12. Bölüm
Ertesi sabah, Görkem ve Murat’a olanları çok fazla detaya girmeden, ki detay kısmı Arda’nın beni öptüğü sahneydi, anlattığımda ikisi de uzunca bir süre boyunca Arda’ya saymış, hatta Murat bir ara ciddi küfürler etmiş, Görkem de bir kıza yakışmayacak birkaç kelime bile söylemişti. Bana hak verdiklerini göstererek destek olmaya çalışıyorlar, arkamda olduklarını belli etmek için uğraşıyorlardı ama iki dakika da bir Arda’ya küfretmeleri, bana olanları unutturmak yerine daha çok hatırlatıyordu.
O yüzden sabah kahvaltısını, yoğun ısrarları üzerine onlarla yapmıştım ve benim iyi olduğumu gördüklerinde ve gitmeme izin verdiklerinde de Görkem sayesinde yüzümü bakılacak bir hale sokarak eve doğru yola çıkmıştım.
Eve geleli bir yarım saat oluyordu ve Efe’yi sakinleştirmeyi başarabilmiştim. Zaten küçük bir bebeği bir başına bırakmamı o da onaylamazdı ama bebeğe burada da bakabileceğimi söyleyerek bana biraz kızmaktan da geri durmamıştı.
“ Her neyse, çok yorgunum Efe, Koray’a ona uygun olduğum en kısa zamanda uğrayacağımı söyler misin?”
Efe bir cevap vermeden odama çıkmıştım bile. O Koray’a bir şeyler uydururdu nasılsa.
********************************************
“Irmak saçmalama, lütfen bana bunu yapmayacağını söyle.”
Telefonu ani bir refleksle kulağımdan çektiğimde aynanın karşısına geçmiş, gözaltlarımdaki halkaları ve şişlikleri kapatmaya çalışıyordum.
“Evet yapacağım. Hem de bu gece.”
Elimdeki kapatıcıyı sinirle masanın üzerine fırlattığımda Görkem yakınmalarına devam ediyordu.
Lanet olası kapatıcı bu kadarcık şeyi bile kapatamıyorsa neden ona kapatıcı deniyordu ki? Bir işe yaramıyordu, kapanması için balçık gibi yüzüme onu sıvamam gerekiyordu ama o şekilde de, iğrenç derecede turuncu gözüküyordum.
Pes ederek, banyoya yöneldiğimde Görkem’i unuttuğumu fark ederek “ Görkem, fikrimi değiştirmeyeceğim. Şimdi kapatıyorum, hazırlanmam gerek.” dedim ve itiraz dolu cümlelerini geçiştirerek telefonu lavabonun önüne bırakıp daha da beter görünmeme neden olan katmanı kazımaya başladım. Bu adeta stratosferden troposfere inmekle eş değer bir çaba olmuştu tabii ki. Eğer biraz daha derine inersem dünyanın merkezine ulaşacağım kesindi! Yüzüme yapışmış gibiydi ve bu şeyi çıkarmak için yüzümün her yerini iyice ovalamak zorunda kalmıştım. Muhtemelen, bunu kolaylaştıran bir temizleme jeli vardı ama ben, bu konularda bir hayli deneyimsiz ve tecrübesiz olduğum için henüz gelişmelerden haberdar değildim.
Elimden geleni yaptıktan sonra yüzümü olduğu halde bırakarak saçlarımı omuzlarıma saldım. Oldukça yıkık bir görüntü sergiliyor olsam da buna aldırmadım. Elimden bu kadarı geliyordu, ne yapabilirdim?
O yüzden fikrimi değiştirmeden, üzerime bir ceket alarak evden çıktım. Bu gece kökünden halletmem gereken bir sorun vardı ve ben bu sorunu ortadan kaldırmadan geri dönmeyecektim.
----------------------------------------------------------------------
Daha önce defalarca kez inip çıktığım merdivenleri aşıp bara ulaştığımda bu gece, burasının normalden de kalabalık olduğunu kavrayarak derin bir nefes aldım. Ciğerlerime hava depolayıp uzunca bir süre bu temiz havayla yetinmek istiyordum zira bu pis havayı solursam yine bayılmaktan korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLİFER "ASKIDA"
General FictionKüçükken geçirdiği bir trafik kazasında ailesini kaybetmiş olan ve bir mafya liderinin onu evlat edinmesiyle hayata tutunan genç bir kız... Yıllarca herkesten gizlenmiş bir evde güvenlik problemleri yüzünden tıkılı kalan Irmak, liseyi bile evde okum...