Dudaklarımı kemirirken, ona bakmayarak sanki hiç söylememişim gibi yapıyordum. Cevap beklemezsem ya da ilgilenmezsem bunu onun gaipten duyduğuna inandırabilir miydim, onu merak ediyordum. Bu... küçük düşürücüydü. Hayır derse ne yapacaktım? Öylece ortalıkta kalırdım, benimle neden uyumak istesindi ki? Hayır, ben neden onunla uyumak istiyordum? Hayır, hayır, hayır, kabul etmeyecekti.
Kendimi biraz geriye çektim, artık güvensiz hissediyordum ve kendimi rezil ettiğim için içimden bir ses sana söylemiştim diye bağırıyordu. İnsanlarla ilişkiler kurarsan böyle olur. Kabul etmeyeceğine öyle emindim ki kaçmak istiyordum.
"Neden... neden biri başına silah yaslamış da zorla söyletmiş gibi davranıyorsun? Benimle uyumayı istiyor musun gerçekten?" dedi, kafası karışmış gibi görünüyordu ama bu bir tuzak soruydu.
Evet dersem hevesli olurdum ve kabul etmezse de geride kalan ne varsa yıkılıp giderdi. Ama hayır dersem de o giderdi. Gitmesini istiyor muydum ki?
"Sen-- sen kalmak ister misin ki?" Soruyu ona çevirdim, ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu ve korkuyordum.
"En baştan söyleyeyim, soğukta uyuyamam," dedi. "Dereceyi yükseltmemiz gerekecek ve bir de tişört istiyorum."
Anlamadım.
"Uyku saatin gelmedi mi? Neden öyle bakıyorsun?"
"Kalacak mısın benimle?" Nasıl ona baktığımı bilmiyordum, nasıl göründüğümü de ama sanırım şaşırmış gibi göründüğüm barizdi. Çünkü büyük şaşırdım. Yani... Nasıl?
"Bana bir de soruyor musun?" Yavaşça ayağa kalktı. "Kal dersen beni göndermen için kovman gerekir ancak."
"Tişört, tamam." Dolabıma yürüdüm ben de, kalacağına ihtimal vermemiştim hiç, güvensiz taraf kaynıyordu içimde ve şaşırmıştım. Çok. Onunla uyurken ne hissettiğimi hatırlıyordum ama nasıl hissettirdiğini unutmuştum, bir de ayık olarak deneyimlemek istedim biraz da. Kısmi ayık. Eh, bu gece de bir şişe içmiştim sonuçta. Ona beyaz bir tişört ve şort çıkardım, bunları giyebilmesi için içerinin oldukça sıcak olması gerekiyordu. Benim durmayacağım derecede ama önemli değildi, o kalacaksa biraz sıcağa katlanabilirdim, değil mi?
İçerisi gittikçe ısınırken o üzerini değiştirmek için koridordaki banyoya gitti, ben de değiştirdim üzerimi o çıkınca. Gerilmiştim ve ellerim buz gibi olmuştu, bu gece kabus görüp görmeyeceğimi merak ediyordum. Üstelik böyle bir günden sonra. Biraz da... bana sarılır mıydı, onu merak ettim. Yani... eğer sarılırsa nasıl hissederdim, onu. Daha önce birine sarıldığımı hatırlamıyordum pek. Belki çocukken.
Telefonumu şarja takarken bir mesaj fark ettim ama bilmediğim bir numaradandı, es geçtim onu o yüzden. Daha sonraya erteledim, şu an daha önemli meselelerim vardı. Ayrıca nasıl hissettiğimi, nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Garip bir sakinlik vardı üzerimde, nedenini anlayamıyordum ama büyük bir şeyler yaklaşıyor gibiydi de. Engellenebilirdi belki ama neler olacaktı hiçbir fikrim yoktu ve belki biraz da yorulmuştum onun söylediği gibi. Biraz nefes alsaydım sadece... biraz dinlenseydim...
İçeri girdi elinde katlanmış kıyafetleriyle ve onları sandalyenin üzerine koydu. "İstersen içeride takılabiliriz. Film izliyorlar."
Başımı iki yana salladım ama hemen sonra pişman oldum. "Eğer sen istiyorsan engel olmak istemem, yani, istersen izle onlarla. Ben-"
"Benim ne istediğim şu an önemli değil. Sadece sen ne istiyorsun onu söyle," dedi.
Ben ne istiyordum?
Hiçbir şey.
"Uyumak," dedim sessizce. "Yoruldum."
Yatağa yürüdü ve oturdu yavaşça, sanki biraz çekingendi de bunu belli etmemek için uğraşıyor gibiydi. Yargılamadım onu, bugün ben de sınırlarımı aşmıştım.