Hırkama daha sıkı sarınıp hızlı adımlarla yürüyen arkadaşıma yetişmeye çalıştım.
"Hoseok!"
"Okulun ilk gününden geç kalmayacağız Jimin, hayır."
Benim aksime Hoseok daha çalışkan ve daha disiplinliydi. Benim gibi okula geç kalan bir tip değildi.
Onu tanıdığım zamandan beri hiç değişmemişti.Şuanki kızıl tutamlarını ve boyunu saymazsak.
Ne kadar kişiliklerimiz farklı olsa da yıllardır birlikte olmamız hareketlerimizi benzer kılıyordu.
"Geç kalmıyoruz zaten, dur ve saatine bak."
"Seninle genelde geç kaldığım için."
Lisenin son senesindeydik ve ne kadar okulumdan nefret etmesem de artık bitirip mezun olmak istiyordum.
"Hey üşümüyorsun değil mi, istersen sana ceketimi verebilirim?"
"Ceketi boşver sadece biraz yavaşla."
"Okulun içinde otururuz, çok çabuk yoruluyorsun noodle kafa, iş görüşmelerine giderken de biraz yavaşlayın dersin."
"Yoksa bana iş görüşmesi mi ayarladın?"
"Ne sandın, ben olmasam sen hiçsin bir kere."
Kıkırdayıp sırtına atladım, alışkın olduğu için düşmekten son anda kurtuldu.
"Jimin, okulun önüne geldik ve ben düşseydim seni ve kafanı paketleyip satardım!"
"Çok teşekkür ederim benim canım arkadaşım, büyümüşte bana iş görüşmesi ayarlıyor."
"İn sırtımdan daha panolardan sınıfımızı bulacağız."
Merdivenlerden çıkıp, rehberlik odasının önündeki panoya ilerledik. Bu sefer onunla aynı sınıfta olmak istiyordum.
"Gerçekten bu kadın bilerek bunu yapıyor!"
Doğru tahmin yine farklı sınıflardaydık. Bu ilk seneden beri böyleydi. Ve ben artık bu kadının bilerek yaptığından emin olmaya başlamıştım.
"Zaten teneffüslerde yanında olacağım dert etme."
Tam şuan içtiğin kahve boğazını yaksın yürüyen silikon.
🌼🌼
"Evet çocuklar yeni Biyoloji hocanız benim kendimi tanıtıp dersi boşa harcama niyetinde değilim ancak aranızda yeni gelenleri tanım-"
"Ben çok çok üzgünüm, içeri girebilir miyim?"
Duyduğum sesle gözüm kapının önünde duran koşmaktan nefes nefese kalmış bedeni buldu.
Saçları dağılmıştı ve çantası omzundan düşmek üzereydi. Gözlerini özür diler gibi açmıştı ve bu hali gözüme tatlı geldiği için sessizce kıkırdamama yol açtı."Okulun ilk gününden geç kalman çokta burayı önemsemediğini mi gösterir?"
"Üzgünüm, efendim."
Hafif buğday tenli ve uzun boyluydu. Ne kadar bakmamam gereksede kollarını biraz süzdüm ve belki biraz vücudunu.
"Kendini tanıt ve geç."
"Jeon Jungkook. Bu yıl yeni geldim, iyi anlaşalım."
Adımlarını yanımdaki boş sıraya atıp oturdu ve etrafa şöyle bir bakış atıp bakışları ben de durunca bakışlarımın hala onda olduğunu anlayıp öylece kaldım. Bana bakmayı sürdürünce kafamı başka yerlere çevirdim. Çok utangaç bir yapım olmasa da bu biraz utanç vericiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisy Days | Jikook
FanfictionPark Jimin, çizip unuttuğu papatya resmini ertesi gün bulduğunda üstünde gerçek bir papatyayla karşılaşır.