4. Bölüm

7.9K 709 84
                                    

Jungkook okuldaki tüm çocuklardan nefret ediyordu.

Bursu böyle gülünç derecede prestijli bir liseye kabul edildiğinde bunun hakkında ne düşünmesi gerektiği bilmiyordu. Üniversiteye başvurduğunda iyi görünecektir, saçlarını karıştırırken yüzünde gururlu bir gülümseme olan ağabeyi Junghyun böyle söylemişti.

Doğru, ağabeyi gitmesini istemişti ve Jungkook da gitmişti.

Junghyun muhtemelen o anda hayatındaki en önemli insanlardan biriydi çünkü ebeveynlerinin her ikisi de yeniden evlenmişti, yeni eşlerinin de önceki evliliklerinden çocukları vardı, bu yüzden Jungkook'un başka bir annesi, başka bir babası ve ilişkilendirilmek istemediği bir avuç üvey erkek ve kız kardeşleri vardı. Kötü oldukları için değildi, Jungkook içine kapanık, ailesini ve mahremiyetini seven biriydi ve onlar kesinlikle aile değillerdi. Hepsi kardeşi olmasına rağmen çocuğu daha iyi olanın diğerleriyle rekabet içerisinde olmasından nefret ediyordu. Jungkook, Junghyun ile iyiydi, teşekkürler.

Ne yazık ki o liseye başladığı yıl Junghyun üniversite için Seoul'den ayrılmıştı.

Jungkook kendisini terk edilmiş ve yapayalnız hissetti, ailesi onu seviyor olsa bile yeni eşleriyle daha fazla ilgileniyorlardı ve bu Jungkook'un ihmal edilmiş ve önemsiz hissetmesine de neden oluyordu.

Belki de ilgi görmek için ağlama numaraları yapmasının sebebi buydu. Ya da belki de annesinin onaylamayan iç çekişlerini ve babasını, yeni bir küpe aldığında ya da bir öğretmenini kızdırdığında hayal kırıklığına uğrattığını izlemek. Çünkü Jungkook, onun hakkında övünmeyi sevdikleri noktaya kadar, mükemmel ebeveynlik becerilerinde gurur duymalarını istemiyordu çünkü -içindeki çocuksu taraf bunu mümkün kılmak istemiyordu- şimdi onu çok kötü bir şekilde başarısız olduğunu hissettiriyorlardı. Belki de lisenin ilk gününden eğer parası yoksa, harika bir burs öğrencisi ve diğer bütün öğrencilerden daha iyi olsa bile, hiç kimse olmayacağını fark etmesiydi, ve şimdi denemek onu rahatsız etmezdi.

Jungkook okulun 'asi' kesimine nasıl yayıldığını gerçekten bilmiyordu. Muhtemelen cezaları yüzündendi. Bir gün sigara içmek veya ucuz paket almak için çıktıklarında onlardan biri haline gelmiş ve isim takmalar başlamıştı. Onlar zengin ve kibirlilerdi, etrafta birçok gereksiz bok satın almak için dolaşırlardı, ama aslında kötü sayılmazlardı. Biraz yanlış yönlendirilmiş, çaresizce ilgi bekleyen, ebeveynlerinden ve onların yüksek beklentilerinden bıkmış yönleri ile çoğu Jungkook'a benziyordu. Jungkook ilk sigara içtiği ve onu dudaklarının arasına koyduğu zamanı hala hatırlıyordu. Akciğerlerinin yandığını ve öksürüğün getirdiği kaşıntıyı hissetmişti, ama buna rağmen o kadar iyi hissetmişti ki buna alışabilirdi. Bağımlı olduğunu söyleyemezdi, ama bazen çok fazla garip ve gergin aile yemekleri olduğunda ya da annesi okulu astığı için gelip ona bağırdığında hissettiği boşluğu doldurmak için bu yanmaya ihtiyacı vardı. Diğer yandan birlikte takıldığı grubu seviyordu, istediği kadar küfür edebilirdi,  sonunda onu bir çeşit lider olarak görmeye başlamışlardı. Ona böyle davrandıkları sürece üstün hissetmek onun için kolaydı, özellikle içinde bir yerlerde hiçbir şey olmadığını hissettiğinde.

Gerçek arkadaş olarak betimleyebileceği tek kişi muhtemelen Yugyeom'du. Birlikte spor yapıyor, birkaç dersleri ortak görüyorlardı. Yugyeom oldukça sıradan bir öğrenciydi ve elbette diğerleri gibi de zengindi, akıllı, espriliydi ve insanların işine burnunu sokmazdı, bu yüzden Jungkook onu takdir ediyordu. Yalnızca pratik esnasında veya bazen ortak derslerinde beraber oturduklarında konuşurlardı, başka türlü iletişime geçmezlerdi. Yugyeom o ve arkadaşlarıyla beraber oturabileceğini söylemişti ama Jungkook henüz teklifini kabul etmemişti. Neden olduğundan emin değildi, belki de bir süre daha asi öğrenci olmak istiyordu.

Ününü biliyordu. Kızlar ona kuyruk sallarken erkekler de onun gibi olmak istiyordu. Jungkook hafif bir memnuniyet duymasına engel olamazdı, çünkü onlar okulun parası yüzünden burada olduğumu bilmiyorlardı. Yine de sevgi ve övgü almaya devam etti, bunu yapabilirdi. Üstte gibi hissetmekten ve onların altında olduklarını düşünmekten hoşlanıyordu. Ünü okulun dışına kadar da yayılmıştı. Diğer öğrencileri geçtikleri zaman daha iyi hissediyordu çünkü Busan'ın en ünlü okuluna gidiyordu ve herkes bunu biliyordu.

Ama evi geri döndüğünde her şey sona eriyordu, özgür değildi, başka bir macera başlıyordu.

"Kontrolden çıktın, Jungkook." Babası üniforması ile ilgili başka bir tartışmadan sonra çıkışmıştı; okulu, babasını kulaklarını süsleyen ve göze çarpmayan aksesuarlarından veya değişen saç renginden daha az şikayet etmek için aramıştı. Jungkook sadece dişleri arasından homurdanıp, dışarı çıkmış, gizlice onu hor görmeyen üvey annesine yanaşmıştı. (Jungkook'un annesi ondan nefret ediyordu ve o da Jungkook'un annesinden nefret ediyordu, ve bu nedenle kocaları birbirlerinden nefret ediyordu, Jungkook ise hepsinden bıkmıştı, ailesi sadece büyük berbat bir karmaşaydı).

Bir çocuğun kolları arasındaydı, yatakta çok fazla yastık olduğu için rahatsız ediciydi ama hey, en azından kendi evinde değildi ve Jungkook şikayet etmiyordu. Gece boyunca kalmasına izin verecek birkaç yatak arkadaşı vardı. Evden uzakta olmayı seviyordu. Kendi odasında bir yabancı gibi hissediyordu.

Birkaç ay içinde yeni kişiliğine kısmen yerleşmişti. Jungkook rahattı veya olabildiğince memnun.

Yani, Park Jimin ile yatmak gibi bir hata yapana kadar öyleydi.

Herkes Park Jimin'i bilirdi. Mükemmel katılım, kusursuz notlar, kusursuz karakter, öğretmenler ona tapıyordu. Kayıt olduktan sonraki her yıl sahne sanatlarında derece yapmıştı ve okulun onur öğrencisiydi.

Ve kahrolası her vakitte mutlu görünüyordu.

Jungkook onu kitaplarını göğsünde tutarken, arkadaşlarıyla sohbet ederken, öğretmenlerini sınıfa girmeden önce selamlarken, birinin düşen kitaplarını veya defterlerini toplaması için yardımcı olurken gülümsediğini görürdü. Rahatsız edici derecede yüksek tonlu sesi ile eşit derece rahatsız edici bir kıkırdamaya sahipti, güldüğü zaman dizlerine doğru eğilir ve yere düşerdi ya da en yakındaki duvara veya kişiye yaslanır tüm vücudu ile gülerdi.

Jungkook hemen hemen okuldaki tüm çocuklardan nefret ederdi ama Park Jimin'in en sevmediği kişi olduğunu düşünüyordu.

Park Jimin, Jungkook sahip olmadığı her şeye sahipti- sevgi dolu bir aile, para, herhangi bir şey için hevesli bir tutku ve neredeyse naif bir iyimserlik. Belki de o gerçekliğin ne kadar acımasız olduğunu bilmeyen, korunan değerli oğlanlardan biriydi.

Jungkook bencil olmak ve paylaşmak istiyordu, belki de onun mutluluğunun bir kısmını kendisi için çalmak veya Jimin'in hayatının tam olarak nasıl olduğunu öğrenmek istiyordu, o kadar mükemmeldi ki yüzündeki en aptalca gülümsemesiyle dolaşıyordu. Ve Jimin bir öğlen arkadaş grubuna yanlışlıkla çarptıktan sonra fırsat ve onu aramak için bir sebep yakalamıştı. Gülünç bir bahaneydi ama Jungkook'un ihtiyacı olan tek şey buydu, gerçekten, Jimin muhtemelen bundan şüphe bile etmemişti (kendisi hakkındaki düşüncelerini merak etmişti). Jungkook, Jimin'in okulun yanındaki dans stüdyosunda pratik yaptığını biliyordu, böylelikle bir gün onu orada beklemişti. Dürüst olmak gerekirse Jimin'in evet diyeceğini düşünmüyordu, aslında onun yanında yere uzanırken nefes nefese pantolonun fermuarını açacağını bile düşünmemişti.

Kolunu yüzünün üstüne kapatan Jimin'e baktı, yanakları kıpkırmızıydı ve saçları dağılmıştı. Okulda sergilediği düzgün, aşırı resmi, örnek görüntüsünden tamamen farklıydı. Jungkook'ta karanlık ve vahşi bir şeyler uyandırıyordu.

"Pekala, bunun için teşekkürler." Jungkook mırıldandı ve kıyafetlerini düzelttikten sonra ellerini birbirine çarptırdı.

Jimin oturup kendi giysilerini giymeye ve yere bakmaya başladı. Jungkook ise dönüp yürüyerek oradan ayrıldı.

Jimin'i ne zaman okulda görse kirli bir sır gibiydi.

Jimin hala her zamanki gibi mükemmel görünüyordu ve Jungkook onunla tekrar ve tekrar görüşmek için kendine hakim olamamıştı, onur öğrencisinin ellerinde parçalanmasını, yalvarışlarının ve umutsuz çığlıklarının bir ayine indirgenmesini ve asla gitmesine izin vermeyecek gibi onu tutmasını izledi.

You Broke My Heart • Jikook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin