Bu yer yüzünde herkes herkese muhtaç. En güçlü insanlar bile.
Gülümsüyorum, çünkü bana gülümsedin.
Kendimi, kalbi kırılmasın diye komşularından güzel söz işiten küçük esnaf gibi hissediyorum.
.............................MELİSA KARCI
Kolumu ondan kurtarmaya çalışmamla daha çok sıktı. İnledim ve bıkkınca konuşmaya başladım,
"Bıktım ben anlıyor musun? Sürekli senin beni kendi robotunmuşum gibi görmenden. Sen, sana bir can verildiği halde onunla yetinemeyen bencil bir adamsın! 2. can olmadan hayatını yaşayamayacağını zanneden aptal bir adamsın. Sen tek canlısında biz neyiz? Kedi gibi dokuz canlı falan mı!" önden beni sürüklemeye devam ederken benim laflarımın bitmesiyle durdu ve bana döndü.
Tuttuğu kolumu kendine doğru çekti ve bedenlerimizin arasında 1 adımlık boşluk bıraktı.
"Noluyor lan?!" deyip kaşlarımı çattım.
"Dicle, sana bir ceza kendime ise ödül vereceğim." dedi sırra kadem basmış sesiyle. Bu dediği ile kaşlarım söylediği şey ile havaya kalktı.
Ne cezası? Ne ödülü? Neyden bahsediyordu birisi bana söyleyebilir mi?
Suratını yaklaştırdı... Yaklaştırdı... Yaklaştırdı...
Kulağıma doğru fısıldadı. "Birazdan cezanı, birazdan ödülümü alacağım. Hazır mısın?" elini yavaşça belime koyduğunda vücudumda bir titreme dalgası oluştu. Şokun etkisinden bir türlü çıkamıyordum. Ne itikleyebiliyordum ne de yumruk atıp kurtulabiliyordum. Yapabildiğim tek şey izlemek..
Dudağını yanaklarımda hissetmemle kızarmıştım. Beni öpmüştü! Lütfen, lütfen bu bir rüya olsun!
Aniden kalkmam ile çığlık atmam bir olmuştu. Etrafıma baktım hızlıca. Bu olanlar gerçek miydi? Havaya baktım. Hâlâ karanlıktı. İnanamıyorum, rüya olduğuna inanamıyorum! Dilek kapım açıkmışta bu isteğim cidden gerçek oldu.
Uluhan odaya girince şokla gözlerim açıldı.
"Sen gitmemiş miydin?" gamzelerini gözüme soka soka gülümsedi.
"Seni yanağından öptükten sonra bayıldın. Beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum doğrusu." deyip kahkaha attı.
Dilek kapım bana fake mi atmıştı?
Her şey bulanıklaştı...
Gözümü açtığımda etrafıma baktım. "Ah hadi ama! Rüya içinde rüya görmüş olamam değil mi!" sinirle ayağı kalktım. Hava karanlıktı. Markete gittikten sonra evde uyuya kalmıştım.
Kapı açılma sesi duyduğumda dikkatim ve düşüncelerim dağılmış, şu anlık tek önemli şey kapı tarafı olmuştu.
Arastı. Şaşkınca ona bakıp tek kaşımı kaldırdım. "Ne işin var burada?"
Kapıyı yavaşça kapattı, "aslında seni parkta 10 dakikadır bekliyorum, sonra annen bana senin uyuduğunu söyledi. Ben de ben uyandırırım onu dedim." deyip gülümsedi.
Kahkaha attım, "annem üstüme zıplayarak beni anca uyandırıyor, sen nasıl uyandıracaksın ki beni?"
Yanıma yaklaştı ve elini belim koydu.
Aras'ın bu yaptığı hareket aklıma az önce ki gördüğüm rüyayı hatırlatınca suratımı buruşturmadan edemedim.
Aras'ın belimleki eli hareketkenince Aras'a baktım. Ne yapıyordu bu çocuk?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin Adına (ARA VERİLDİ)
Ficção AdolescenteBir aşk için her şeyi gözden çıkarmak/susmak ve kadını aşşağılayıcı içerik YOKTUR.! "Neden sana güveneyim?" deyince suratı düştü, "Eski en iyi arkadaşınım ben senin, kendine gel!" deyip arsızca sırıttı. Yarım ağız sırıtıp ona doğru adımladım, "kend...