Terzici kızıyla birlikte saatlerdir at arabasının üstünde seyehat ediyordu ağaçların arasında parlayan bir ışık gördüğünde az da olsa mutlu olmuştu. Sonunda dinlenebilecekleri bir han bulmuştu. At arabasını park etti ve kızını kollarına alarak hana girdi "Ne isterdiniz?" diye sordu tezgahın arkasında bekleyen yaşlı hancı "Kalacak bir yer, sıcak bir yemek ve mümkünse bir sıhhiyeci" dedi kollarındaki genç ve güzel kızını işaret ederek "Bu civarlarda pek doktor olmaz eğer burdan güneye giderseniz buraya bir kaç saat mesafede bir kasaba var orada muhakkak bir doktor bulursun. Ha yemeğe gelecek olursak bu civarda bulabileceğin en iyi çorbalar bendedir" dedi hancı gülümseyerek.
Terzici önce kızını handa tuttuğu odaya götürüp yatağa yatırdı ardından yiyecek almak için hanın lobisine indi "Çorbadan bir kase verebilir misin?" dedi Terzici hancıya. Hancı "tabii ki efendim" dedi ve mutfağa yöneldi.Terzici biricik kızının karnını doyurduktan ve uykuya dalana kadar başında bekledikten sonra tekrar hanın lobisine indi henüz bir şeyler yememişti ama kendisini aç hissetmiyordu kızını böyle görmek onu perişan ediyor ve ona çok sevdiği karısını hatırlatıyordu. "Bu perişan yaşlı adama verebileceğin bir içki var mı? Mümkünse en sertinden olsun" diye sordu Terzici hancıya, hancı hemen yaşlı adamın içkisini doldurup servis etti. Han sessizdi aynı dükkanı gibi. Bu sessizlik onu az da olsa rahatlatıyordu içkisini yudumlarken damadını düşündü daha üç hafta önce askere yollanmıştı ve ülkenin dış ülkelerle ilişkisine bakılacak olursa daha iki yıl gelmeyecekti "Acaba mektup yazmalı mıyım?" diye düşündü ama ardından vazgeçti içkisini tekrar yudumladı ama içki yaşlı adamın dertlerine çok etki etmiyordu ve gelmesinden korktuğu kötü haberi alan bir adamın yüz ifadesiyle sessizce ağladı.
...
Bölüm 3 sonu
A.D.