5. Bölüm
Eve tahmin ettiğim gibi yarım saatten daha uzun bir sürede ulaşabilmiştim fakat Efe klasik birkaç “Nerelerdeydin?” sorularını sıralayıp beni odama yollamıştı. Sadece çok küçük bir anlığına, ona bu gece başıma gelenleri anlatma isteğiyle dolup taşmıştım fakat bu istek çabuk sönmüştü. Efe Arda’nın bana ne yaptığını yada ne yapmaya çalıştığını desek daha doğru olur, öğrenseydi, Koray’ı arar tüm adamları toplar ve gecenin köründe o bara ani bir baskın yapardı. Her ne kadar Koray’ın pis işlerle uğraşmadığını söylesem de bu onun istediğinde adam öldürdüğü gerçeğini değiştirmiyordu. Hele ki bu zamana kadar o korkunç düşmanlarından korumak için beni eve hapsettikten sonra ve ortada bir tehlike kalmadığında bu genç adamın bana zarar vermiş olduğunu duysa şüpheye mahal vermeden gider ve onu alnının ortasından tereddüt etmeden vururdu.
Hayır, dediğim gibi… Her ne yapmış yada yapacak olursa olsun ben böyle bir şeyi kaldıramazdım. Benim yüzümden birileri ölmüştü ve ben bu listeye daha başka birini ekletmeyi hiç mi hiç düşünmüyordum.
-----------------------------------------------------------------
Dün gece bir şekilde Görkem’in gönlünü almayı başarabilmiştim ve onu en azından bugünkü sorunlarımın arasından çıkarmış olmuştum.
Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan şey boş park yerini görmem ve oraya oldukça hatta gereğinden fazla dikkatli bir şekilde arabamı, evet tamirden gelmişti, park ettiğimde içimi kaplayan rahatlıktı. Bir metal yığınına daha çarpmadan bu işten kurtulmuştum.
“Çöp tenekesi de metal yığını, keşke gidip ona çarpsan. “
Susturmayı bir türlü başaramadığım iç sesim yine devreye girmişti. Ona bir yumruk atıp, evet başka türlü susmuyordu, derin bir nefes aldım.
Yan koltukta duran çantamı alıp çapraz bir şekilde astım ve derin bir nefes alarak arabadan indim. Bugün, şuana kadarki yaşadığım rutin ve gereksiz hayatın acısını çıkartmak istercesine, sarı bir bluz ve altına dizlerimin bir karış üstünde biten siyah, desenli bir etek giymiştim. Okulda topuklu ayakkabı giymeyi pek tercih etmediğim için sıradan bir sandaletle de hazırlığımı tamamlamıştım.
Ah, az kalsın unutuyordum. Dün gece banyo yaptığım için hacim kazanan ve dalgaları şekil alan saçlarımın tepesinde bir güneş gözlüğü bulunuyordu. Fakat bu gözlüğün işlevi diğerlerinden farklıydı. Gözlerimi gün ışığından korumak yerine, olası bir tehlike görüş alanıma girerse hemen gözlerimin üstüne siper olmak için hazır bekliyordu. Olası tehlike tanımını açmak gerekirse sanırım ilk sırayı Arda alırdı. İkinci sırada çok sevgili grubu olurdu ve üçüncü sırayı da tamamen hayal gücüme dayanarak Arda’nın emri altında olan adamları alırdı diye düşünüyordum.
Eğer karşıma üçüncü sıradakiler çıkarsa bir şansım olmazdı. Çünkü var olup olmadıklarını bilmediğimi geçelim olsalar bile kim olduklarını bilmediğim kişilere karşı görünmez olmaya çalışamazdım.
“ Sonunda seni buldum. “
Arkadan gelen tanıdık sesle okulun bahçesinde bakakalırken görüş alanıma giren Murat’la derin bir soluk aldım. “Kötü düşünürsen, kötüyü çağırırsın.” diye mırıldandım yavaşça. Dadımın hayat ilkelerinin arasında önemli bir yere sahipti bu cümle.
“ Günaydın. “diye karşılık verdim Murat’a ve yan yana okulun içine girerken Murat’ın dün akşam bir hayli dağıtmış olmasına rağmen benden daha sağlam ve dinç göründüğünü fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLİFER "ASKIDA"
Ficção GeralKüçükken geçirdiği bir trafik kazasında ailesini kaybetmiş olan ve bir mafya liderinin onu evlat edinmesiyle hayata tutunan genç bir kız... Yıllarca herkesten gizlenmiş bir evde güvenlik problemleri yüzünden tıkılı kalan Irmak, liseyi bile evde okum...