6. Bölü(m)

8.4K 626 114
                                    

Jimin Seoul üniversitesine kabul edilmişti, elbette edilmişti. Hatta tek kelime bile etmeden taşınmıştı. Jungkook ona şans dilemek için mesaj atmıştı. Jimin'in gidişi midesinde kaynayan sıcak bir his bırakmıştı. Tanıdık bir his. Jungkook'a taşınmadan ve liseye girmeden önce erkek kardeşini hatırlattı. Azim gibi bir şey, ya da devam etmesi için bir hatırlatma.

Küpelerini çıkardı ve eve geri dönmeye başladı.

Yugyeom ve onun kabadayı ama özverili arkadaşlarıyla oturdu, derslere düzgün bir şekilde katıldı ve zamanını çalışmak için kullandı.

Ailesi onun nihayet asi döneminin bittiğini düşünüyordu ama Jungkook bunu sadece Jimin için yapıyordu. Belki Jimin'in dansa olan tutkusu ona ilham vermişti veya hayatın o kadar da kötü olmadığını fark etmişti ama Jimin'i kesinlikle tekrar görebilmiş ve ona uygun bir cevap vermişti, Jimin bu kez ona güvenebilirdi, Jungkook'un Jimin'in varlığı ile birlikte kendini memnun hissetmesine gerek yoktu.

Hukuk, kesinlikle kendisinin girmesini beklediği şey değildi ama fazladan mesailerinde biraz sürünüyordu. Eğer özellikle çabalayan ailelere yardım edebilir ve çalışanlarını sömüren büyük şirketlere karşı çıkabilirse, diğer insanlara yardım etme düşüncesinden hoşlanmıştı. Belki de onun bir tarafı gerçekten gururla söyleyebileceği bir şey olmak istiyordu, Jimin ondan böyle bir şey beklemediği halde kanıtlayacak bir şeyi varmış gibi hissediyordu. Jimin Jungkook'u olduğu gibi kabul etmişti -pervasız, yanlış yönlendirilmiş, tembel- ama Jungkook Jimin'in onu böyle kabul etmesine izin veremezdi.

Ağabeyi ile birlikte dairesine taşınmış, Junghyun ile yeniden birlikte olabilmek için kendinden geçmişti.

"Ah, tutumsuz ikinci oğlan." Junghyun bir kez daha Jungkook'un saçlarını karıştırırken sırıttı. "Kaderinde her zaman sarhoş olmaktan ve kafayı bulmaktan daha büyük şeylerin olduğunu biliyordum."

"Hiç uyuşturucu kullanmadım," Jungkook bavulunu diğer yatak odasına sürüklerken gözlerini devirdi. Koridorda ekose gömlek ve kot pantolon giymiş bir kızla karşılaştı. "Uh..."

"Oh bebeğim, bu benim bebek kardeşim Jungkook." Junghyun güldü.

Junghyun'un kız arkadaşı heyecanla kendini tanıtmaya başladı- içi dışı birdi ama aşırı değil, durmadan çığlık atıyor ve benzerliklerini ve farklılıklarını yeniden işaretliyordu.

Jungkook'a Jimin'i hatırlatmıştı.

Ama her şey Jungkook'a Jimin'i hatırlatıyordu.

***

Sonunda Seoul'deydi ama çabucak Jimin'i bulup gecikmiş kelimeleri söyleyecek gibi değildi.

Aynı okula gitmiyorlardı ve karşılıklı arkadaş paylaşımı yapamıyorlardı. Onu sosyal medya üzerinden bulabilirdi, eski telefon numarasına sahipti, ama aniden nasıl bir konuşma başlatacağını bilmiyordu. Hukuk bölümünün ilk yılı inkar edilemez derecede zor ve yoğundu -zaten eski aşkının hasretini çekecek kadar zamanı yoktu- ama okulun ikinci yılında yolları kesişmişti. Birinin evindeki bir partiye gitmişti, görünüşe göre herkesin kim olduğunu bildiği, kendinden iki yaş büyük ve Taehyung adındaki çocuk tarafından sürüklenmişti, ve bir yıldan uzun bir süre içinde Jimin'i ilk kez görmüştü.

Bir sandalyede oturuyordu ve çevresi arkadaşlarıyla çevriliydi, Jungkook onun sallanış biçiminden ve yavaş tepkilerinden çakırkeyf olduğunu söyleyebileceğini varsaydı. Jimin'i daha önce hiç sarhoşken görmemişti.

"Park Jimin'i tanıyor musun?" Taehyung bir elinde içeceğini diğer elinde ise telefonunu tutarken sordu.

"Kısmen." Jungkook mırıldandı, karnına giren teklemeyi görmezden geldi. "Aynı okuldaydık."

You Broke My Heart • Jikook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin