7. Bölüm

7.5K 637 157
                                    

"Böyle söyleme. Kahramanmış gibi davranma, ve bana merhamet ediyormuşsun gibi korumaya çalışma, Jungkook. Beni kalbi kırık bıraktın."

"Biliyorum," Jungkook ne yaptığının, nelerin olmasına izin verdiğinin farkındaydı ama Jimin'e bunun sebeplerini nasıl açıklayacağını bilmiyordu. "Sadece sana sahip olmama izin veremezdim."

Jimin uzaklara doğru bakarken kafasını salladı, binanın içinden gelen ışık öfkesini vurgularken ifadesini bozdu. Jungkook avcunun içindeki küçük kutuyu daha sıkı kavradı.


Namjoon, ondan birkaç yıl büyüktü ve Jungkook'un akıl hocası gibiydi, küçük ama gelişmekte olan bir şirketin parçasıydı, üniversiteden sonra işe alınan Jungkook'un dinç olduğunu ve ondaki potansiyeli gördüğünü söylemişti. Jungkook ilk davasını kazandıktan sonra bu yılın başlarında Jimin'e her şeyi itiraf edecekti. Artık yeterince iyi olduğunu, geçmişte kalan gençliğini, düşüncesizliğini ve bencil tarafını tamamen geride bıraktığını hissediyordu. Busan'ın güzel modern dansçısının, Park Jimin'in peşinde olmaya hazırdı. Jungkook parası olduğu zamanlar tüm performanslarına gitmiş, onu gördüğünde göğsünün gururla kabardığını hissetmişti. Bu şekilde hissetmek için bir nedeni yoktu, Jimin bu aşamaya tek başına gelmişti, kesinlikle Jungkook sayesinde değildi, ama o kadar mutlu görünüyordu ki kendisine engel olamamıştı. Jimin sadece dans etmiyordu, yükseliyor ve müzikle beraber parçalara ayrılıyordu. Hareketler tamamen ona aitti, kolundaki kalp savunmasızdı.

İki yıl önceki o gece bir araya geldikten sonra Jimin'e gitmeye karar vermesinden önceki gün, Yugyeom'un Jungkook'u yeni arkadaşlarıyla tanıttığı gündü. Jaebum adında, uzun boylu, koyu saçlı, ılık gözlü ve samimi biri vardı. Jungkook onu umursamadı- onda nazik olduğuna inandıran bir şeyler vardı. Ama Yugyeom ve Kunpimook onun evlilik hayatının dehşeti hakkında alay etmeye başladığında konu ilgisini çekmişti.

"Evlendin mi?" Jungkook şaşakaldı. Bunu beklemiyordu.

"Hayır, nişanlandım." dedi Jaebum gülerek kolunu Jinyoung'un boynunun etrafına sararken.

"Oh, siz ikiniz beraber misiniz?" Jungkook parmağıyla ikisini işaret etti, aslında o kadar da şaşırdığı söylenemezdi çünkü gerçekten birbirlerine yakın ve sevecen görünüyorlardı.

Jinyoung kafasını arkaya devirerek kahkaha attı. "Hayır, hayır, sanki bu aptalla çıkacakmışım gibi."

Jaebum onun omzunu itti ve telefonunun ekranına birkaç kez dokunup bir resim açtı. "Güven bana, benim bebeğim çok daha iyi görünüyor."

Jungkook, Jaebum ile el ele olan, son birkaç yıldır özlemini çektiği adamın kameraya gülümseyen yüzünü gördüğünde neredeyse telefonu yere fırlatacağına yemin edebilirdi. Mutlu görünüyordu- Jungkook ile olduğundan çok daha mutlu.

O evlenmişti.

Dürüst olmak gerekirse, Jungkook Jimin olmadan bir şeylerin üstesinden gelmeyi başarıyordu, Taehyung, Yugyeom ve büyük beğeni toplayan, saygılı Namjoon ile olan arkadaşlığını seviyordu, müvekkillerine yardım etmeyi seviyordu, aslında metroda yabancılara bile gülümsüyordu, haksızlığa uğradığını hissetmeden özür dilemeyi başarabilirdi.

Ama Jimin'i özlemişti.

Jungkook sadece ona fayda sağlamasını istememişti, Jimin'i mutlu etmek istemişti çünkü onu seviyordu. Suçluluk ya da zorunluluktan değildi. O sadece -Jimin'in kendisini ne kadar çok sevdiğini merak ediyordu- karşılığında hiçbir şey istemiyordu. Jimin'i sevmek bir ayrıcalık gibi hissediyordu.

"Oh," Jungkook'un tek söyleyebileceği şey buydu. Meyve suyu kutusundan yudumlar alan Yugyeom'a baktı, o ilişkilerini hiçbir zaman öğrenmemişti.

You Broke My Heart • Jikook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin