21. Bölüm -Tatil-

947 19 3
                                    

Emir arabayı durdurduğunda arabadan indik. Korayların hayallerindeki gibi olan iki katlı şirin evlerinin kapısından girerken Emir elimi tuttu. Dış kapıyı kapatıp bahçeden yürüdük. Evin kapısının önüne geldiğimizde. Zile bastık ve beklemeye başladık.

''Duymadılar galiba'' dedim. Emir tekrardan zile bastı. 7-8 saniye sonra kapı açıldı.Ancak kimse bizi karşılamadı. Emir'in gözlerine baktım. İçeri girdik kaşlarımızı çatıp. Neler oluyor? İçeri girdiğimizde oradan oraya koşuşturan bir adet Hande , bir adet Koray bulduk. Hande'nin gözleri bizi bulduğunda ;

''Hah geldiler Aşkım'' 

''Hoşgeldiniz kardeşim'' 

Bari bir yüzümüze bakın kardeşlerim. Hande elinde bir sürü çantayla yanıma geldi. Büyük uğraşların sonunda küçük bir poşeti bana uzattı.

''Tatlım , bunlar ilaçlar Ada'nın ateşi felan çıkarsa verirsiniz. Gerçi beni arayın ben sizi yönlendiririm.''

Ağzımı açtım ama Hande arkasını dönüp , bir kolona yaslanmış onları İzleyen Ada'nın yanına gitti. Çantaları bir kenara bırakıp onu kucağına aldı. O sırada Emir'e bir bakış attım. Bilmiyorum der gibi baktı. 

''Tatlım sakın Emir amcanla , Feriha teyzeni üzme olur mu? Sana güveniyorum Ada'cığım''

''Anne bende gelmek istiyoyum''dedi Ada dudaklarını büzerek.Sonra  yanlarına Koray da katıldı ve Ada'nın yanağına bir öpücük kondurdu.

''Babam biz ne konuştuk ?''

''Off tamam''

''Offlama babaya küçük cadı... Gel buraya'' Hande'nin sarılmasından sonra Korayda sarıldı kızına. Yüzünün her köşesine bir öpücük kondurup zorla yere indirdi. Sonra ikisi birden yanımıza geldiler şu elindeki çantalarla.

''Kardeşlerim biz tatile gidiyoruz Ada size emanet. Size güveniyoruz'' dedi Koray ve bana sarıldı.  O sırada Hande'nin de Emir'e sarıldığını gördüm. Koray sırtımı sıvazlarken şaşkınlıktan ağzımı kapatamaz olmuştum. Koray'ın yerini dolduran Hande Koray'dan daha sıkı sarılıyordu.  Kollarını serbest bıraktıktan sonra Koray'ın elinden tutup kapıdan bize el sallayarak çıktılar.

Hande'yle Koray evden çıkıp gideli 5 dk olmuştu ve biz hala olduğumuz yerde donup , karşımızdaki Ada'yı izliyorduk. Ada artık sıkıldığını belli eden bir oflama geçirdi. Minik ellerini kollarında birleştirip koltuğa oturdu. 

''Nasıl ya ?'' dedim dakikalar sonra hareketlenen dilimle. Cidden kamera şakası mıydı bu ?

''Daha ne kaday oyda duyacaksınız sıkılıyoyum'' 

''Bunu Koray'ın yanına bırakmayacağım'' diye homurdanıp salonun oraya doğru yürüdü. Bende arkasından gelirken elimdeki poşeti oray bir yere bıraktım ve Emir'in yanına oturdum.  Ben şaşkın şaşkın bakınırken , Ada bir bana bir Emir'e bakıyordu. Sonra ayağa kalkıp Emir'e doğru yürüdü. Ona vardığında Emir'inde yardımıyla kucağına çıkıp oturdu. Az sonra ağlamaya başladığını farkettim.

''Beni götüymediler. Beni sevmiyoylar'' dedi hıçkırıklarının arasında. Emir ona sıkıca sarılırken koltukta onalra doğru kaydım ve başımı emirin koluna yasladım.

''Olur mu prenses? Onlar seni çok seviyorlar'' Dedi Emir , hani masallarda yakışıklı prenslerin prensesin yüreğini burkan tatlı sesi olur ya, ha işte öyle. Ada'nın içimi burkan hıçkırıkları gerçekten beni etkiledi. Hala inanamıyordum. Bizim Hande ile Koray'ın bir kızı olmuştu. Bizim Koray'ların. Ben şimdi hala mı olmuştum teyze mi ? İşte bu biraz karışıktı ama şu karşımda gördüğüm tatlılığa içimde çok kalın bir bağ olduğu çok açıktı.Islak yanakalrına yapışan saçlarını kenara çektim. 

YazgımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin