"Geçmiş..."
Gecenin yalnızlığında yatıyordu Ozan. Acısını bilmiyordu.
Günün ilk ışıkları ile birlikte kuşlar tekrar ötmeye başlamıştı. Hayri uyanmış üstünü giyiyordu. Ozan gözünü açtı. Sevim teyze dışarıda süt sağıyordu. Masum hayvanların lezzetli sütleri. Sevim teyze o sütle yoğurt yapar, o yoğurtla ayran yapar, o ayranla da çorba yapardı. Hayri en fazla yoğurdu severdi ama yine de diğerleri de güzeldi. Sevim teyze içeri gelince sofrayı kurmaya başladı. Ozan, ilk kez Sevim teyzelerin evinde kahvaltı yapmıyordu. Önceden de annesi ve babasıyla gelmişliği vardı. Hayri üstünü giydikten sonra tuvalete gitti. Ardından da elini yüzünü yıkayıp sofraya oturdu. Yeni sağılmış taze inek sütü, bahçeden toplanmış salatalık ve domates ve o güzel naneler bizi yiyin diye bağırıyorlardı. Kahvaltı esnasında Hayri Ozan'a baktı ve konuşmaya başladı.
-Bugün yine dışarıda oynama. İstersen benimle gel. Sohbet falan ederiz, takılırız. Değil mi anne?
-Valla ben Ozan'a karışmak istemem ama bence de senin dediğin iyi bir fikirmiş evladım.
-Ozan, gelecek misin?
-Tamam Hayri abi. Seve seve gelirim.
-Tamam o zaman. Kahvaltını biraz çabuk yap yoksa yine geç kalacağım.
Kahvaltı bittikten sonra Sevim teyze sofrayı kaldırırken Ozan da Hayri'nin giysilerinden giydi ve çıktı. Hayri onu dışarıda bekliyordu. Dışarısı yine sıcaktı ama hafif bir soğukluk da yok değildi. Koyunları aldıktan sonra dağa doğru yürümeye başladılar. O esnada konuşuyorlardı.
-Eee, Ozan.
-Efendim Hayri abi?
-Koyunlarımı sevdin mi?
Ozan gülmeye başlar.
-Neden gülüyorsun?
-Onlar senin koyunların değil ki Hayri abi. Sen onları sadece ödünç alıyorsun. Sonra tekrar o koyunları geri veriyorsun.
-Bakma sen o sahiplerine. Bak şu ilerideki siyah kahverengi benekliyi gördün mü?
-Hani, nerede?
-Sağda işte,baksana.
-Haa. Gördüm.
-O koyunu 2 ay önce sahibinin evinde yerde yatarken gördüm. Adam bana yattığını söyledi ama inanmadım. Bir koyun dövülmüş gibi yatar mı yaa?
-Hııı. Koyunu mu dövmüş?
-Ne bileyim, herhalde.
Bu sohbet günün sonuna kadar devam etti. Günün sonunda artık hava iyiden iyiye gerçek soğukluğunu gösteriyordu. Hayri ve Ozan koyunları topladı. Eve doğru geldiler.
-Ozan sen eve gir ben şu koyunları bırakıp hemen geliyorum.
-Tamam Hayri abi. Nasıl istersen.
Ozan evin kapısını çaldı. Sevim teyze biraz yavaş olduğu için sürekli geldim geldim diyor ama bir türlü gelemiyordu. Nihayet kapıyı açtı. Ozan kapı açıldığı gibi tuvalete koştu.
-Dur oğlum, ne oldu?
-Çok tuvaletim var Sevim teyze.
-Tamam, koş haydi.
Sevim teyze kış geldiği için Ozan'a eldiven örüyordu. Ozan tuvaletten çıktı ve içeri geldi. O sırada Sevim teyzenin eldiven ördüğünü gördü.
-Ne örüyorsun Sevim teyze?
-Sana eldiven örüyorum Ozan.
-Aaa! Bana mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİLİK GERÇEKLER
RandomBabası ve annesini yitirmiş bir çocuğun hikayesi..................... mi?