Koca Yürekli Çırak

4.6K 12 17
                                    

Fakir bir mahallede yoksul bir terzi varmış.Bu terzi mahalledeki tek terziymiş.Bütün mahalleliler ne zaman bir işleri olduğunda mahallenin tek terzisi olan bu terziciye giderlermiş.Bütün mahalle bu terziciye gelse de terzici daha aylık kirasını bile karşılayamıyormuş.Elinde olsa dükkanı kapatacak ama ailenin tek geçim kaynağı bu dükkanmış bu yüzden dükkanı hiç kapatmak istemiyormuş.Bu terzicinin bir de bir tane çırağı varmış ama terzici son günlerde çırağa çok kızgınmış çünkü çırak,terzici ne derse yapmıyor,hep başka şeylerle uğraşıyor başka şeyler dikiyormuş.Terzici akşam olduğunda dükkanı kapatacağı zaman hep çırağı:"Abi sen bana anahtarı ver ben çıkarken dükkanı kapatırım benim biraz işim var."dermiş.Bu böyle sürekli tekrarlanırmış.Bu olaylar üzerine terzici çok sinirlenmiş ve çırağını kovmuş.Bir gün terzicinin kızı artık evlenecek yaşa gelmiş ve bunu babasına söylemenin vaktinin geldiğini düşünmüş.Zaten çevresindeki birçok kişi bu durumu biliyormuş.Terzicinin kızı ile kovulan çırak eskiden beri yakın arkadaşlarmış ve kızın evleneceğini önceden biliyormuş.Aradan günler geçmiş terzicinin kızı babasına:"Baba ben artık evlenmek istiyorum."demiş.Babası bir düşünmüş ve aklına direkt "Kızım evlenince düğün masraflarını felan nasıl karşılayacağım?"sorusu gelmiş.Babası kızına demiş ki:"Kızım ben biraz düşünüyüm yarın konuşuruz."demiş.Terzici de içinden şöyle diyormuş:Önce bir gelinlik alsam,kızım en azından biraz mutlu olur sonra da devamını eşden dosttan para toplayarak bir şekilde getiririz."demiş.Ertesi gün aklına "Acaba kendim bu gelinliği dikebilir miyim?"sorusu gelmiş ama bunun olacağına ihtimal bile vermeden vaz geçmiş çünkü kendisi sadece sıradan yoksul bir terziymiş.Bu gelinlik konusunu adam günlerce kafasına dert edinmiş.Birkaç gün sonra adam mağaza mağaza dolaşıp en ucuz gelinliği aramaya başlamış.Gelinliklerden en ucuzunu bulmuş ama bizim garibanın parası o gelinliğe bile yetmiyormuş.Adam,aradan günler geçtikten sonra  tekrardan işini yapmaya devam etmiş ama tabi morali bozuk olduğu için işine de konsantre olamıyormuş.Zaten eski çırağına da ayrı bir sinirliymiş.Yine bir sabah moralsiz,mutsuz bir şekilde dükkanına giderken dükkanın önünde büyük bir kutu görmüş.Bunun bir kargo kutusu olduğunu anlamış.Kutunun üstünde de gönderen kısmında eski çırağının adı yazıyormuş.Adam bu ismi görünce bile sinirleri bozulmuş.Ne kadar kızgın olsa da sonuçta içinde ne olduğunu  çok merak ediyormuş.Sonra yavaşça kutuyu açmış.Kutuyu açtığında adamı ilk önce bir not karşılamış.Sonra bu notu okumaya başlamış.

NOTTA ŞÖYLE YAZIYORMUŞ...

-Usta,öncelikle seni sinirlendirdiysem veya üzdüysem çok özür dilerim.Hani ben senin verdiğin işleri yapmayıp başka şeylerle ilgileniyordum ya.Hani sen akşam oldumu eve gittiğinde ben biraz işim var derdim ya Usta!Aslında o biraz benim saatlerimi alırdı gecelere kadar uğraşırdım.Hani sen bana hep kızdın hani sen bana hep bağırdın ya.Emin ol ne için uğraştığımı bilsen beni kovmazdın Usta! Ama canın sağolsun!Yeter ki sen ve kızın mutlu olsun...
   Ve not burada son bulur.Sonra adam notu bir kenara koyarak kutunun altındaki hediyeyi çıkartır.Hediyeyi görür görmez göz yaşlarına hakim olamaz çünkü hediye,özene bözene yapılmış bembeyaz çiçek desenli bir GELİNLİKTİR...




E.

Terzicinin FantezileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin