3.4

15.3K 641 221
                                        


Multii; Yağız ve İdil *-*

Biraz da İdil ve Yağız'ın konuşmalarına misafir olucaz dnjdjdsn

İyi okumalar...

~~~

Yağız: İdil? (20.34)

İdil: Efndm (20.58)

Yağız: Sonunda cevap verebildin

İdil: 😒

Yağız: Her neyse,

Yağız: Bu gün sana bir şey diyecektim hatırlıyor musun?

İdil: Hayır

Yağız yazıyor...

Yağız|çevrimdışı

Yağız|çevrimiçi

Yağız yazıyor...

İdil: Yazacak mısın artık?

Yağız: Nasıl hatırlamazsın?

Yağız: Kapınızın önündeyim

Yağız: Aşağıya gelsene :)

İdil: Dur bekle gerizekalı

İdil: Geliyorum

Kapının arkasınsaki hırkamı alıp koşarak aşağıya indim. Yağız'ın burada ne işi vardı ki? Saat de epey geç olmuştu. Annemler de bu gün mesaiye kalmışlardı. Evde yalnızdım.

Anahtari alıp dışarı çıktığımda ilk önce buz gibi bir hava karşıladı beni. Sonra az ilerde Yağız'ı görmem ile koşarak yanına doğru ilerledim. Üzerinde ince bir tişört vardı. "Gerizekalı, üşüyeceksin!" Deyip elimi buz gibi olan koluna koydum. Gülümseyerek bana baktı. "Üşümüyorum İdil," dedi. "Tam aksine yanıyorum biliyor musun?"

"Ya sen tam bir aptalsın biliyorsun değil mi? Akıl kârı değil bu yaptıkların! Hava 10 derecenin altında, sen gelmiş tişörtle üşümüyorum diyors-" elimi alıp kalbinin üzerine koymasıyla susmak zorunda kaldım. Elimin altındaki kalbi çok... çok hızlı atıyordu. "Hissedebiliyor musun?" Dedi gülerek. "Şu boktan his yüzünden mahvoldum."

"Y-yağız..."

"Bak üşümüyorum, dışım umrumda bile değil tamam mı? İçim yanıyor benim. Belki yandığım için soğuğu hissedemiyorumdur..."

"Yağız lütf-"

"Ya bi' iki dakika susar mısın?" Deyip ofladı. Ben ise sadece yaşlı gözlerimle ona bakıyordum. Hasta olacaktı ve ben üzülecektim. Beni de üzdüğünün farkında değildi.

Elimi kalbinin üzerinden hızla çekip üzerimdeki hırkayı çıkardım ve ona verdim. "Kızım salak mısın üşümüyorum ben!" Diye azarlamaya başladı beni. "Sus konuşma aptal! Benim hiç olmazsa kazağım var! Onunla idare ederim."

İstemeye istemeye hırkamı geçirdi üzerine. "Aynı sen kokuyor..."

"Tabi ben kokacak! Benim hırkam olduğuna göre sen kokacak hali yoktu ya!"

"Şurada romantizmin içine ettin daha 5 dakika olmadan. Tebrikle- öhööhö öhö..."

"Gerizekalı hasta oldun işte!" Deyip kafasına vurdum.

"Sen beni düşünüyorsun yani?"

"Ne alaka şimdi bu?" Deyip gözlerimi kaçırdım. "Sadece hasta olmanı istemiyorum!"

"Ha yani bu da düşünmek olmuyor?"

Bir şey demeden sadece göz devirdim. "O güzel gözlerini devirme çok çirkin oluyorsun!"

"Beni seven adama bak! Çirkin oluyormuşmuşum!" Deyip arkamı döndüm. Güldüğünü duyunca ben de gülümsedim. Esnemek bulaşıcıydı ya, bence gülmek de bulaşıcıydı.

Gülümsememi yüzümden silip arkamı dönmem ile Yağız'la burun buruna geldik. Bir adım geri çekilecektim ki, alnını alnıma yaslamasıyla durmak zorunda kaldım. İşte! Aylarca hayalini kurduğum an şu an gerçekleşecekti.

"İdil, sana aşığım ulan! Hem de köpekler gibi!"

Gözümden akan yaşları umursamadan boynuna sarıldım hemen. Sanki evren de bu anı bekliyormuş gibi yağmur yağmaya başladı. Şu sahne yağmurda daha bir başka oluyordu sanki.
Kulağına fısıldadım. "Bende seni seviyorum Yağız... Bende..."

Geri çekilip tam filmlerdeki o sahne gerçekleşeceği sırada ikimizin de cebindeki telefonun titremesiyle ayrılmak zorunda kaldık.

Bilinmeyen Numara: Ben istemediğim sürece mutlu olamayacaksınız, bunu o kıt kafanıza sokun ;)


☆☆☆

Yeni bir anonim daha nfmdkxkmdkz

İdil ile Yağız'ı kavuşturdum lenn kfkdkdlr

Oylamayı unutmayın😄

Instagram: elifsukaratas🎗

MAYBE ❦ Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin