14.Bölüm-Haber-

893 21 5
                                    

Gözlerimi yeniden açtığımda içimde kocaman bir boşluk vardı. Sonra parçalar oluştu. Dün gece olanlar birer birer birleşti kafamda. Sonrasında içimi yine o huzursuzluk kapladı.Yüzümü buruşturup etrafa baktığımda yine o tanımadığım odadaydım. Nerede olduğum hakkında bir fikrim yoktu.Yavaşça doğrulduğumda başımın çok fena zonkladığını  fark ettim.

''Feriha?'' dedi uykulu bir ses. Selin karşımdaki tekli koltukta esniyordu.Yeni uyanmış olmalıydı.

''Neredeyim ?'' dedim odaya bir defa daha göz gezdirirken. Buraya daha önce hiç gelmediğimden emindim.

''Emir'in evindeyiz.Dün gece Emir seni buraya getirdi. Başına da beni dikti.'' Hatırlamaya çalıştım. Ancak hatırlayabildiğim en manidar şey Emir'in omzunda uykuyla karşı karşıya  yaptığım kılıçlı savaştı. Ondan öncesini hatırlamak dahi istemiyorum.Şimdi bile ürperdim.

''Emir ? Emir nerede?'' dedim aklıma gelmesiyle birlikte.Odada saat aradım ve karşımdaki kitaplıkta bir tane dijital saat buldum. Saat 13:46'ydı. Bu saate kadar uyumuştum ve hala da uykum vardı. Dün buraya saat kaçta geldiğim hakkında da bir bilgim yoktu.

''Dün akşam seni bıraktıktan sonra çıkıp gitti.Sabah geleceğini söyledi. Sen buradan ayrılma ben aşağıya bakıp geleceğim olur mu ?''

Kafamı olumlu anlamda salladığımda kafamın altındaki yastığa gömüldüm. O kokuyordu.Nefes vermek istemiyordum. Hep bu kokuyu almak istiyordum.Ama kokuya veda edip kafamı yastıktan ayırdım.Çünkü yanı başımda çalan telefonum vardı.Buraya kim getirdi , nasıl geldi hiçbir fikrim yoktu ama ısrarla çalmaya devam ediyordu.

''Alo Feriha nerdesin annecim?'' diye sordu annem aceleyle. 

''Anne ben şey Koray'lardayım. Ne oldu ki ?'' 

'' Yengenin sancısı tuttu hastahaneye geldik''

''Ne? Erken doğum felan mı? Nasıl iyi mi şimdi ?

''Bilmiyorum annecim doktor daha çıkmadı''

''Tamam ben hemen geliyorum''

Annem hiçbir şey demeden telefonu kapattı.Bende zonklayan başıma ve sızlayan vucuduma rağmen ayağa kalktım. Üzerimde dünkü pantolonum vardı ama üstümde tamamen yırtılan tişört yerine bedenime uygun başka bir tişört vardı.Kimin , nasıl giydirdiğini düşünmeyerek odadan çıktım.Kapıya kadar Selin'le karşılaşmadım. Oyalanmak istemedim ve evden çıktım ve doğruca hastahaneye gittim.

Sonra ki günler karışıktı.O gün hastahaneye gittiğimde Seher'in yalancı sancılardan birine yakalandığını öğrenince biraz bekleyip eve döndük.Günler sessizce geçerken bekledim. Onu bekledim. Ondan bir haber bekledim. Ama gelmedi.Günler sonra gelen bir haber oldu tabii. Nikah haberi!. Cidden günler sonra gelen nikah haberi oldu. 

''Gelmek zorunda değilsin Feriha ''dedi telefonun karşısındaki Selin.''Ama gelmeni çok istiyorum'' diye de ekledi.Yatağımın başlığına başımı iyice yasladım.

''Selin benim..benim orda olmam yanlış değil mi ?'' diye sordum emin olamadan. Her şeyim olan adamın elimden kayışını izlemeye gitmek.Çok zordu. 

''Feriha sen çok güçlüsün. Orada olup dimdik durmalısın.O iğrenç gecede yanımda olmalısın. Sen benim son umudumsun.Belki Emir son anda-

''Öyle bir şey olmayacak'' dedim kesin bir kararda.O Emir Sarrafoğlu'ydu. O ne isterse onu yapardı.

'' Belli olmaz.Feriha lütfen şimdi uyumalıyım yarın çok yoğun olacak.Yarın lütfen ilk işin yanıma gelmek olsun.

''Ama-''

YazgımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin