Five Daisy

330 36 6
                                    



Okula gidene kadar her şey oldukça sakindi.
Hoseok Taehyung'u arayıp çağırmış, hep beraber kahvaltı etmiştik. Taehyung her zamanki gibi bizi bol bol güldürmüş, güne enerjik başlamamızı sağlamıştı.
Derse girmeden önce birbirimize veda edip sınıflara dağılmıştık.
Sınıfa girdiğim anda gözüm onun sırasına kaymıştı. Dün söyledikleri hala kalbimi tekletiyor, içimi titretiyordu.

Üzerimdeki etkisi beni sersemletiyordu.

Hiç bu kadar yoğun şeyler hissetmemiştim. Hiç bu denli hızlı atmamıştı kalbim.
İstemiyordum.
Ona bağlanmaya başlamak istemiyordum. Ama bana o şekilde baktığında bütün enerjim çekiliyor, vücudum hareket etmeyi unutuyordu.

O sırada kapıdan içeriye girmiş, girdiği gibi gözleri beni bulmuştu.
Anında tepeden tırnağa kızardığımı hissettmiştim.
Saçlarından ellerini geçirip göz kırpmış, bana gülümsemişti. Öndeki dişleri o kadar tatlı görünüyordu ki. Tanrım, tam bir tavşanı andırıyordu.
Bir insan nasıl ateşli bir şekilde saçlarını düzelttikten sonra, bu kadar tatlı bir şekilde gülümseyebilirdi. Sinir bozucuydu.

Çantasını sırasına fırlatıp bana doğru bir adım attığı sırada hoca içeri girmişti.

"Umarım, söylediğim yeri okuyup gelmişsinizdir çocuklar."

Ah hadi ama.

🌼🌼

Rezil bir dersin ardından, sonunda zil çalmıştı. Dersin başından beri bana bakan Jungkook odaklanmamı zorlaştırmış, cevap verirken kekelememe neden olmuştu.
Çantamdan cüzdanımı alacağım sırada yanıma çekilen sandalyenin sesi kulağıma gelmişti.

"Günaydın papatya çocuk." Gözlerinde haylaz parıltılar vardı ve o tatlı gülümsemesini tekrar yüzüne yerleştirmişti.

"Günaydın." İstemsizce yüzümde oluşan gülümsemeyi saklayamamıştım.

Elbette etkilenmemiştim.

Gözleri bir kaç saniye gülümsememe takılıp tekrar yukarı çıkmıştı. Dilini dudaklarında yavaşça gezdirip odağımı kaybetmeme neden olmuştu.

"Daha iyisin değil mi?"

"Evet, ben teşekkürler, yani beni eve bıraktığın için ve diğer her şey için."

"Buna değdi."

Bir kez daha aptal aşıklar gibi kızarmış cüzdanımı aramak için elimi çantama atmıştım.

"Kantine gideceğim, benden istediğin bir şey varsa eğer-"

Önüme tekrar döndüğümde olduğundan çok daha yakınımdaydı. Yutkunup cümlemi tamamlamaya çalışmıştım.

"G-getiririm."

"Hmm. İstediğim bir şey var." Gülümsemesi sırıtmaya dönüştü. 
"Ama kantinden değil."

Garip şeyler düşünme Jimin.

"O halde kütüphaneden?"

Daisy Days | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin