Huzurun kolları arasında uyumak, uyanmak.Sabahları asla kalkamayan ve elimden gelse asla uykumdan uyanmak istemeyen ben, bugün ilk defa uykumu aldığımı hissetmiş, bulutların üstünde uyumuşçasına rahat bir şekilde gözlerimi yeni bir güne aralamıştım. Gözlerimi açar açmazsa elini başının altına yaslayıp kısık gözlerle beni izleyen bir tavşanla karşılaşmıştım.
"Günaydın sarışınım."
Cevap veremeyecek kadar duygu dolu hissediyordum. Yapabildiğim tek şey gülümsememin yüzümü ele geçirmesine izin vermekti. Elini kaldırıp dünyanın en önemli şeyine elini değdiriyormuşçasına yüzüme dokundu. Gözlerimi yummuş ve yüzümü eline yaslamıştım.
"Uzun zamandır bu kadar güzel uyuduğumu hatırlamıyorum."
Bende diye geçirdim içimden.
Sonra farkına vardığım şeyle gözlerimin açtım.
"Biz en son salonda değil miydik?"
"Öyleydik."
"Beni buraya taşıdığını söyleme."
"Tam olarak bunu yaptım."
Tam ağzımı açmışken sinsi bir şekilde gülümsedi ve devam etti.
"Büyük ihtimal henüz fark etmedin çünkü yüzün hala bir domatesi andırmıyor."
"Neyi?"
Bir anda yataktan kalktı.
"Aşağıda seni bekliyorum."
"Ah ve evet üstünü ben değiştirdim, üstündekiler sende kalabilir."
Duyduğum şeylerle yüzümün adeta yandığını hissettim.
"Jungkook!"
🌼🌼
"Benimle evime neden gelmek istediğini artık söylesen?"
Yaptığımız kahvaltı ve Jungkook'un beni sıkıştırmaları sonrasında bana bugün birlikte vakit geçirmek ve beni rahatlatmak istediğini söylemişti ve şu an anlamadığım bir şekilde evime gidiyorduk.
"Sadece biraz bana güvensen?"
Dudaklarımı büzüp yola odaklandım.
"Güveniyorum zaten."
"Dudaklarını öyle büzdüğün sürece güvenmemelisin."
Gözlerimi kırpıştırıp cama çevirdim.
"Bu kadar açık sözlü olman bazen beni delirtiyor."
"O halde amacıma ulaşıyorum."
Bir saniyeliğine kafasını benden tarafa çevirip gülümsedi ve önüne döndü. İstemsizce gülümsemiştim. Ve evimin önüne gelene kadar da sessiz kaldık.
Anlamaz gözlerle ona baktım."Ben, o halde, gidiyorum?"
Arabanın kontağını kapattı ve olduğu yere daha çok yayıldı.
"Resim defterini ve boyalarını her neyin varsa al ve gel."
"Ama bunu ned-"
"Hadi Park sadece dediğimi yap."
Hiçbir şey anlamamıştım ancak kurcalamamaya karar verip dediğini yapmak üzere eve girdim.
Bugün cumartesi olduğu için annemin evde olma ihtimali vardı ve bu beni biraz geriyordu.
İçeri girip gözlerimle etrafı taradım.
Güzel, sessiz.
Odama doğru yola koyuldum ve kapıyı açtım. Okul çantamı bir kenara attım ve anahtarımı çıkardım.
Resim defterim, boyalarım ve çizim kalemim hepsini koyduğum yerden çıkardım ve çantaya koyup aşağı indim.
Dışarı çıktığımda Jungkook'u dalgın bir şekilde direksiyona kafası yaslı şekilde bir eliyle kavramış ve yola bakıyor bir şekilde buldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisy Days | Jikook
FanficPark Jimin, çizip unuttuğu papatya resmini ertesi gün bulduğunda üstünde gerçek bir papatyayla karşılaşır.