1. Bölüm

10.9K 218 32
                                    

                         GİRİŞ 

Yeni alınmış ve hala plastik kokusunun hakim olduğu araba, hız sınırlarını aşmadan adeta kayarcasına otobanda ilerliyordu. Camların hepsi kapalı olmasına rağmen arabanın içini uğultular dolduruyor fakat arabanın arkasında oturan iki küçük kızın kıkırtıları sayesinde bu sesler duyulmuyordu. Ön tarafta oturan adam arada dikiz aynasından arkadaki sevimli canavarlara şefkat dolu bakışlar atıyordu ama hemen yanında oturan eşinin uyarı dolu bakışlarıyla karşılaştığında önüne dönüyor, bu görevi eşine devrediyordu. Alnında, hayat zorlukları ve yaşanmışlıkların bıraktığı izlere benzeyen kırışıklıklar bulunduran kadın, arkasına dönüyor ve şuan elindeki oyuncak ayısıyla oynamaya dalmış kızına büyük bir sevgiyle bakıyordu. Onu dikkatle inceliyor ve büyük bir mutlulukla onda kendine benzeyen bir şeyler arıyordu. Dalgalı, kahverenginin hafif sarıya kaçan bir tonuna sahip olan saçları, onun dümdüz parlak siyah saçlarının aksine büyük bir tezatlık sergiliyor. Dudakları, burnu kısacası her şeyiyle kızı Milena, tıpatıp babasına benziyor. Gözleri dışında.. Yeşilin en derin tonu olan gözleri ton farkına meydan bırakmadan aynı kendininkilere benziyor. Ve bu benzerlik onu daha da gülümsetiyor. Arkada oyuncaklarıyla oynayan iki küçük kızın mutluluğu onu etkisi altına alırken bu an çok uzun sürmüyor. Kulakları tırmalamayan, metalin metale çarpma sesi tüm arabanın içini dolduruyor. Az önce neşeyle kıkırdayan iki çocuktan çığlık sesleri yankılanıyor. Küçük kız endişeyle annesine bakıyor. Fakat çarpmanın etkisiyle aşağıya düşmüş. Annesinin az önce sevgiyle parıldayan gözleri şimdi büyük bir boşlukla bakıyor ona. Küçük kızın kalbi annesinin ona bakan gözleriyle adeta yerinden çıkıyor. Her ne kadar ona seslense de annesi onu duymuyor. Ayrıca başının kenarından ne olduğunu bilmediği kırmızı renkli bir su akıp duruyor. Arabanın altında sıkışmış kızın gözleri karşı taraftaki kapının açılmasıyla birden oraya dönüyor. İri yarı, çizgi filmlerdeki kötülere benzeyen iki adam yanında oturan diğer küçük kızı arabadan aceleyle çıkartıp yandaki arabaya kaçarken elinden hiçbir şey gelmiyor. Arkalarından öylece bakıyor. Ve gözleri yavaşça kapanıyor…

-----------------------------------------------------------------

        1. BÖLÜM

Kan ter içinde kalmış bir şekilde yattığım yerden doğrulduğumda, yüzümü kaplayan saçlarımı tek elimle geriye attım ve nefes alışverişimi rutin bir düzene sokmaya çalıştım. Aynı kâbusu daha önce de pek çok görmüş olmam, onu hiçbir zaman bir öncekine göre daha fazla katlanılabilir kılmıyordu. Maalesef ki annemi gördüğüm en son an az önce gördüğüm kâbustu ve bir tarafım bu kâbusu tekrar görmemek için yalvarırken diğer tarafım annemi bir kez daha görebilmek umuduyla bu kâbusun tekrarlanmasını hayal ediyordu. Ah, biliyorum. Bu çok sadistçe bir düşünceydi fakat anne ve babamın ölümünün trajedisini atlatalı bir hayli oluyordu. O gün babamın sürdüğü araba karşı şeritten geçen bir arabayla çarpışmıştı. Arabanın ön tarafı büyük bir hasar gördüğü için de ölüm kaçınılmazdı. Büyük bir şansla arka taraf çok hasar almamıştı ve ben sadece sarsıntının etkisiyle yere yuvarlanmış ve orada sıkışıp kalmıştım. Yanımda oturan kuzenimse bir şekilde koltukta kalmayı başarmışa benziyordu. Gayet şanslı sayılabilirdi. Eğer o iki adam gelip onu arabadan zorla çıkarıp ortadan kaybolmasaydı…

 Uyandığımda kendimi bambaşka bir yerde bulmuştum. Hayır, beyaz duvarlı ışıkla parlatılmış bir hastane odasında değil. O kazayı gören bir adam beni sıkıştığım yerden kurtarmış ve kendi evine götürmüştü. Evet, kimilerine göre bu hiç de yasal olmayabilirdi fakat beni oradan kurtaran adamın zaten yasal işler yaptığı da söylenemezdi. Şans eseri bir grubun liderinin eline düşmüştüm. Sonradan öğrendiğim kadarıyla adam bana acıyıp yanına almış ve hiç çocuğu olmadığı için de bana bir nevi babalık yapmaya karar vermişti. Ki öyle de olmuştu. Beni kurtaran adam yani Koray, 5 yaşımdan onuncu yaş günüme kadar bana baba şefkatiyle yaklaşıp beni tüm o kirli işlerinden uzak tutmuştu. Onuncu yaşıma bastığımda artık bazı şeyleri daha iyi kavrar olmuştum ve Koray’dan yanındaki adamları eğittiği gibi beni de eğitmesini ve gruba almasını istemiştim. Geri saralım, adeta yalvarmıştım. O kadar uğraşmama rağmen bunu kabul etmemiş, sadece üzülmemem için bana kendimi korumanın yollarını göstermişti. Güzel yumruk atardım ve azımsanamayacak kadar iyi bir şekilde de kendimi savunabilirdim.  Bu düşünce, yattığım yerde kıkırdayıp da nefesimin tıkanmasına neden olmuştu.

LEYLİFER "ASKIDA"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin