Bölüm 6 : Eski Bir Günlük

223 3 0
                                    

Hava gitgide kararıyor ve günlerdir süren yolculuk yüzünden Terzici'nin her yeri ağrıyordu. Şu anlık erzak sıkıntıları yoktu Terzici ileride yemeği çok zor bulacaklarının farkındaydı bu yüzden geçtikleri her kasabadan ve handan erzak alıyor ve suyunu tekrar dolduruyordu. Kraliyet Yolu'nu terk edeli üç gün olmuştu ve ormanların içinden Bilge Dağı'na doğru ilerliyordu yolu çok uzak değildi dağı az da olsa görebiliyordu ama yolculuğunun bu kısmı pek de kolay olmayacaktı. Kızının keyfi yerindeydi ama öz gitgide azalıyordu "Keşke daha fazla alabilseydim" diye içinden geçirdi Terzici ardından ilaç fiyatlarına ve boş kesesine lanet etti. Ormanda ilerlerken hava iyice kararmış ve uzun ağaçlar ay ışını elinden geldiğince engellediğinden çok az şey görülebiliyordu bu şekilde yolculuk etmek tehlikeliydi ve atlar da yorulmuştu. Kamp yapacak düzgün bir yer bulduktan sonra atları bağlamış ve ateş yakmıştı. Karınlarını doyurduktan sonra kızıyla ateşin başında otururken genç kızın gözü seyehat heybesindeki eski, deri kapaklı deftere takıldı "O nedir?" dedi defteri göstererek. Yaşlı adam "Büyükbabamdan kalma bir günlük ama daha çok not defteri gibi" dedi "Okusana" dedi canı çok sıkılmış olan genç kız. Terzici deftere şöyle bir göz gezdirdikten sonra bir sayfada durdu ve "Bu kısımı küçükken çok saçma bulurdum" dedi ve okumaya başladı:
" Burada yazıyor ki 'Bakır en güçlü şeydir eğer bakır bir kılıcınız varsa yenilmezi yenebilirsiniz.' kulağa çok saçma geliyor değil mi? Bakır çok dayanıksızdır ve bir düelloda bakır kılıç kullanırsan kurtulma şansın yoktur." dedi yaşlı adam. Kızı da aynı şekilde çok saçma bulmuştu ardından yaşlı adam heybeden bir hançer çıkardı ve kızına verdi, hançer bakırdandı. Genç kızın kafası karışmıştı "Neden bakır bu kadar güçlü sayılıyor?" diye sordu yaşlı adama, Terzici "Çünkü bakır yaratılanların en güçlüsünün zayıf noktasıdır. Eğer o uçan dev şeyleri bakır okla vurursan hemen düşer. Bakıra karşı çok dayanıksızlar onlar için zehir gibidir ama bunu bilen çok yoktur" dedi kızına.
Ateşe odun atarken genç kızın uykusu gelmişti "Başka ilginç bir şeyler var mı?" diye sordu genç kız babasının anlattıkları şeyleri dinleyerek uyumak istiyordu. Terzici deftere tekrar göz gezdirdikten sonra gözüne ejderhalarla ilgili bir kısım takıldı ve okumaya başladı:
"Hiç bir büyü ateşin karşısında duramaz. Ateş tüm büyüleri etkisiz hale getirebilir daha doğrusu onları yok eder. Büyülü bir bitkiyi yakarsanız büyüden kurtulursunuz ama bitki ölür bu pek çok şey için geçerlidir. Doğanın en bilge yaratığını öldürmek bu yüzden imkansızdır onlar ateş ile iç içedir, onlar ateşin ta kendisidir bu yüzden onlarla dost olmanın daha iyi olacağını düşünüyorum."
Terzici kızının kendisini uykunun kollarına attığını gördü. Kendisinin de uyuması gerektiğini biliyordu zor bir yolculuk onları bekliyordu ateşe bir kaç odun daha attıktan sonra yere uzandı ve uykuya daldı. Rüyasında eski zamanları gördü dükkanını tekrar açıyordu kızıyla sıcacık evinde oturuyordu. Çırağına nasıl dikiş yapacağını öğretiyor beraber yemek yiyor, gülüyor ve müşterilere siparişleri yetiştirmeye çalışıyordu. Bunlar güzel zamanlardı. Terzici sabahın erken saatlerinde uyandı ve rüyasını düşündü, genç çırağını düşündü onu adeta oğlu gibi görüyor onu seviyordu ama o yaşlı adama ihanet etmişti ya da o öyle düşünüyordu. Evet çırağını kovmuştu ama bu o kadar sert değildi zaten bu olay sık sık olurdu. Durumun göründüğünden de karmaşık olduğunu düşündü ve uzandığı yerden kalkıp ateş yaktı. Genç kız hala uyuyordu "Onu için çok zor olmalı" diye düşündü Terzici ve kızı için güzel bir kahvaltı hazırladı.
Kızı uyandıktan ve kahvaltılarını yaptıktan sonra tekrar yola koyuldular onları bekleyen tehliken habersizdiler.
...
Bölüm 6 sonu
A.D

Terzicinin FantezileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin