Otelde Devam Edelim

2.1K 67 6
                                    

Eve geldiğimde kimsenin uyanmadığını düşünüp sessizce kapıyı kapattım. Odama çıkacağım sırada abimin ve Poyraz'ın sesini duydum.
"Duygu bebeği aldırmak istediğini söyledi."dedi abim.
Ne bebeği ya?
"Sen ne dedin?" Dedi Poyraz.
"O benim bir parçam Poyraz! Tabi ki kabul etmedim. Benim onu hiçbir zaman affetmemem gerektiğini söyledi. Yaptığı şey çok ağırmış falan filan..."
"Abi aldırmasın. Affedersin... yani affedersin dimi?"
"Affederim tabi, köpek gibi aşığım ben ona ölüyorum aşkımdan ama kardeşimin aşık olduğu ç-"
"Abi söyleme öyle. Biri duyacak. Hadi gidelim." Dedi ve kapıya yöneldi. Ben de sanki yeni kapıya gelmişim gibi Poyraz kapıyı açınca korkmuş taklidi yaptım ve başparmağımı ağzına götürdüm.
"Ne işin var senin burda?" Dedi Poyraz sinirle.
"Hem korkut hem bağır. Şimdi kalktım su içtim ve odama gidiyorum. Müsade edersen." Dedim ve saçımı savurarak ilerledim. Odama girdiğimde aklıma not geldi ve Savaş'ı aradım. Telefon çalarken aklıma abimin söylediği geldi'kardeşimin aşık olduğu...' o sırada telefon çaldı.
"Söyle Buğlem."
"Ara yazmışsın da haber vereyim dedim."
"Tamam hazırlan bir saate ordayım."
"Ne-" sözümü bitirmeden yüzüme kapatmıştı telefonu.
Uzun zamandır Esin'le konuşmadığımı farkettim ve hazırlanırken aynı zamanda Esinle konuştum.
"Cidden mi dün gece sana resmen aşkını itiraf mı etti?"
"Ya evet! Ne giymeliyim?"
"Bence pantolon giymemelisin şort giy evet, evet şort giy. Kahvaltı yapıcam bol şans pandam."
"Teşekkür ederim kebeleğim." Dedim ve telefonu kapattım. Tam o anda mesaj geldi.
Kimden: Yakuşuklu Jojuk
Kuzey'in haberi var abilerinle konuşacak. Yanına yedek kıyafet ve elbise al.
Evet mesaj tahmin etmediğim üzere Savaş'tan gelmişti. Dediğini yaptım üstümü giyindim ve onu beklemek üzere aşağı indim. Nihayet geldiğinde arka koltuğa yerleştim.
"Öne gelsene güzelim."
"Yaşım 18 değil daha."
"Öne gelir misin bebeğim?!" Dedi uyarıcı bir tonla ama ben buna değil son kelimesine takıldım. Aptal aptal sırıtarak ön koltuğa geçtim. Kapıyı kapattım kemerimi takmak için çektim ama gelmedi.
"Bozuk bu kemer."dedim küçük bir çocuk edasıyla.
"Dur bakıyım."dedi ve kemere uzandı. Dudaklarımızın arasında milimetreler vardı. Gözlerine baktığımda onun da gözleri dudaklarımdaydı. O sırada hiç beklemeyeceğim bir şekilde yaklaştı ve dudaklarını dudaklarıma örttü. İlk defa öpüşüyordum. Ne yapmam gerektiğini de bilmiyordum. Okuduğum kitaplarda kızlar ellerini ensesine atardı. Arabanın geniş olması bizim için fırsat olarak değerlendirilebilirdi. Belimi tutarak beni sürücü koltuğuna geçirdi tabi ki bunu yaparken dudaklarını ayırmadı. Şuan Savaş'ın kucağında ters bir şekilde oturuyordum. Ellerimi ensesine götürdüm ve onu kendime bastırdım. Savaş'ın elleri belimden kalçalarıma doğru kaydı. O kadar uzun zamandır öpüşüyorduk ki nefes almak için dudaklarımı çektim. İkimizde nefes nefeseydik.
"Otele gidince devam ederiz. Yerine geç istersen." Dedi ve muzipçe sırıttı Savaş.
Araba durduğunda etrafıma bakındım ve havaalanında olduğumuzu gördüm.
"Neden geldik buraya?" Dedim korkarak. Yükseklik korkum vardı ve bu yüzden hayatımda hiç uçağa binmedim.
"Havaalanında ne yapılır Buğlem?"
"Uçağa binilir."
"Hadi ya ciddi misin, bakıyım vallaha ciddisin." Bunu dalga amaçlı söylemişti. Bavulumu alıp uçağa doğru ilerlerken ben hala sırtımda çantamla saf saf Savaş'ın gidişini izliyordum.
"Gelsene geç kalıcaz." Kafamı olumsuz anlamda salladım. Savaş kafasını yukarı kaldırdı derin nefes aldı ve yanındaki adama bavulları verip hızlı adımlarla yanıma geldi.
"Gel artık."
"Olmaz. Ben binemem o şeye."
"O şey? Uçağı mı kasdediyorsun."
"Evet ben asla binmem İM-KAN-SIZ."
"Buğlem çocuklaşma yürü."
"Ya hayır diyorum sen git ben gelmicem."
"Ama otelde devam edicektik bebeğim." Dedi ve kaleyi içten fethetti. Bunları söylerken bana yaklaştı ve dudaklarıma bir buse kondurdu. Ben olayın şokunu atlatmadan kendimi havada buldum. Savaş beni sırtına almış uçağa doğru gidiyordu.
"Savaş bırak." Dedim tepinirken.
"Kapa çeneni."
"Savaş bırak lütfen binmek istemiyorum. Arabayla falan gidelim."
"İyi ama saatlerce direksiyon sallarsam yorulurum ve seni tatmin edemem." Dedi çapkınca.
"Tatmin etmene gerek yok ben seni böyle seviyorum. Hadi arabayla gidelim." Dediğimde çoktan uçağa binmiştik ve şuan Savaş benim kemerimi bağlıyordu.
"Lütfen inelim." Diye fısıldadım insanları rahatsız etmemek için.
"Çok geç kaldın." Dedi ve dudaklarıma bir buse kondurup yanıma oturdu.

Sevgili AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin