Acı Haber

1.1K 52 19
                                    

Eve gelene kadar tüm yol ağlamıştım. Eve gelir gelmez kendimi odama attım kapıyı kilitledim ve sakinleşmeye çalıştım.  Kulaklığımı taktım ve yatağıma girdim.

1 hafta sonra salı günü
Yaz tatilinin ilk haftasıydı. O günden beri dışarı hiç çıkmamıştım. Savaş hergün düzenli olarak arıyordu ama açmıyordum. Ben bunları düşünürken Kuzey birden odaya girdi. Ağlamış mıydı o?
"Buğlem. Sana bir şey söyleyeceğim. Ama sakin olacaksın anlaştık mı?"
"Kuzey iyi misin sen?"
"Abim ve Duygu hastanede." Dedi bi çırpıda ve derin bir nefes aldı. Gözleri tekrar dolmuştu. Arkasını döndü ve sildi ama ayna olduğu için yaptığı hareketleri görüyordum.
"Ne oldu?" Dedim sakince.
"Ben bilmiyorum. Kaza yapmışlar sanırım yani şimdilik bizim bildiğimiz bu."
"Ama yurt dışınd.."
"Değillermiş." Tam o sırada Kuzey'in telefonunun çaldığını ve arayanın Poyraz olduğunu gördüm. Kuzey sakince telefonu açtı ama hiçbirşey söylemedi sanırım Poyraz'ı dinliyordu. Daha sonra ayağa kalktı ve duvara doğru ilerledi. Sırtını duvara yaslarken aynı zamanda"Nasıl yani?" Dedi telefonu elinden düşürürken. Birden ayaklandım Kuzey yavaş yavaş duvara sırtını sürterek yere oturdu. Ağlıyordu, birşey mi olmuştu? Abim, yeri geldiğinde babam, yeri geldiğinde annem, herşeyim olan insana birşey mi olmuştu? Kuzey'in ağzından sadece 2 kelime çıktı.
"Bizi bıraktı."

Hastanede;
Evden nasıl çıktık ve buraya nasıl geldik hiçbir fikrim yok. Hastaneye geldiğimizde Kuzey çıldırmış gibiydi. Küfürler savurup etrafa vuruyordu, ağlıyordu. Kuzey, hep gülen güldüren... ağlıyordu. En sonunda Kuzey'e sakibleştirici verdiler ve uyuyordu. O sırada gözüm Poyraz'a kaydı. Bakışlarımız kesiştiğinde kafasını hemen cama sabitledi.
"Ne oldu?" Dedim güçsüz çıkan sesimle. Önce cevap vermedi. Oturduğum koltuktan kalkarak yanına gittim ve çenesini sertçr tutup kendime çevirdim.
"Poyraz ne oldu artık birşey söyleyin, nolur." Son kelimemi söylerken sesim çıkmamıştı. Sağ yanağımı gözyaşım ıslatana kadar ağladığımı farketmemiştim.
"Buğlem. Ne olursa olsun seni adla bırakmayacağız tamam mı? Ne yaşarsak yaşayalım bizi kimse ayıramaz anlaştık mı?"
"Poyraz abim..."
"Buğlem abimi kaybettik. Duygu'yu da bebeğide. Kaza hakkında hiçbir bilgi yok güvenlik kameraları kapatılmış ve civarda kimse yokmuş. Olayı kapattılar." Poyraz tek bir nefeste söylemek ister gibi birden söyledi. Önce anlayamadım yüzüne baktım saf saf. Abimi kaybettik... şaka mıydı bu? Abim, benim abim, Poyraz'ın abisi, Kuzey'in abisi, bizim abimiz... Poyraz'a sıkıca sarıldım o an, sanki sende gitme demenin bir başka haliydi bu...

"Abi dur!"
"Duramam Buğlem,yolun sonu artık."
"O uçurumdan atladığın zaman bizi kaybedeceksin!"
Bebek sesi...

"Buğlem, Buğlem sakin ol güzelim. Sadece kötü bir rüya, iyi misin?" Abimi kaybedeli tam 3 hafta olmuştu ve ben bu 3 haftadır evden dışarı adımımı atmıyordum. Abimi, Duygu ablamı ve daha doğmamış yeğenimi kaybetmiştim. Odama Kuzey ve Poyraz dışında kimse girmiyordu. 3 haftadır her gece rüyalarımda abimi görüyordum, ona dokunmaya çalışıyordum, atlatmaya çalışıyordum... olmuyor, yapamıyorum. Savaş hergün geliyor benimle konuşmaya çalışıyordu ama ses çıkarmıyor sadece dinliyordum.
Kuzey beni uyandırınca etrafıma baktım Savaş gelmişti bana bakıyordu.
"Buğlem, iyi misin?" Kuzey'in sorusuna gözlerimi kırptım ve tekrar uyumaya çalıştım. O sırada odanın kapısı kapandı ve Savaş konuşmaya başladı.
"Buğlem ne kadar sürecek bu durum, haklısın yaşadıkların kolay değil, hiç değil ama güçlü olmalısın. Konuş benimle, gül eskisi gibi...Abin seni böyle görseydi çok ü..."
"Abim artık beni göremez." Dedim Savaş'ın sözünü bölerek. Konuştuğuma şaşırdı ve gülümsedi.
"Hadii kalk." Dedi birden ve elimden tutup beni yataktan kaldırdı.
"Savaş yorgunum bırak." Dedim isteksizce.
"Buğlem ben seni böyle görmek istemiyorum artık. Vakte ihtiyacın olduğunu düşündüm ve o vakti sana verdim. Vakit doldu kalk ve giyin." Dedi ve birşey söylememe izin vermeden dolaptan aldığı şort ve sporcu atletini kafama fırlattı.
"Şu uzun çorapların nerede?" Dedi ve gözümle çekmeceyi gösterdim. Dizaltı siyah çoraplarıda kafama fırlattı ve beni giyinmem için banyoya götürdü. Bende el mecbur gızlıca giydim ve çorapları çektim.
"Ee neden giyindim?" Dedim ve banyodan çıktım.
"Çok sade oldu uzun kolyelerin nerde, ya da dur ben bulurum." Dedi ve birkaç yeri karıştırdıktan sonra kolyeyi bulup boynuma taktı. Aynada yandımama baktım. Kıyafetim güzeldi ama yüzüm solgundu.
"Al beyaz ayakkabılarını giy." Dedi ve ayakkabılarımı giydirdi. Ben en son savaş'a küstüm nasıl barıştım bilmiyorum ama yanımda olmasına ihtiyacım vardı bu yüzden sorgulamayacaktım. O sırada yüzüme pudra değdi. İnanmıyorum, Savaş bana makyaj mı yapacaktı... yüzüme çok hfif renk kattı ve telefonumu alıp evden çıktık.

"Savaş gitmesek mi?"
"Buğlem bin arabaya." Söylenerek arabaya bindim ve kemerimi taktım. Savaş binip kemerini taktı ve yola çıktık.
"Nereye?"
"Seni mutlu etmeye"
"Çok açıklayıcısın teşekkürler." Dedim ve yaklaşık 15 dakika sonra araba durdu.
"İn hadi." Dedi Savaş ve arabadan indi eş zamanlı olarak bende indim. Ve gördüğüm manzara çok güzeldi. Boş bir orman gibiydi ama piknik masası vardı. Masanın kenarlarına onlarca balon bağlanmıştı ve masa donatılmıştı. Sağ tarafta büyük bir salıncak vardı. Savaş elimi sıkıca tutup beni masaya sürükledi.
"Yemek yemediğini duydum, bence şimdi yiyeceksin."dedi ve elindeki çikolatalı krepi ağzıma doluşturdu. Mecburen yedim ama tadı çok güzeldi bir tane de kendim aldım ve yemeye başladım... yaklaşık 30 dakikalık bir kahvaltının ardından Savaş kalktı.

"Saat geldi biraz daha yersen geç kalıcaz."dedi anlamayarak ona baktım ve ayağa kalktım.
"Ne saati?"
"Sinema bileti aldım, sen seversin." Dedi ve arabaya bindik. 30 dakikalık bir yolculuğun ardından sinemanın olduğu sokağa girdik ve arabadan indik. Savaş elimi tuttu ve sinema salonuna kadar yürüdük. Gişeye biletimizi gösterdi ve sinema salonuna girip oturduk, salon tamamen doluydu yerimize geçtik ve film başladı.

"Buğlem, uyansana." Savaş'ın bana seslenmesiyle gözlerimi açtım, film bitmişti ve ben uyumuştum. Harika...
"Ya sen panda mısın?"
"Panda?"
"Pandalar sürekli uyurmuş, sende sürekli uyuyorsun." Savaş'ın söylediklerinin karşısında kahkaha atmıştım, yüz ifadesi o kadar komikti ki yerlere yatacaktım.
"Sakin ol."dedi gülerek.
"Tamam sakinim."
"Hadi gidelim."
"Yine nereye?"
"Gidince görürsün."

--
Ben geldiim.
Cidden uzun bir ara oldu bazı sorunlarım olduğu için kitaba fazla vakit ayıramadım.

Sizce bu kitabı bitirip farklı bir kitaba başlamalı mıyım?

Oy ve yorumlarınızı beklıyorum 💜💙

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 01, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sevgili AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin