısmına yaslamıştı ve koltukta oturan bana dönüktü. Meraklı görünüyordu.

"Arkadaşım değil." Çayımdan içtim biraz. "Taehyung'un arkadaşı."

"Jungkook mu?" Oynadığı kalemin hareketlerini kesti. Kaşları havaya kalkmıştı. "Neden?"

"İçmişim." Ağrı kesici almalıydım sabah, kesinlikle. Aslında hangover olsam da olmasam da almalıydım, gün içinde Jimin'le anlaşmamı kolaylaştırırdı belki de. "Onunla karşılaştık herhalde, net hatırlamıyorum." Öncesinde ona yalan söylediğimi o çoktan çakmıştı.

"Demek ki bu yüzden dükkanın önündeydi." Kendi kendine mırıldanıp başını salladıktan sonra dehşetle bana döndü. "Yattınız mı?"

Şaşırtmadı. Cidden.

"Hayır?" Kupayı sehpanın üzerine bırakıp uzandım. Başım ağrıyordu. "Sadece kaldım, Jimin. Herhalde kafam iyi olduğundan bana göz kulak olmak istedi, bilmiyorum."

"İyi çocuktur," dedi imayla. "Yardımseverdir yani, seni düşünmüştür." Bir süre sessiz kaldı. "Ve o da sarhoş değilse zaten yatmazdınız, etiğe aykırı."

"Hatırlamıyorum, Jimin." Sarhoş değilken öpüşüyor olmamız ne derecede etikti, o da tartışılırdı tabii. Gerçi  pek umursadığımdan değildi tabii ama Jimin düşünürdü böyle konular hakkında. Faydalanmak falan.

"Şimdi diyelim ki... Senden hoşlandı. Mesela yani." Sandalyeden kalktı ve hemen yanımda, halıya oturdu. İlgisini cidden çekmiş olmalıydım. "Ona bir şans verir miydin?"

"Baksana," Başımı ona çevirdim. "Ağzındaki baklayı çıkar bakalım, bir şeyler mi saklıyorsun sen?"

"Hayır." Düşünmeden cevap verdi. "Sadece artık sevgilin olduğu zamanlara geçelim falan istiyorum, belki bu seni iyi biri yapardı."

Gözlerimi kapattım, artık konuşmanın seviyesi gittikçe düşüyordu ve benim hiç ilgimi çekmemeye başlamıştı. Jungkook denen çocuğun benden hoşlanmasına imkan yoktu, hadi oldu diyelim, hani o milyonda birlik ihtimal gerçekleşti, dünyanın sonu geliyor ve Jeon benden hoşlanıyor, benim karşılık verebilecek hislerim olmazdı. Sanmıyorum.

"Offline olduğuna göre bu gitmem gerekiyor demek." Yavaşça ayağa kalktığını duydum. Garip bir durgunluk vardı ortamda. Sessiz.

"Jimin." Beni duyacağını düşünmemiştim.

Lilac Wine |yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin