11. Bölüm (son)

5.8K 462 71
                                    

En alçak saniyelerde ve en karanlık saatlerde yanında olacağıma söz veriyorum. Seni terk etmeme neden olacak hiçbir şey yapmazsın. Yaşadığım her zayıflık anında beni daha kötü bir şekilde engelledin. Bu sefer bana güvenebilirsin, umarım şimdiye kadar bunu sana kanıtlamışımdır.

"Çok kötü bir şey yaptım," dedi Jimin somurtkan bir şekilde masaya otururken, her iki yanında Yoongi ve Seokjin vardı, Taehyung ve Jungkook ise karşısındaydı.

"Muhtemelen o kadar da kötü değildir..." diye başlayan Seokjin Jimin'in kızarmış gözlerini görünce yavaşça duraksadı. "Lütfen ağlama. Eğer ağlarsan ben de ağlarım."

Jimin kederli bir ses çıkardı ve Jungkook Jimin'in yanında oturuyor olmasını diledi böylece kolunu onun etrafına sarabilirdi, bunu onun yerine Seokjin yapıyordu.

"Aylardır pratik yaptığım dans şirketinden atıldım," dedi ve Jungkook'un rengi attı.

"Ama neden? Bunda fazlasıyla iyiydin!" Jungkook kendini durduramadan ağzından kaçırdı. Jimin dudaklarını ısırdı, yanakları kızarmıştı, küçük ve minnettar bir gülümseme takınmayı başardı.

"Dans koordinatörü benden hoşlanmıyor. Dansımda, yüz ifadelerimde hatta kıyafetlerim gibi gereksiz şeylerde, tutumumda ya da görünüşümde beni batıracak şeyler yapıyor. Bugün yerime birini bulduğunu söyledi." Jimin tıkandı ve yüzünü avuç içlerine gömdü. Jungkook öfkesi çıkagelmeden önce onun kalbinin kırıldığını hissetti.

"O sürtüğü doğduğuna pişman edeceğim," Taehyung birden çıkıştı, sesi kin doluydu ve Jungkook'un aklından geçenleri söylemişti.

"Arkandayım-" dedi Yoongi de sözü kesilmeden önce.

"Bekle. Bekle, neden ona korkunç bir şey yaptığını düşünüyorsun ki?" Seokjin, bir elini Jungkook'un eline kenetleyerek gözlerini masaya diken Jimin'e baktı.

"Çünkü..." Derin bir nefes aldı. "Dansımın ne kadar kusurlu olduğunu söyleyip duruyordu, en sonunda ona çıkıştım ve 'kocanın sana dayanamamasına şaşmamalı' dedim. Onları sadece bir kere tartışırlarken gördüm, anlıyor musunuz? Ve sorunlarının olması onlar için bir sır değildi." Jimin yutkunarak kafasını masaya koydu. "Berbat biriyim... Sonra sessizce yürüyüp gitti ve ben kendimi çöp gibi hissettim."

Diğerleri sessizliğe büründü, nasıl tepki vereceklerini toparlamaya çalışıyorlardı, sonra Yoongi gözlerini devirerek homurdandı. "Ama bunu hak etmiş."

"Anlamıyorsunuz! Onun kişisel hayatını bu işle karıştırmamalıydım, bu çok alçakça. Daha sonra defalarca özür diledim ama o bana kariyerimi kendi elleriyle mahvedeceğini söyledi. Yetkili birisi ve öylesine işe alındığımı biliyor!" Jimin derin ve titrek bir nefes alıp utançla Jungkook'a baktı.

Jungkook çenesini sıktı- Jimin gibi, bir şey için çok çalışan biri böyle hissetmemeliydi. Jimin haftalardır neler olduğunu ona anlatıyordu, Jungkook Jimin'e adım atmayı teklif ettiğinde ise onu durdurup, kendisine bağırıp duran birini sevdiğini ve yapılacak çok az şeyin olduğunu söylemişti. Bu çok zalimceydi ama Jungkook Jimin'in muhtemelen kafayı ona takmış birini etkilemek için bu kadar uğraştığını görünce çok kötü hissetmişti. Bir sonraki hareketine karar veren Jungkook telefonunu alıp yavaşça ayağa kalktı.

"Birazdan dönerim," Gözleri dolu dolu olan Jimin'e elinden geldiğince güven verici bir şekilde gülümseyerek merdivenlerden çıktı, rehberinden birini aradı.

Birkaç çalıştan sonra telefon açıldı ve cıvıl cıvıl, ferahlatıcı bir ses duyuldu. "Hey Jungkook! Çok uzun zaman oldu! Nasılsın?"

You Broke My Heart • Jikook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin